İçinde uma olan 7 harfli 29 kelime var. İçerisinde UMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uma olan kelimeler listesine ya da Sonu uma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇAYCUMA
- ...
- KUMKUMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küçük testi, çömlek
-
Kötü, olumsuz bir özelliği kendinde fazlasıyla toplayan kimse, olay, olgu veya yer
- "Dedikodu kumkuması."
- "Burnundan kıl aldırmayacak kadar kompleks kumkuması bir adamdı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Küçük testi, çömlek
- TARUMAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dağınık, karışık, perişan
- "Cemiyetin kuruluşunu tarumar etmek için doğmuş bir ihtilalci gibi tasarlıyordu." (Peyami Safa)
- "Sen gittin soframız oldu tarumar." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[sıfat]
Dağınık, karışık, perişan
- KUMANCA
- ...
- OBRUMAK
- ...
- SATSUMA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Kabuğu kolay soyulabilen, güzel kokulu bir mandalina türü
-
[isim]
Kabuğu kolay soyulabilen, güzel kokulu bir mandalina türü
- PORSUMA
-
-
[isim]
Porsumak işi veya durumu
-
[isim]
Porsumak işi veya durumu
- KUMASIZ
-
-
[sıfat]
Kuması olmayan
-
[sıfat]
Kuması olmayan
- MALUMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilgi
- "Bu hakikatler artık çocukların bildikleri en basit malumat sırasına geçmiştir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Bilgi
- CUMASIZ
- ...
- SOLUMAK
-
-
[nsz]
Nefes alıp vermek
-
Sık ve kesik soluk alıp vermek
- "Devlerle güreşmiş gibi soluyordu." (Tarık Buğra)
-
Zorlanmak, gücünün hepsini harcamak
- "Otomobil soluyarak Kırmızıtepe'ye tırmanmaya başladı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Nefes alıp vermek
- DUMANLI
-
-
[sıfat]
Dumanı olan, duman çıkaran
- "Dumanlı barut."
-
Sisli, sisle örtülü
-
Sıkıntılı, bulanık
- "Karışık rüyalarda görülen manzaralar gibi dumanlı bir sahne." (Aka Gündüz)
-
Esrik, sarhoş
-
[sıfat]
Dumanı olan, duman çıkaran
- KUMANDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Komuta
-
Elektronik aygıtları belli bir uzaklıktan yönetmeye yarayan kablosuz alet
- "Büyük kuvvetlere kumanda etmek istiyorum, demişti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Komuta
- BURCUMA
-
-
[isim]
Burcumak işi
-
[isim]
Burcumak işi
- DOKUMAK
-
-
[-i]
Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkı durumunda kullanarak kumaş yapmak
- "Bir tezgâhta tülbent dokuyan narin bir kıza âşık oldum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak
-
Ağacın yemişlerini sırıkla vurarak indirmek
-
[-i]
Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkı durumunda kullanarak kumaş yapmak
- SORUMAK
-
-
[-i]
Emmek
-
[-i]
Emmek
- KUKUMAV
- ...
- HANUMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ev bark, ocak
- "Bu oğlan hanumanımı yıkar benim, derdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Ev bark, ocak
- RÜSUMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bazı mallardan devletçe alınan vergiler
- "Size ya rüsumat müdürlüğünde yahut da şehir eminliğinde gözü olduğunu söyler." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Bazı mallardan devletçe alınan vergiler
- KUMANDI
- ...