İçinde ulu olan 6 harfli 34 kelime var. İçerisinde ULU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ulu olan kelimeler listesine ya da Sonu ulu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KULUNÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şiddetli omuz ve sırt ağrısı
- "Nefesi, kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Ayağıma fena kulunç girdi, diye topallayarak onları takip etti." (Burhan Felek)
-
[isim]
Şiddetli omuz ve sırt ağrısı
- SOKULU
-
-
[sıfat]
Sokulmuş olan
- "... tokmağın altındaki kilitte bir sarı pirinç anahtar sokulu idi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Sokulmuş olarak
-
[sıfat]
Sokulmuş olan
- TAPULU
-
-
[sıfat]
Tapusu olan
- "Tapulu tarla."
-
Emri altında, mülkiyetinde
- "Babasının tapulu şoförüymüşüm, peşin para vermiş gibi çıkıştı." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Tapusu olan
- KOKULU
-
-
[sıfat]
Kokusu olan
- "Perilerin kızgınlığını yatıştırmak için ceplerinde birçok kokulu otlar, tohumlar, üzerlikler taşıyordum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Kokusu olan
- ULUSAL
-
-
[sıfat]
Millî
-
[sıfat]
Millî
- UYKULU
-
-
[sıfat]
Uyku gereksinimi olan
- "Gözleri her zaman uykuludur." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Uyku sersemi olarak
-
[sıfat]
Uyku gereksinimi olan
- EBRULU
-
-
[sıfat]
Üzerine ebru yapılmış (kâğıt, kumaş)
-
[sıfat]
Üzerine ebru yapılmış (kâğıt, kumaş)
- OYULUŞ
-
-
[isim]
Oyulma işi veya biçimi
-
[isim]
Oyulma işi veya biçimi
- PERULU
- ...
- ULULUK
-
-
[isim]
Büyüklük, büyük olma durumu, yücelik, izzet
-
[isim]
Büyüklük, büyük olma durumu, yücelik, izzet
- BUĞULU
-
-
[sıfat]
Üzerinde buğu bulunan, buğulanmış
- "Güneş sanki buğulu bir tülbendin arkasına saklanmış, alev alev." (Atilla İlhan)
-
Yaşlı, nemli
-
Süzgün, dalgın bakışlı olan (göz)
- "Buğulu gözlerinde o eski yakamozlar parladı." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Üzerinde buğu bulunan, buğulanmış
- KUTULU
-
-
[sıfat]
Kutusu olan
-
[sıfat]
Kutusu olan
- ULUTMA
-
-
[isim]
Ulutmak işi veya durumu
-
[isim]
Ulutmak işi veya durumu
- ULUSLU
-
-
[sıfat]
Ulusu olan
-
[sıfat]
Ulusu olan
- ULUSÇA
- ...
- BOLULU
- ...
- TUTULU
-
-
[sıfat]
Tutulmuş
- "Bizim takımda bütün yerler evvelden tutulu idi." (Haldun Taner)
-
Tutu olarak alınmış, ipotekli
-
[sıfat]
Tutulmuş
- YUMULU
-
-
[sıfat]
Yumuk
-
[sıfat]
Yumuk
- BORULU
-
-
[sıfat]
Borusu olan
-
[sıfat]
Borusu olan
- ARZULU
-
-
[sıfat]
İstekli, hevesli
-
[sıfat]
İstekli, hevesli