İçinde ul olan 3 harfli 10 kelime var. İçerisinde UL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ul olan kelimeler listesine ya da Sonu ul ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DUL
-
-
[isim]
Eşi ölmüş veya eşinden boşanmış kadın veya erkek
- "Bebek'teki evinde bir dul kız kardeşiyle yalnız yaşar." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Hatice Hanım pek genç dul kalmış zengin bir hanımcağızdı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Eşi ölmüş veya eşinden boşanmış kadın veya erkek
- JUL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir cisim üzerine uygulanan bir nevtonluk kuvvetin uygulama noktasını, kendi doğrultusunda 1 m değiştiren iş birimi
-
[isim]
Bir cisim üzerine uygulanan bir nevtonluk kuvvetin uygulama noktasını, kendi doğrultusunda 1 m değiştiren iş birimi
- PUL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası
- "Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bazı giysilerde süs olarak kullanılan parlak, incecik, genellikle metal levhacık
- "Arkasında bir omzu tamamıyla açık, altın pul işlemeli bir akşam tuvaleti vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
Tavla oyununda kullanılan, plastik, tahta vb.nden yapılmış yassı yuvarlak levhacık
-
Vida, cıvata vb. şeylerin boynuna geçirilen, ortası delik metal levhacık
-
Propaganda amacıyla kullanılan yazılı küçük kâğıt
-
Üzerinde bulunduğu organa yapışık, biçim ve yapıca çok basit yaprakların her biri
-
Balıkların, sürüngenlerin ve bazı kuşlarla memelilerin vücudunu kaplayan boynuzsu, sert levhacık
- "Bir adamla minimini bir kız çocuğu elleri balık pulu içinde balık avlıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Akçeden küçük metal para
-
[isim]
Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası
- FUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taşkırangillerden, birçok türü bulunan ağaççık ve bunun güzel kokulu beyaz çiçeği (Casmin sambac)
-
Küçük taneli bir bakla türü
-
[isim]
Taşkırangillerden, birçok türü bulunan ağaççık ve bunun güzel kokulu beyaz çiçeği (Casmin sambac)
- TUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boylam
-
Uzunluk
-
[isim]
Boylam
- ULA
- ...
- ÇUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle kıldan yapılmış kaba dokuma
- "Geceleri Ali, bir çula bürünerek yatıyordu." (Ömer Seyfettin)
- "Muharrem, çulu epey düzmüş vaziyetteydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kıldan veya yünden yapılmış hayvan örtüsü
- "Ata çul örtmek."
- "Aranızdan ayrılalı bir ay var mı? Belki yok bile. Çulu derhâl düzelttim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Giyim, giysi
-
[isim]
Genellikle kıldan yapılmış kaba dokuma
- KUL
-
-
[isim]
Tanrı'ya göre insan, abd
- "Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez."
- "Ben serüvenlere kul olmayacağım, serüvenler bana kul olacak." (Atilla İlhan)
- "Kulunuz bu kadar yıl yaşadım, kahveye adımımı atmış değilim." (Haldun Taner)
-
Köle
- "Kendisi kabilenin beyinin kullarından birinin kızıydı. Ve beyler yalnız kendi kullarını değil, kullarının evladını da satabilirlerdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Karavaş
-
[isim]
Tanrı'ya göre insan, abd
- ULU
-
-
[sıfat]
Erdemleri bakımından çok büyük, yüce
- "Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çok yüksek, çok büyük olan (somut şey)
- "Ulu dağlar. Ulu ağaç."
-
[sıfat]
Erdemleri bakımından çok büyük, yüce
- BUL
-
-
[isim]
Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta
-
[isim]
Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta