İçinde v olan 6 harfli 480 kelime var. İçerisinde V harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında v harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu v harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇEVRİM
-
-
[isim]
Devir
-
Bir elektrik akımının iletken üzerinde aldığı yol, devre
-
Elektrik enerjisinin bir başka enerjiye dönüştürülmesi
-
[isim]
Devir
- SERVİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sofrada hizmet etmekle görevli kimsenin yaptığı iş ve bu işin yapılma biçimi, sofra hizmeti
- "Özel olarak iki aşçıyla iki de ayrıca servis yapacak garson çağrıldı." (Çetin Altan)
-
Yemekte gerekli olan tabak, çatal, bıçak, kaşık, peçete vb. şeylerin tümü
-
Bir yönetimde, bir kurum veya kuruluşta, bütünün bir parçasını oluşturan iş, hizmet; bu işin yapıldığı yer
-
Burada görevli kimselerin tümü
-
Herhangi bir kuruluşun ulaşım işlerinde kullanılan taşıma aracı
-
Otomobil, beyaz eşya vb. ürünlerin bakım ve onarımlarının yapıldığı yer
-
Voleybol, masa tenisi, tenis vb. oyunlarda oyuna başlama vuruşu
-
[isim]
Sofrada hizmet etmekle görevli kimsenin yaptığı iş ve bu işin yapılma biçimi, sofra hizmeti
- ŞEVKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyüklük, ululuk, yücelik, heybet
-
[isim]
Büyüklük, ululuk, yücelik, heybet
- İVEĞEN
-
-
[sıfat]
Aceleci
- "Ben, dedim, iveğen değilim, düşünmekten de korkmam." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çabuk ilerleyen, akut
- "İveğen hastalık."
-
[sıfat]
Aceleci
- LİVATA
- ...
- SÜVARİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Atlı
-
Atlı asker
- "Bir sabah süvarilerimizin şehre girdiği işitildi." (Peyami Safa)
-
Ticaret gemilerinde kaptanlık yapan kimse
-
[isim]
Atlı
- MİNVAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Biçim, yol, tarz
-
[isim]
Biçim, yol, tarz
- VARGEL
-
-
[isim]
Herhangi bir makinenin bir doğrultuda gidip gelerek iş gören parçası
-
[isim]
Herhangi bir makinenin bir doğrultuda gidip gelerek iş gören parçası
- OVUNMA
-
-
[isim]
Ovunmak işi
-
[isim]
Ovunmak işi
- ŞEVKLİ
-
-
[sıfat]
Şevki olan
- "Ben onun kadar şevkli oyuncu tanımadım." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Şevki olan
- TEVAZU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alçak gönüllülük
- "Tevazu üzerine geçen hafta yazdığım yazının bir çeşit devamıdır, bu haftaki yazı." (Haldun Taner)
-
Gösterişsizlik
-
[isim]
Alçak gönüllülük
- ŞİRVAN
- ...
- SÖVMEK
-
-
[-e]
Onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek, küfretmek
- "Daha dört yaşındayken en azılı köy erkekleri gibi sövermiş." (Halide Edip Adıvar)
- "Kılıksız kıyafetsiz adamlardan biri güya kapımızdan içeri dalarak bize sövüp saymaya başlamış sanırdım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-e]
Onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek, küfretmek
- VESAİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belgeler, vesikalar
-
[isim]
Belgeler, vesikalar
- ÇEVGEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Değnek
-
Polo
-
[isim]
Değnek
- PUSVAL
-
-
[isim]
Yemenicilerin kullandığı ölçü
-
[isim]
Yemenicilerin kullandığı ölçü
- SEVMEK
-
-
[-i]
Sevgi ve bağlılık duymak
- "Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı." (Ömer Seyfettin)
-
Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek
- "Ne kadınlar sevdim zaten yoktular / Böyle bir sevmek görülmemiştir." (Atilla İlhan)
-
Çok hoşlanmak
- "Bazıları entari üstüne kürk giymeyi daha çok severlerdi." (Refik Halit Karay)
-
Okşamak
-
Yerini, şartlarını uygun bulmak
- "Bu ağaç nemli ortamı sever."
-
[-i]
Sevgi ve bağlılık duymak
- GÜVEYİ
-
-
[isim]
Damat
- "Güveyi girdiğinin ertesi günü askere çağrıldı."
-
[isim]
Damat
- VİNTER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ağaç çemberler üzerine örülmüş torba biçimindeki balık ağı
-
[isim]
Ağaç çemberler üzerine örülmüş torba biçimindeki balık ağı
- EVVELA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Önce, ilk önce, ilkin
- "Başını ellerinin içine alarak evvela kendini bir tartmak istedi." (Peyami Safa)
-
[zarf]
Önce, ilk önce, ilkin