İçinde ulu olan 6 harfli 34 kelime var. İçerisinde ULU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ulu olan kelimeler listesine ya da Sonu ulu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BUĞULU

  1. [sıfat] Üzerinde buğu bulunan, buğulanmış
    • "Güneş sanki buğulu bir tülbendin arkasına saklanmış, alev alev." (Atilla İlhan)
  2. Yaşlı, nemli
  3. Süzgün, dalgın bakışlı olan (göz)
    • "Buğulu gözlerinde o eski yakamozlar parladı." (Halide Edip Adıvar)

ULULUK

  1. [isim] Büyüklük, büyük olma durumu, yücelik, izzet

KOKULU

  1. [sıfat] Kokusu olan
    • "Perilerin kızgınlığını yatıştırmak için ceplerinde birçok kokulu otlar, tohumlar, üzerlikler taşıyordum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

BULUCU

  1. [isim] Kâşif
  2. Gazları, mayınları, radyoaktif mineralleri, manyetik dalgaları bulmaya yarayan araç, dedektör

PERULU
...
TUTULU

  1. [sıfat] Tutulmuş
    • "Bizim takımda bütün yerler evvelden tutulu idi." (Haldun Taner)
  2. Tutu olarak alınmış, ipotekli

YUMULU

  1. [sıfat] Yumuk

SOKULU

  1. [sıfat] Sokulmuş olan
    • "... tokmağın altındaki kilitte bir sarı pirinç anahtar sokulu idi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. [zarf] Sokulmuş olarak

ARZULU

  1. [sıfat] İstekli, hevesli

ULUSÇA
...
BOLULU
...
OYULUŞ

  1. [isim] Oyulma işi veya biçimi

ULUMAK

  1. [nsz] Köpek, kurt, çakal vb. hayvanlar uzun, iniltili, ağlar gibi bir ses çıkarmak
    • "Geceleyin çakallar etrafta dolaşır, ulurlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. İnsan iniltili ses çıkararak boğuk boğuk ağlamak
    • "Boğazında acı bir yumru, gözleri kupkuru, yüzükoyun mutfağın taşlarına kapandı, uludu." (Halide Edip Adıvar)

ULUBEY
...
UTKULU

  1. [sıfat] Muzaffer

TAPULU

  1. [sıfat] Tapusu olan
    • "Tapulu tarla."
  2. Emri altında, mülkiyetinde
    • "Babasının tapulu şoförüymüşüm, peşin para vermiş gibi çıkıştı." (Aka Gündüz)

KULUNÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şiddetli omuz ve sırt ağrısı
    • "Nefesi, kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Ayağıma fena kulunç girdi, diye topallayarak onları takip etti." (Burhan Felek)

DOKULU

  1. [sıfat] Dokusu olan

ULUYUŞ
...
KUZULU

  1. [sıfat] Kuzusu olan (koyun)
  2. Kendisine bitişik olarak aynı cinsten küçük tanesi olan (meyve ve sebze)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü