İçinde ua olan 7 harfli 48 kelime var. İçerisinde UA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ua olan kelimeler listesine ya da Sonu ua ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SUALSİZ
-
-
[sıfat]
Suali olmayan
-
[sıfat]
Suali olmayan
- TRUAKAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kısa manto
-
[sıfat]
Kol boyu dirsek ile bilek arasında olan (kadın giysisi)
-
[isim]
Kısa manto
- MANAGUA
- ...
- MUAŞAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birbirini karşılıklı sevme, sevişme, âşıktaşlık
- "Hiçbiriyle muaşakaya vakit bulamamıştı." (Refik Halit Karay)
- "Ahmet'le Fazilet'in muaşakada oldukları ve evlenmeye hazırlandıkları anlaşıldı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Birbirini karşılıklı sevme, sevişme, âşıktaşlık
- MUAYEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bayramlaşma, birbirinin bayramını kutlama
-
[isim]
Bayramlaşma, birbirinin bayramını kutlama
- ŞAMPUAN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Çoğunlukla saç yıkamakta kullanılan, kokulu ve bol köpüklü bir tür sıvı sabun
-
[isim]
Çoğunlukla saç yıkamakta kullanılan, kokulu ve bol köpüklü bir tür sıvı sabun
- PUANTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çalışanların giriş çıkış saatlerini işaretleyen kimse veya alet
-
[isim]
Çalışanların giriş çıkış saatlerini işaretleyen kimse veya alet
- MUAHHAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sonraki, sonradan gelen, ertelenmiş, daha sonraki
-
[sıfat]
Sonraki, sonradan gelen, ertelenmiş, daha sonraki
- MUAMELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Davranma, davranış
- "Bana karşı olan muamelesini beğenmedim."
- "Hanımefendimin hayatını kurtardığı için bütün hizmetkârlar ona güler yüz gösteriyor, iyi muamele ediyorlardı." (Haldun Taner)
- "İyi muamele görmekle beraber eski neşesini kaybetmişti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Yol, yöntem
- "Bu adam muamele bilmiyor."
-
İşlem
- "Onlar gündelik muamelelere başlayınca da benim ağzım açık kaldı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İşlem
-
Alışveriş
- "Borsada bugün muamele olmadı."
-
[isim]
Davranma, davranış
- MUARAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çekişme, kavga
-
[isim]
Çekişme, kavga
- KUANTUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir dalganın olası değerlerinin alt değer kümelerinden biri
-
[isim]
Bir dalganın olası değerlerinin alt değer kümelerinden biri
- MUAKKİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İzleyen, arkasından koşan, takip eden
-
İşi yürüten
-
[sıfat]
İzleyen, arkasından koşan, takip eden
- MUAZZAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok büyük, çok iri, koskoca, koskocaman
- "Muazzam, biraz da esrarlı, karanlık, eski bir konaktaydı." (Halide Edip Adıvar)
-
Alışılmışın sınırlarını aşan
-
Güçlü, önemli
- "Fakat muazzam hakikatlere karşı göz yumanlardan değilim." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Çok büyük, çok iri, koskoca, koskocaman
- MUANNİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İnat eden, inatçı, direngen, anut
-
[sıfat]
İnat eden, inatçı, direngen, anut
- TURKUAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yeşile çalan mavi renkte değerli bir taş, firuze
-
Bu taşın rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Yeşile çalan mavi renkte değerli bir taş, firuze
- MUACCİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sıkıntı veren, taciz eden, bıktıran, usandıran
- "Bu buhran tatsız, münasebetsiz, muacciz bir buhrandı." (Ömer Seyfettin)
-
Yapışkan, sırnaşık, ukala (kimse)
-
[sıfat]
Sıkıntı veren, taciz eden, bıktıran, usandıran
- KONTUAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kara ve hava yolları ulaşımında bilet ve bagaj işlemlerinin yapıldığı tezgâh veya bölüm
-
[isim]
Kara ve hava yolları ulaşımında bilet ve bagaj işlemlerinin yapıldığı tezgâh veya bölüm
- KUARTET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dörtlü
- "Yaylı sazlar kuarteti."
-
[isim]
Dörtlü
- MUAYYEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Belli, belirli
- "Sizi muayyen bir kimseye benzetmek istiyorum." (Haldun Taner)
-
Belirlenmiş, kararlaştırılmış
- "Yadırganan bir yığın eser, mimarinin sadece muayyen bir malzemeyi, muayyen bir gaye uğrunda kullanmaktan ibaret olmadığını gösterirler." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[sıfat]
Belli, belirli
- MUATTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Itırlı, güzel kokulu
-
[sıfat]
Itırlı, güzel kokulu