İçinde unma olan 8 harfli 17 kelime var. İçerisinde UNMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında unma olan kelimeler listesine ya da Sonu unma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A M N U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

MAUN

3 Harfli Kelimeler

NAM

2 Harfli Kelimeler

AM, AN, MA, UN

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BULUNMAZ

  1. [sıfat] Eşsiz, nadir, kıymetli
    • "Konuşmamız boyunca bunun benim için bulunmaz fırsat olduğunu yineleyip durdu." (Ahmet Ümit)

SOLUNMAK

  1. [nsz] Soluk alıp vermek, teneffüs etmek

BOZUNMAK

  1. [nsz] Birleşik bir madde, daha yalın bileşiklere veya bileşenlere tek yönlü olarak ayrılmak
  2. Işınetkin bir çekirdek, ışınım salarak değişikliğe uğramak

DOLUNMAK
...
BULUNMAK

  1. [nsz] Bulma işine konu olmak
    • "Yerde para bulundu."
    • "Nuri'ye gelince bulunmaz bir Hint kumaşı sayılmazdı o da." (Oktay Rifat)
  2. [-de] Herhangi bir durumda olmak
    • "Hayırlı bir işe yardımda bulunmuş oluyorsunuz." (Refik Halit Karay)
  3. [-de] Bir yerde olmak
    • "İçinde bulunduğumuz tarihte Osmanlı Devleti'nin temelleri çökmüş, ömrü tamam olmuştu." (Atatürk)

ZORSUNMA

  1. [isim] Zorsunmak durumu

DOYUNMAK

  1. [nsz] Yeteri kadar yemiş olmak, doymak

TUTUNMAK

  1. [-e] Tutup bırakmamak, dayanmak, sarılmak veya asılmak
    • "Evinin bahçesinin kapısını açtım ve kapanmayan panjurlarına tutunarak odasına girdim." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [nsz] Aynı yerde ve durumda kalmak, direnmek, dayanmak
    • "Düşman ordusu ordumuz karşısında tutunamadı."
  3. [nsz] Kendini kabul ettirmek, kendine bir yer sağlamak
  4. [nsz] Kendi üzerine koymak, kullanmak
    • "Yaşmak tutunmak. Sülük tutunmak."
  5. Sataşmak, çıkışmak
    • "... anam sabahleyin evine giden Naime adındaki kıza tutunmuş. İkisini de ağlatıncaya kadar söylemiş." (Memduh Şevket Esendal)

SOYUNMAK

  1. [nsz] Üstündeki giysilerin bir bölümünü veya tümünü çıkarmak
    • "Islıkla, hafif şarkılar mırıldanarak soyunuyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Mevlevilikte tarikata girmek
  3. [-e] Kendini herhangi bir biçimde göstermeye, bir işi, bir mesleği yapmaya girişmek
    • "Yazarlığa soyundu."

YOLUNMAK

  1. [nsz] Yolma işi yapılmak, çekilip koparılmak
    • "Kaşları tıraş edilmiş yahut yolunmuş, yerine hilal kaşlar kalemle çekilmiş." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Çok kederlenerek çırpınmak

YUTKUNMA

  1. [isim] Yutkunmak işi

KORUNMAK

  1. [nsz] Kendini korumak, sığınmak, sakınmak
  2. Koruma işine konu olmak

SAVUNMAK

  1. [-i] Herhangi bir saldırıya karşı koymak, saldırıya karşı korumak, müdafaa etmek
  2. Hareket veya düşünceyi söz ve yazı ile doğru, haklı göstermeye çalışmak
  3. Yapılan bir suçlamaya veya ithama karşı kendi haklı gösterecek sebepler ileri sürmek
  4. Bir kişiyi desteklemek, ona arka çıkmak
  5. Futbolda bir takım kendi kalesini korumak için oyun süresince çaba göstermek

SOKUNMAK
...
VURUNMAK

  1. [nsz] Kendine vurmak
  2. Giyinmek, örtünmek
    • "Yaşmak vurunmak."
  3. Koymak

DOKUNMAK

  1. [-e] Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek
    • "Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." (Ahmet Haşim)
  2. Karıştırmak
    • "Bu kâğıtlara kimse dokunmasın."
  3. [nsz] Almak, kullanmak, el sürmek
    • "Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu." (Nezihe Araz)
  4. [nsz] Sağlığını bozmak
    • "Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu."
  5. İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak
    • "Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. İlişkin, ilgili olmak, değinmek
    • "Eğitim konusuna dokunan bir yazı."
  7. Hafifçe değmek
    • "Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor."
  8. Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak
    • "Erkekte pudra sinirime dokunuyor diyorum, anlamıyorsun." (Peyami Safa)
  9. Tedirgin etmek, sataşmak
    • "Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı." (Sait Faik Abasıyanık)

GOCUNMAK

  1. [nsz] Bir şeyden alınmak, çekinmek, kaçınmak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü