İçinde uşt olan 11 harfli 23 kelime var. İçerisinde UŞT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uşt olan kelimeler listesine ya da Sonu uşt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

T U Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ŞUT, TUŞ

2 Harfli Kelimeler

ŞU, TU, UT

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SAVUŞTURMAK

  1. [-i] Geçiştirmek, atlatmak
    • "Büyük bir felaketten henüz çıkmış bu adamda küçük bir sokak kavgası veya hafif bir araba kazasını savuşturmuş da şimdi üstünü başını düzeltmeye koyulmuş bir kimse hâli vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

MUŞTULANMAK

  1. [nsz] Sevinçli bir haber verilmek, müjdelenmek

KAVUŞTURMAK

  1. [-i] Kavuşmasını veya kavuşmalarını sağlamak
    • "Kollarını kavuşturup gözyaşı dökmekten başka elinden ne gelir?" (Atilla İlhan)

KONUŞTURTMA
...
YOĞUŞTURUCU
...
KOŞUŞTURMAK

  1. [nsz] Bir işi izlemek veya birçok işi yapmak amacıyla sürekli olarak gidip gelmek, koşuşmak

OLUŞTURTMAK
...
SOKUŞTURMAK

  1. [-i] Dar bir yere zorla veya iterek sokmak
  2. Belli etmeden kötü bir malı vermek
    • "Manav çürük elmaları sokuşturup çocuğa verdi."
  3. Dokunaklı, kırıcı veya acı söz söylemek
    • "İkide birde başlarında Selman gibi adamlar olduğunu sokuşturuyordu." (Halide Edip Adıvar)

TUTUŞTURMAK

  1. [-i] Tutuşmalarını veya tutuşmasını sağlamak
    • "Mutfakta maltız zaten yanmaktadır, anne iki gözlü ocağı da tutuşturuyor." (Tarık Buğra)
  2. [-i] Karşısındakinin isteyip istemediğini düşünmeksizin ansızın vermek
    • "Kadın mutfaktan alıp geldiği fileyi erkeğin eline tutuşturdu." (Necati Cumalı)
  3. [-de] Coşturmak, çok heyecanlandırmak
    • "Saz sesleri ... eski hislerimizin küllerini savurur, gizli ateşlerini üfler ve içimizde tekrar tutuştururdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)

UYUŞTURULUŞ
...
SORUŞTURMAK

  1. [-i] Öğrenilmek istenilen şeyi birçok kişiye inceden inceye sormak, araştırmak
    • "Paramıza mı göz dikiyorlar hele bir inceden inceye soruşturalım." (Aka Gündüz)

YOĞUŞTURMAK
...
KOVUŞTURMAK

  1. [-i] Suçlu olduğu ileri sürülen biri için gerekli araştırma ve soruşturmayı yapmak, takip etmek

BULUŞTURMAK

  1. [-i] Bir araya gelmelerini sağlamak, bir araya getirmek

OLUŞTURULMA

  1. [isim] Oluşturulmak işi
    • "Kanun ... yönetim organlarının oluşturulmasında ve her türlü radyo ve televizyon yayınlarında tarafsızlık ilkesini gösterir." (Anayasa)

KONUŞTURMAK

  1. [-i] Konuşmasını sağlamak, konuşmasına yol açmak
    • "İki kişiyi, iki orta hâlli vatandaşı - hayalî olarak - konuşturuyorum." (Burhan Felek)
  2. Bir müzik aracını çok güzel çalmak
    • "Piyanoyu konuşturuyor."

KOKUŞTURMAK

  1. [-i] Kokuşmasına sebep olmak

TOKUŞTURMAK

  1. [-i] Birbirine dokundurmak, çarpıştırmak
    • "Limonata bardaklarını içki kadehi gibi tokuşturarak fevkalade neşeleniyor görünür." (Reşat Nuri Güntekin)

BURUŞTURMAK

  1. [-i] Buruşuk duruma getirmek
    • "Ebe hanım iğrenmiş gibi yüzünü buruşturdu." (Memduh Şevket Esendal)

UYUŞTURULMA

  1. [isim] Uyuşturulmak işi veya durumu

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü