İçinde ud olan 8 harfli 31 kelime var. İçerisinde UD bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ud olan kelimeler listesine ya da Sonu ud ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DUDAKSIZ
-
-
[sıfat]
Dudağı olmayan
-
[sıfat]
Dudağı olmayan
- PUDRİYER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pudralık
-
[isim]
Pudralık
- KUDÜMZEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kudüm çalan
-
[isim]
Kudüm çalan
- MESUDANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Mesutça
- "Mesudane bir hayat geçireceğimizi, annemin bizi yakında cennette beklediğini söylüyorlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Mesutça
- BUDALACA
-
-
[sıfat]
Budalaya yakışan
- "Bunu becerebilmek insanı nice budalaca hatalardan korur." (Haldun Taner)
-
Budalaya yakışır biçimde, budalacasına
- "Budalaca gülen kızlara kızıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Budalaya yakışan
- DİŞBUDAK
-
-
[isim]
Zeytingillerden, kerestesi sert ve değerli bir ağaç, demircik (Fraxinus excelsior)
-
[sıfat]
Bu ağaçtan yapılmış
- "Radyo, dişbudak etajer, kırk beş milimetre plak pikabı bile alamam." (Haldun Taner)
-
[isim]
Zeytingillerden, kerestesi sert ve değerli bir ağaç, demircik (Fraxinus excelsior)
- KUDURTMA
-
-
[isim]
Kudurtmak işi
-
[isim]
Kudurtmak işi
- KUDURMAK
-
-
[nsz]
Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak
-
Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek
- "Kudurmuş bir heyecanla döndü." (Ömer Seyfettin)
-
Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak
- "Dört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese attırana kadar el birliğiyle çalışacağımıza söz veriyor muyuz?" (Haldun Taner)
-
Gücünü artırmak, tehlikeli bir durum almak, tehlikeli bir duruma gelmek
- "Oraya üşüşen Avrupalılar, doymak bilmez kudurmuş bir açlıkla din kardeşlerimizin kanlarını emip dururlar." (Ömer Seyfettin)
-
Çok kızmak, öfkelenmek
-
[nsz]
Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak
- BUDATMAK
-
-
[-i]
Budama işini yaptırmak
-
[-i]
Budama işini yaptırmak
- ARMUDİYE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Nazarlık olarak takılan armut biçimindeki altın
-
[isim]
Nazarlık olarak takılan armut biçimindeki altın
- KUDURGAN
-
-
[sıfat]
Azgın
-
[sıfat]
Azgın
- DUDAKSIL
-
-
[sıfat]
Boğumlanma noktası dudaklarda bulunan (ses)
- "p dudaksıl sestir."
-
[sıfat]
Boğumlanma noktası dudaklarda bulunan (ses)
- YAHUDİCE
- ...
- BERHUDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Mutlu
- "Fahim Bey'in kısa boylu, ak sakallı babası 'berhudar ol, oğlum! Gel seni alnından öpeyim' demiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Mutlu
- MEVCUDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Var olan şeyler, varlıklar
-
Yaratıklar
-
[isim]
Var olan şeyler, varlıklar
- BUDUNSAL
-
-
[sıfat]
Etnik
-
[sıfat]
Etnik
- ASUDELİK
-
-
[isim]
Sakinlik, rahatlık
-
[isim]
Sakinlik, rahatlık
- DUYGUDAŞ
-
-
[isim]
Bir konuda duyguları diğer bir kişiyle aynı olan kimse
-
Üyesi olmadığı hâlde bir partinin, bir kuruluşun görüşlerini benimseyen veya bir görüşü, bir öğretiyi, bir akımı tutan kimse, sempatizan
-
[isim]
Bir konuda duyguları diğer bir kişiyle aynı olan kimse
- DOĞRUDAN
-
-
[sıfat]
Aracısız
- "Doğrudan pazarlık."
-
[zarf]
Aracısız olarak, herhangi bir aracı kullanmadan
- "Devreye girmeselerdi seninle doğrudan görüşmek niyetindeydim." (Ahmet Ümit)
-
[sıfat]
Aracısız
- UBUDİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kulluk
-
[isim]
Kulluk