İçinde utu olan 5 harfli 9 kelime var. İçerisinde UTU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında utu olan kelimeler listesine ya da Sonu utu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
T U U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
TU, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KUTUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Daire ve kürede çap
-
Köşegen
-
[isim]
Daire ve kürede çap
- TUTUM
-
-
[isim]
Tutulan yol, davranış
- "Anlayışsızlıklarınız ve yanlış tutumlarınız yüzünden beni inatçı sanıyorsunuz." (Tarık Buğra)
-
Para veya herhangi bir şeyi dikkatli kullanma, idare, idareli tüketme, iktisat, tasarruf, ekonomi
-
[isim]
Tutulan yol, davranış
- YUTUŞ
- ...
- TUTUK
-
-
[sıfat]
Akıcı, rahat konuşamayan
-
Eski işlevini göremez duruma gelmiş
- "Geçen gün beni dövdüler. Boynum, omuzlarım hâlâ tutuk." (Atilla İlhan)
-
Kısılmış, tutulmuş, kesik
- "Ağır ağır ve tahtalar arasında boğulan tutuk akislerle yükseliyordu." (Peyami Safa)
-
Tutuklu
-
Kapalı, tıkalı
-
Sıkıntılı
- "Bu tutuk hava içinde saat ona doğru Meclisin zili uzun uzun çaldı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Durgun, çekingen, sıkılgan
-
[sıfat]
Akıcı, rahat konuşamayan
- TUTUŞ
-
-
[isim]
Tutma işi veya biçimi
-
[isim]
Tutma işi veya biçimi
- HUTUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çizgiler
- "Köy evlerinin kızıl loşluğundan gece karanlığına geçerken keskin hututu eriyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Çizgiler
- NUTUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söz, konuşma
- "Onun nutkundan sonra bu meselenin artık münakaşa edilmemesi, bitmesi lazımdı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kıyıda dalgalara nutuk çekip kekemeliğini düzeltmeye çalışıyor." (Haldun Taner)
- "Kapıdan içeri bir adım attıktan sonra durdu, nutuk verir gibi elini sallayarak..." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Fakat işte onu karşısında görünce nutku tutulmuş." (Haldun Taner)
-
Söylev
- "Atatürk'ün onuncu yıl nutku."
-
[isim]
Söz, konuşma
- YUTUM
-
-
[isim]
Yutma işi
-
[isim]
Yutma işi
- KUTUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yer yuvarlağının, Ekvator'dan en uzak olan yer ekseninin geçtiği varsayılan iki noktasından her biri
- "Kutuplara gitmeği bile çok düşündüm." (Peyami Safa)
-
Birbiriyle karşıt olan şeylerden her biri
- "Çalışanlarla çalıştıranları ayrı kutuplarda toplayarak birbirine düşman ediyor." (Necati Cumalı)
-
Gök küresinin, dolayında döndüğü varsayılan eksenin iki ucundan her biri
-
Elektrik akımını oluşturan gerilim ayrılığının en yüksek dereceyi bulduğu iki noktadan her biri
-
Bir mıknatıs demirinin iki ucundan her biri
-
Bir konuda yüksek bilgisi ve yetkisi olan kimse
- "Kendini kaza halkına âdeta bir kutup diye tanıtmıştı." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Yer yuvarlağının, Ekvator'dan en uzak olan yer ekseninin geçtiği varsayılan iki noktasından her biri