İçinde uç olan 7 harfli 19 kelime var. İçerisinde UÇ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uç olan kelimeler listesine ya da Sonu uç ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UÇUŞMAK
-
-
[nsz]
Hep birlikte uçmak
- "Hava gazı fenerinin ışığının uzayıp azaldığı yerlerde gölgeler uçuşur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Havada gidip gelerek dolaşmak
- "Çalıların üstünde kuşlar cıvıldayarak uçuşuyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Kendini duyurmak
-
[nsz]
Hep birlikte uçmak
- UÇAKSIZ
- ...
- UÇKURLU
-
-
[sıfat]
Uçkuru olan
- "Hademeler, uzun uçkurlu donlarıyla sersemce durmuş bakıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Uçkuru olan
- KUÇUŞMA
- ...
- UÇARICA
- ...
- KULUÇKA
-
Kelime Kökeni : Bulgarca
-
[isim]
Civciv çıkarmak amacıyla yumurtaya yatmış veya yatmak üzere olan dişi kuş veya kümes hayvanı, gurk
-
[isim]
Civciv çıkarmak amacıyla yumurtaya yatmış veya yatmak üzere olan dişi kuş veya kümes hayvanı, gurk
- UÇLANMA
-
-
[isim]
Uçlanmak durumu
-
[isim]
Uçlanmak durumu
- PABUÇÇU
-
-
[isim]
Ayakkabıcı
-
Camilerde ayakkabıları bekleyen kimse
- "Her cami kapısında pabuççular ayakkabı toplar, numara verirdi." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Ayakkabıcı
- KAPUÇİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Latin çiçeği
-
[isim]
Latin çiçeği
- PABUÇLU
-
-
[sıfat]
Ayağında pabucu olan
-
[sıfat]
Ayağında pabucu olan
- BUÇUKLU
-
-
[sıfat]
Kesirli
- "Buçuklu para."
-
[sıfat]
Kesirli
- SUÇÜSTÜ
-
-
[isim]
İşlenirken yakalanılan suç, cürmümeşhut, meşhut suç
-
[zarf]
Suç işlerken
- "Hırsız suçüstü yakalandı."
-
[isim]
İşlenirken yakalanılan suç, cürmümeşhut, meşhut suç
- SUÇLAMA
-
-
[isim]
Suçlamak işi, itham
- "Hemen hemen her faturasının karşısında bir başka fatura, her suçlamaya da bir karşı suçlama vardı." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Suçlamak işi, itham
- UÇUKLUK
-
-
[isim]
Uçuk olma durumu
- "Gözlerinin rengi fark edilemeyen uçukluğu beni titretti." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Uçuk olma durumu
- UÇURTMA
-
-
[isim]
Uçurtmak işi
-
Üzeri renkli kâğıtlarla kaplanmış, genellikle çokgen biçimindeki bir gövde ve süslü bir kuyruktan oluşan, sicimle bağlanarak rüzgâr yardımıyla uçurulan bir çeşit oyuncak
- "Uçurtmalar biraz gök, açık hava ve rüzgâr ister." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Uçurtmak işi
- UÇURMAK
-
-
[-i]
Uçma işini yaptırmak
- "Uçurtmayı uçurmak."
-
Kesip ayırmak, koparmak
- "Kelleni uçurmadıklarına şükür... Geçmiş olsun!" (Refik Halit Karay)
-
Hızlı götürmek, hızlı sürmek
- "Arabayı, kuvvetli atlar tenha yolda uçuruyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Gizlice alıp gitmek
-
[-i]
Uçma işini yaptırmak
- SONUÇTA
- ...
- ARDANUÇ
- ...
- ORUÇSUZ
-
-
[sıfat]
Oruç tutmayan (kimse)
-
[sıfat]
Oruç tutmayan (kimse)