İçinde utu olan 8 harfli 24 kelime var. İçerisinde UTU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında utu olan kelimeler listesine ya da Sonu utu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
T U U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
TU, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OKUTULMA
-
-
[isim]
Okutulmak işi
-
[isim]
Okutulmak işi
- KURUTUCU
-
-
[isim]
Nemi, ısı veya hava akımıyla uzaklaştırıp içine konulan maddeleri kurutan alet
- "Çamaşır kurutucusu. Saç kurutucusu."
-
Boya ve parlatıcıların çabuk kurumalarını sağlamak amacıyla içlerine katılan madde
-
[isim]
Nemi, ısı veya hava akımıyla uzaklaştırıp içine konulan maddeleri kurutan alet
- TUTUKEVİ
-
-
[isim]
Tutukluların kapatıldığı yer, kodes, tomruk, tevkifhane
-
[isim]
Tutukluların kapatıldığı yer, kodes, tomruk, tevkifhane
- UYUTULMA
-
-
[isim]
Uyutulmak işi
-
[isim]
Uyutulmak işi
- YUTULMAK
-
-
[nsz]
Yutma işi yapılmak
-
[nsz]
Yutma işi yapılmak
- KORKUTUŞ
- ...
- UNUTULUŞ
- ...
- AVUTULMA
-
-
[isim]
Avutulmak işi
-
[isim]
Avutulmak işi
- AVUTULUŞ
-
-
[isim]
Avutulma işi veya biçimi
-
[isim]
Avutulma işi veya biçimi
- TUTUKSUZ
-
-
[sıfat]
Tutuklanmadan yargılanan
-
[zarf]
Tutuklanmadan
-
[sıfat]
Tutuklanmadan yargılanan
- UNUTULMA
-
-
[isim]
Unutulmak durumu
-
[isim]
Unutulmak durumu
- TUTUKLUK
-
-
[isim]
Tutuk olma durumu
- "Bu, onca sosyal uzviyet üzerinde, beyni durduran, kulakları tıkayan, gözlere perde çeken, dile ve ellere inmeli bir adam tutukluğunu veren bir darbe idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Düzgün işlememe durumu
- "Motor tutukluk yapıyor."
- "En çok da kaleminin hiç tutukluk yapmamasına seviniyordum." (Cahit Uçuk)
-
[isim]
Tutuk olma durumu
- KARAKUTU
-
-
[isim]
Uçaklarda pilotların konuşmalarını ve kuleden gelen mesajları alıp saklayan araç
-
[isim]
Uçaklarda pilotların konuşmalarını ve kuleden gelen mesajları alıp saklayan araç
- TUTULMAK
-
-
[nsz]
Tutma işi yapılmak veya tutma işine konu olmak
- "Bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Ay ve güneş tutulma olayına uğramak
-
Ünlü olmak, meşhur olmak
-
Tutuk duruma gelmek
-
Bir organı işleyemez olmak
- "Konuşmak için dilim, yazmak için kalemim tutuldu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-e]
Birine tutkun olmak, sevmek
-
[-e]
Bir işe veya birine canı sıkılmak
- "Sen filozof geçinen ukala bir adama benzersin. Bak, ben böyle şeylere fena tutulurum." (Haldun Taner)
-
[-e]
Yakalanmak
- "Hastalığa tutulduğu sıralarda bir sabun fabrikasında çalışıyordu." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Tutma işi yapılmak veya tutma işine konu olmak
- KUTULAMA
-
-
[isim]
Kutulamak işi
-
[isim]
Kutulamak işi
- TUTUMSUZ
-
-
[sıfat]
Aşırı harcamalar yapan, savurgan, müsrif
-
[sıfat]
Aşırı harcamalar yapan, savurgan, müsrif
- KUTUPSAL
-
-
[sıfat]
Kutupla ilgili
-
[sıfat]
Kutupla ilgili
- UYUTULUŞ
- ...
- SOĞUTUCU
-
-
[sıfat]
Soğutma özelliği olan, frigorifik
-
[isim]
Buzdolabı
-
[isim]
Bir makine veya yapıda, aşırı ısınmayı önlemek için yer alan düzen, soğutmaç
-
[sıfat]
Soğutma özelliği olan, frigorifik
- TUTUŞMAK
-
-
[-e]
Birbirini tutmak, birbirine ilişip dokunmak
-
Bir işe başlamak, girişmek
- "İki ordu bir harbe daha tutuştular." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Yanmaya başlamak, ateş almak
- "Bu fenerleri birbirine bağlayan çiçekli askılardaki küçük lambalar tutuştu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[nsz]
Kızarmak, kızıllaşmak
- "Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri / Koyu bir kırmızılık gökten ayırmada yeri." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[-e]
Birbirini tutmak, birbirine ilişip dokunmak