İçinde ud olan 8 harfli 31 kelime var. İçerisinde UD bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ud olan kelimeler listesine ya da Sonu ud ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YAHUDİCE
- ...
- BERHUDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Mutlu
- "Fahim Bey'in kısa boylu, ak sakallı babası 'berhudar ol, oğlum! Gel seni alnından öpeyim' demiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Mutlu
- DOĞRUDAN
-
-
[sıfat]
Aracısız
- "Doğrudan pazarlık."
-
[zarf]
Aracısız olarak, herhangi bir aracı kullanmadan
- "Devreye girmeselerdi seninle doğrudan görüşmek niyetindeydim." (Ahmet Ümit)
-
[sıfat]
Aracısız
- CÜMUDİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Buzul
-
[isim]
Buzul
- MESUDİYE
- ...
- BUDAKSIZ
-
-
[sıfat]
Budağı bulunmayan (ağaç vb.)
-
[sıfat]
Budağı bulunmayan (ağaç vb.)
- KUDURGAN
-
-
[sıfat]
Azgın
-
[sıfat]
Azgın
- BUDALACA
-
-
[sıfat]
Budalaya yakışan
- "Bunu becerebilmek insanı nice budalaca hatalardan korur." (Haldun Taner)
-
Budalaya yakışır biçimde, budalacasına
- "Budalaca gülen kızlara kızıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Budalaya yakışan
- DUDAKSIL
-
-
[sıfat]
Boğumlanma noktası dudaklarda bulunan (ses)
- "p dudaksıl sestir."
-
[sıfat]
Boğumlanma noktası dudaklarda bulunan (ses)
- MUDAREBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yandan sermaye, öte yandan emek konularak kurulan şirket
-
[isim]
Bir yandan sermaye, öte yandan emek konularak kurulan şirket
- BUDANMAK
-
-
[nsz]
Budama işine konu olmak
-
[nsz]
Budama işine konu olmak
- HUDUTSUZ
-
-
[sıfat]
Sınırsız
- "Tabiatın böyle aziz tecellileri hudutsuzdur..." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Sınırsız
- PUDRALIK
-
-
[isim]
Pudra kutusu, pudriyer
-
[isim]
Pudra kutusu, pudriyer
- DUYGUDAŞ
-
-
[isim]
Bir konuda duyguları diğer bir kişiyle aynı olan kimse
-
Üyesi olmadığı hâlde bir partinin, bir kuruluşun görüşlerini benimseyen veya bir görüşü, bir öğretiyi, bir akımı tutan kimse, sempatizan
-
[isim]
Bir konuda duyguları diğer bir kişiyle aynı olan kimse
- KUDURMAK
-
-
[nsz]
Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak
-
Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek
- "Kudurmuş bir heyecanla döndü." (Ömer Seyfettin)
-
Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak
- "Dört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese attırana kadar el birliğiyle çalışacağımıza söz veriyor muyuz?" (Haldun Taner)
-
Gücünü artırmak, tehlikeli bir durum almak, tehlikeli bir duruma gelmek
- "Oraya üşüşen Avrupalılar, doymak bilmez kudurmuş bir açlıkla din kardeşlerimizin kanlarını emip dururlar." (Ömer Seyfettin)
-
Çok kızmak, öfkelenmek
-
[nsz]
Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak
- DUDAKSIZ
-
-
[sıfat]
Dudağı olmayan
-
[sıfat]
Dudağı olmayan
- PUDRİYER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pudralık
-
[isim]
Pudralık
- KUDÜMZEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kudüm çalan
-
[isim]
Kudüm çalan
- KUDRETLİ
-
-
[sıfat]
Gücü olan, güçlü
- "İnsan değil miyiz, kudretliyi çekemez, düşmüş olanı, bize benzediği için severiz." (Haldun Taner)
-
Başarılı, üstün
- "Celal Bey'in kudretli çalışması onu dünyanın her tarafında tanıtmıştır." (Etem İzzet Benice)
-
[sıfat]
Gücü olan, güçlü
- UBUDİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kulluk
-
[isim]
Kulluk