İçinde uy olan 8 harfli 54 kelime var. İçerisinde UY bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uy olan kelimeler listesine ya da Sonu uy ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UYAROĞLU
-
-
[isim]
Bulunduğu ortama ve koşullara kolaylıkla uyum sağlayan kimse
-
[isim]
Bulunduğu ortama ve koşullara kolaylıkla uyum sağlayan kimse
- BUYRUKÇU
-
-
Buyuran, emreden kimse
-
Buyuran, emreden kimse
- DUYGUSUZ
-
-
[sıfat]
Duygusu, duyarlığı olmayan, hissiz
- "Alığa döndüm, bir çuval pamuk kadar duygusuzum." (Aka Gündüz)
-
Katı yürekli, umursamaz, hissiz
- "Sakin hatta donuk, bütün durumlarda duygusuz görünür o..." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Duygusu, duyarlığı olmayan, hissiz
- KORUYUCU
-
-
[isim]
Koruyan kimse, muhafız
-
[sıfat]
Asalağı dış ortamda yok eden, onun konakçıya ulaşmasına engel olan (ilaç veya işlem)
-
Kayırıcı
-
[isim]
Koruyan kimse, muhafız
- BUYURMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek
- "Ahlak sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur." (Nurullah ataç)
- "Soldaki bahçeli kahveye buyur ettim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Söylemek, demek, düşüncesini bildirmek
- "Bir şey mi buyurdunuz?"
- "Çok doğru buyuruyorsunuz." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-e]
Gelmek, gitmek, geçmek, girmek
- "Salona buyurmaz mısınız?" (Mithat Cemal Kuntay)
-
[-i]
Almak
- "Buyurunuz kahvenizi!" (Mehmet Emin Yurdakul)
-
[yardımcı fiil]
Etmek, eylemek
- "Size karşı derin hürmeti vardı, lütuf buyurur sorarsanız yalnızlığını hissetmez." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek
- KUYRUKÇU
- ...
- DUYARLIK
-
-
[isim]
Duyum ve duyguları algılayabilme yeteneği, duygunluk, hassaslık, hassasiyet
- "Hastalıklı duyarlığıyla geçmiş bir dönemin yazarıydı o!" (Necati Cumalı)
-
Zayıf bir etkiye karşı, tepki gösterebilme yeteneği
- "Gözün aşırı duyarlığı."
-
Bir duyar katın ışıktan etkilenme yeteneği
-
[isim]
Duyum ve duyguları algılayabilme yeteneği, duygunluk, hassaslık, hassasiyet
- UYMAZLIK
-
-
[isim]
Aykırılık, başkalık, mugayeret
-
[isim]
Aykırılık, başkalık, mugayeret
- HUYSUZCA
-
-
[sıfat]
Biraz huysuz
-
Biraz huysuz biçimde
-
[sıfat]
Biraz huysuz
- DUYULMAK
-
-
[nsz]
Duyma işine konu olmak
- "Arada bir, küçük dalgaların kâh gülüştükleri, kâh ağlaştıkları duyulur." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[nsz]
Duyma işine konu olmak
- KUYRUKLU
-
-
[sıfat]
Kuyruğu olan
-
[isim]
Akrep
- "Sandığın üstündeki ikinci yatağı kucaklayıp kaldırdığı sırada bir kuyruklu, yatağın altından fırladı, sandığın gerisine doğru hızla kaçtı." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Kuyruğu olan
- UYGUNSUZ
-
-
[sıfat]
Uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan, münasebetsiz
- "Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kötü davranışlarda bulunan, çirkin hareketleri olan
- "Birtakım uygunsuz, meymenetsiz heriflerle geziyormuş." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan, münasebetsiz
- UYUTULUŞ
- ...
- UYARINCA
-
-
[zarf]
Gereğince, mucibince
- "Kanunlar uyarınca."
-
[zarf]
Gereğince, mucibince
- UYUKLAMA
-
-
[isim]
Uyuklamak durumu
-
[isim]
Uyuklamak durumu
- UYUŞUMLU
- ...
- BUYDURMA
-
-
[isim]
Buydurmak işi
-
[isim]
Buydurmak işi
- DUYURTMA
- ...
- UYLAŞMAK
-
-
[nsz]
Birbiriyle uyuşmak, uzlaşmak, anlaşmak
-
[nsz]
Birbiriyle uyuşmak, uzlaşmak, anlaşmak
- DUYARSIZ
-
-
[sıfat]
Duyarlı olmayan
- "Kızın bir beton duvarı gibi duyarsız ve sert gözlerine bakıyor." (Ayşe Kulin)
-
[sıfat]
Duyarlı olmayan