İçinde tül olan 9 harfli 32 kelime var. İçerisinde TÜL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tül olan kelimeler listesine ya da Sonu tül ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜTÜLETMEK
- 
    - 
                        [-i]
                    
                        Ütülü duruma getirtmek
                    
                    
 
- 
                        [-i]
                    
                        Ütülü duruma getirtmek
                    
                    
- DÜRTÜLMEK
- 
    - 
                        [nsz]
                    
                        Dürtme işine konu olmak veya dürtme işi yapılmak
                    
                    
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Dürtme işine konu olmak veya dürtme işi yapılmak
                    
                    
- YÜRÜTÜLÜŞ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Yürütülme işi veya biçimi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yürütülme işi veya biçimi
                    
                    
- YÜRÜTÜLME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Yürütülmek işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yürütülmek işi
                    
                    
- KÖTÜLEYİŞ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Kötüleme işi veya biçimi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kötüleme işi veya biçimi
                    
                    
- DÖKÜNTÜLÜ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Döküntüsü olan
                    
                    - "Ortalıkta yorgan, döşek, sandık, sepet; tıpkı yangından kaçmış ailelerin döküntülü, bıkkın tablosu..." (Çetin Altan)
 
- 
                    
                        Deride döküntü ile görülen, döküntü ile beliren (hastalık)
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Döküntüsü olan
                    
                    
- KÖTÜLENİŞ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Kötülenme işi veya biçimi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kötülenme işi veya biçimi
                    
                    
- BÖLÜNTÜLÜ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Bölüntüsü olan
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Bölüntüsü olan
                    
                    
- ZATÜLCENP
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Göğüs sancısı, ateş, titreme, öksürük vb. belirtilerle ortaya çıkan akciğer zarı iltihabı, satlıcan
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Göğüs sancısı, ateş, titreme, öksürük vb. belirtilerle ortaya çıkan akciğer zarı iltihabı, satlıcan
                    
                    
- ÇÜRÜTÜLME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Çürütülmek işi veya durumu
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Çürütülmek işi veya durumu
                    
                    
- ÜTÜLENMEK
- 
    - 
                        [nsz]
                    
                        Ütüleme işine konu olmak
                    
                    - "Benim lacivert pantolon yine ütülenmedi mi?" (Refik Halit Karay)
 
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Ütüleme işine konu olmak
                    
                    
- BÜYÜTÜLÜŞ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Büyütülme işi veya biçimi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Büyütülme işi veya biçimi
                    
                    
- KÖTÜLÜKÇÜ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Her türlü kötülüğü yapacak ahlakta olan, şerir
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Her türlü kötülüğü yapacak ahlakta olan, şerir
                    
                    
- TÜLLENMEK
- 
    - 
                        [nsz]
                    
                        Tül görünümü almak
                    
                    - "Tüllenen mağribî, akşamları sarsam yarana." (Mehmet Akif Ersoy)
 
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Tül görünümü almak
                    
                    
- KÖTÜLENME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Kötülenmek işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kötülenmek işi
                    
                    
- ÜRKÜTÜLME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Ürkütülmek işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Ürkütülmek işi
                    
                    
- BAŞÖRTÜLÜ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Başını başörtü ile örtmüş olan (kadın)
                    
                    - "Beyaz başörtülü hanımlar, hep büyük iyilik yükü taşıyorlar gibi ağır ve yavaştılar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Başını başörtü ile örtmüş olan (kadın)
                    
                    
- KÖTÜLEMEK
- 
    - 
                        [-i]
                    
                        Biri veya bir şey için olumsuz, aşağılayıcı, hoş olmayan sözler söylemek
                    
                    - "İsveçli doktorun suyu kötülemekteki asıl amacı, Viyana'da bir bira fabrikası açmak iznini elde etmekmiş." (Salâh Birsel)
 
- 
                        [nsz]
                    
                        İnsanın sağlığı bozulmak
                    
                    
- 
                        [nsz]
                    
                        Nesnelerin niteliği bozulmak, kalitesi bozulmak
                    
                    
 
- 
                        [-i]
                    
                        Biri veya bir şey için olumsuz, aşağılayıcı, hoş olmayan sözler söylemek
                    
                    
- KÖTÜLEŞME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Kötüleşmek işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kötüleşmek işi
                    
                    
- ÜRKÜNTÜLÜ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Ürküntü veren
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Ürküntü veren
                    
                    
