İçinde uşt olan 11 harfli 23 kelime var. İçerisinde UŞT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uşt olan kelimeler listesine ya da Sonu uşt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
T U Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ŞUT, TUŞ
2 Harfli Kelimeler
ŞU, TU, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAVUŞTURMAK
-
-
[-i]
Geçiştirmek, atlatmak
- "Büyük bir felaketten henüz çıkmış bu adamda küçük bir sokak kavgası veya hafif bir araba kazasını savuşturmuş da şimdi üstünü başını düzeltmeye koyulmuş bir kimse hâli vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-i]
Geçiştirmek, atlatmak
- MUŞTULANMAK
-
-
[nsz]
Sevinçli bir haber verilmek, müjdelenmek
-
[nsz]
Sevinçli bir haber verilmek, müjdelenmek
- KAVUŞTURMAK
-
-
[-i]
Kavuşmasını veya kavuşmalarını sağlamak
- "Kollarını kavuşturup gözyaşı dökmekten başka elinden ne gelir?" (Atilla İlhan)
-
[-i]
Kavuşmasını veya kavuşmalarını sağlamak
- KONUŞTURTMA
- ...
- YOĞUŞTURUCU
- ...
- KOŞUŞTURMAK
-
-
[nsz]
Bir işi izlemek veya birçok işi yapmak amacıyla sürekli olarak gidip gelmek, koşuşmak
-
[nsz]
Bir işi izlemek veya birçok işi yapmak amacıyla sürekli olarak gidip gelmek, koşuşmak
- OLUŞTURTMAK
- ...
- SOKUŞTURMAK
-
-
[-i]
Dar bir yere zorla veya iterek sokmak
-
Belli etmeden kötü bir malı vermek
- "Manav çürük elmaları sokuşturup çocuğa verdi."
-
Dokunaklı, kırıcı veya acı söz söylemek
- "İkide birde başlarında Selman gibi adamlar olduğunu sokuşturuyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Dar bir yere zorla veya iterek sokmak
- TUTUŞTURMAK
-
-
[-i]
Tutuşmalarını veya tutuşmasını sağlamak
- "Mutfakta maltız zaten yanmaktadır, anne iki gözlü ocağı da tutuşturuyor." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Karşısındakinin isteyip istemediğini düşünmeksizin ansızın vermek
- "Kadın mutfaktan alıp geldiği fileyi erkeğin eline tutuşturdu." (Necati Cumalı)
-
[-de]
Coşturmak, çok heyecanlandırmak
- "Saz sesleri ... eski hislerimizin küllerini savurur, gizli ateşlerini üfler ve içimizde tekrar tutuştururdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-i]
Tutuşmalarını veya tutuşmasını sağlamak
- UYUŞTURULUŞ
- ...
- SORUŞTURMAK
-
-
[-i]
Öğrenilmek istenilen şeyi birçok kişiye inceden inceye sormak, araştırmak
- "Paramıza mı göz dikiyorlar hele bir inceden inceye soruşturalım." (Aka Gündüz)
-
[-i]
Öğrenilmek istenilen şeyi birçok kişiye inceden inceye sormak, araştırmak
- YOĞUŞTURMAK
- ...
- KOVUŞTURMAK
-
-
[-i]
Suçlu olduğu ileri sürülen biri için gerekli araştırma ve soruşturmayı yapmak, takip etmek
-
[-i]
Suçlu olduğu ileri sürülen biri için gerekli araştırma ve soruşturmayı yapmak, takip etmek
- BULUŞTURMAK
-
-
[-i]
Bir araya gelmelerini sağlamak, bir araya getirmek
-
[-i]
Bir araya gelmelerini sağlamak, bir araya getirmek
- OLUŞTURULMA
-
-
[isim]
Oluşturulmak işi
- "Kanun ... yönetim organlarının oluşturulmasında ve her türlü radyo ve televizyon yayınlarında tarafsızlık ilkesini gösterir." (Anayasa)
-
[isim]
Oluşturulmak işi
- KONUŞTURMAK
-
-
[-i]
Konuşmasını sağlamak, konuşmasına yol açmak
- "İki kişiyi, iki orta hâlli vatandaşı - hayalî olarak - konuşturuyorum." (Burhan Felek)
-
Bir müzik aracını çok güzel çalmak
- "Piyanoyu konuşturuyor."
-
[-i]
Konuşmasını sağlamak, konuşmasına yol açmak
- KOKUŞTURMAK
-
-
[-i]
Kokuşmasına sebep olmak
-
[-i]
Kokuşmasına sebep olmak
- TOKUŞTURMAK
-
-
[-i]
Birbirine dokundurmak, çarpıştırmak
- "Limonata bardaklarını içki kadehi gibi tokuşturarak fevkalade neşeleniyor görünür." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Birbirine dokundurmak, çarpıştırmak
- BURUŞTURMAK
-
-
[-i]
Buruşuk duruma getirmek
- "Ebe hanım iğrenmiş gibi yüzünü buruşturdu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Buruşuk duruma getirmek
- UYUŞTURULMA
-
-
[isim]
Uyuşturulmak işi veya durumu
-
[isim]
Uyuşturulmak işi veya durumu