İçinde uşa olan 7 harfli 11 kelime var. İçerisinde UŞA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uşa olan kelimeler listesine ya da Sonu uşa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A U Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ŞUA
2 Harfli Kelimeler
AŞ, ŞU
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HURUŞAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Coşkun
-
[sıfat]
Coşkun
- UŞAKLIK
-
-
[isim]
Uşak olma durumu
- "Uşaklık, ayvazlık istihkakın yokken bu rütbeye gelmişsin." (Namık Kemal)
-
Birinin, kendi öz saygısı pahasına başkasına yaptığı hizmet
-
[isim]
Uşak olma durumu
- YUMUŞAK
-
-
[sıfat]
Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı
- "Pamuk yumuşaktır."
-
Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı
- "Yaş dallar yumuşak olur. Yumuşak kumaş."
-
Dokunulduğunda hoş bir duygu uyandıran
- "... yumuşak lepiska saçlarına amiyane bir perişanlık gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Kolaylıkla işlenebilen
- "Uzun gagasını yumuşak topraklara sokar, otların kökündeki yaşlığı emerek yaşarmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kolay çiğnenen, kolay kesilen
- "Yumuşak ekmek."
-
Ilıman (iklim), sert karşıtı
- "Yumuşak iklim. Yumuşak hava."
-
Kaba, hırçın, sert olmayan, kolay yola gelen, uysal
-
Okşayıcı, tatlı, hoş
- "Gözleri yan aralık, kirpiklerinin arasından bana her zamanki yumuşak, tatlı, sonsuz şefkatiyle bakıyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Sessiz, hafif
- "Onun içinde mutlaka sönüp yanan gizli yumuşak ışıklarla fosforlu bir parıldayış vardır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Ötümlü
-
[sıfat]
Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı
- KUŞANTI
-
-
[isim]
Giyecek, kuşanılacak şey
-
[isim]
Giyecek, kuşanılacak şey
- KUŞATMA
-
-
[isim]
Bir ülkenin veya bir yerin dış dünya ile olan her türlü bağlantısını kuvvet kullanarak kesme, abluka, ihata, muhasara
- "Bir türlü, ne yapsa, nereye gitse bu kuşatmadan kurtulamıyordu bir türlü." (Yahya Kemal)
-
[isim]
Bir ülkenin veya bir yerin dış dünya ile olan her türlü bağlantısını kuvvet kullanarak kesme, abluka, ihata, muhasara
- KUŞAKLI
-
-
[sıfat]
Kuşağı olan
- "Kıpkızıl ve gırtlaktan aşağı kuşaklı gömlek, tuhaf bir kasket ve elde silah!" (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Kuşağı olan
- DUŞANBE
- ...
- MUŞAMBA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir tarafına kauçuk veya yağlı boya sürülerek su geçirmeyecek duruma getirilen kalın bez
-
[sıfat]
Bu bezden yapılmış olan
- "Arabacı, yaylının muşamba perdelerini bağladı." (Halide Edip Adıvar)
-
Su geçirmeyecek biçimde yapılmış yağmurluk
-
Linolyum
-
[isim]
Bir tarafına kauçuk veya yağlı boya sürülerek su geçirmeyecek duruma getirilen kalın bez
- KUŞANIŞ
-
-
[isim]
Kuşanma işi veya biçimi
-
[isim]
Kuşanma işi veya biçimi
- KUŞANMA
-
-
[isim]
Kuşanmak işi
-
[isim]
Kuşanmak işi
- KUŞATIŞ
-
-
[isim]
Kuşatma işi veya biçimi
-
[isim]
Kuşatma işi veya biçimi