İçinde tü olan 5 harfli 50 kelime var. İçerisinde TÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tü olan kelimeler listesine ya da Sonu tü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TÜZÜK
-
-
[isim]
Herhangi bir kurumun veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname, statü
-
[isim]
Herhangi bir kurumun veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname, statü
- TÜTÜN
-
-
[isim]
Patlıcangillerden, birleşiminde nikotin bulunan, otsu bir bitki (Nicotiana tabacum)
- "Ben rahmetlinin tütününü tüttürmek için o rahatlığı da teptim." (Abbas Sayar )
-
Bu bitkinin kurutulup kıyılarak sigara biçiminde veya pipoyla içilen yaprağı
- "Elinin tersiyle yeleğine düşen tütün küllerini silkti." (Memduh Şevket Esendal)
-
Duman
- "Tütün kokuyorsun diye beni iter." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Patlıcangillerden, birleşiminde nikotin bulunan, otsu bir bitki (Nicotiana tabacum)
- KÜTÜK
-
-
[isim]
Kalın ağaç gövdesi
- "Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?" (Halide Edip Adıvar)
-
Kesilmiş ağaç gövdesi
- "Kenara iri zeytin kütükleri istif edilmişti." (Refik Halit Karay)
-
Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü
- "Çamlıkları yarıyoruz, ağaçların kütüklerinden atlıyoruz, ne bir köy ne bir ses var." (Memduh Şevket Esendal)
-
Asma fidanı
- "Kütüklerin üstündeki koruklara otlar tırmanan bahçeyi bir daha geçiyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
Resmî kayıt defteri, ana defter
-
Nüfus kütüğü
-
Kütük demir
-
Görgüsüz, kaba kimse
- "Biraz sonra bizim kütük kanepenin üstüne oturmuş, ayaklarıyla yerdeki yaprakları eziyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Kalın ağaç gövdesi
- NATÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tabiat, doğa
-
[isim]
Tabiat, doğa
- TÜYLÜ
-
-
[sıfat]
Tüyü olan
- "İki dakika içinde etrafıma, ayağımın altındaki tüylü halıya baktım." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Uzun tüyleri olan kilim
-
[sıfat]
Tüyü olan
- TÜMEN
-
-
[isim]
Tugayla kolordu arasında yer alan birlik, fırka
- "Cehennem içinde boğuşan tümenin kurtuluşu demek olan bu haber onun tunçtan yüzünü değiştirmiyor." (Halide Edip Adıvar)
-
On bin erden oluşan asker kuvveti
-
Büyük küme, yığın
-
[sıfat]
On bin
-
[isim]
Tugayla kolordu arasında yer alan birlik, fırka
- TÜMEY
- ...
- TÜMÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ur
-
[isim]
Ur
- TÜYME
-
-
[isim]
Tüymek işi veya durumu
-
[isim]
Tüymek işi veya durumu
- TÜNEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yandan öbür yana geçebilmek için yer altında, genellikle dağların içinde açılan yol
- "Dağların içinde bir tren gidiyor. Bak! Tam tünele girmek üzere." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çevresi kapalı yol
- "Polisler, fotoğrafçılar çıkış tüneline doğru birikirler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir yandan öbür yana geçebilmek için yer altında, genellikle dağların içinde açılan yol
- TÜYSÜ
- ...
- TÜZEL
-
-
[sıfat]
Hukukla ilgili, hukuki, hukuksal
-
Hükümle ilgili, hükmi
-
[sıfat]
Hukukla ilgili, hukuki, hukuksal
- TÜVAN
- ...
- TÜNEK
-
-
[isim]
Kuşların, evcil kanatlıların üzerinde tünedikleri dal veya sırık
- "Gümüş kafeslerde cennet kuşları ve abanoz tüneklerde papağanlar." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Kuşların, evcil kanatlıların üzerinde tünedikleri dal veya sırık
- TÜREL
-
-
[sıfat]
Türe ile ilgili olan, hukuki
-
[sıfat]
Türe ile ilgili olan, hukuki
- TÜMÜR
-
-
[isim]
Bağırsakların iç yüzeylerinde bulunan pürtüklerin adı
-
[isim]
Bağırsakların iç yüzeylerinde bulunan pürtüklerin adı
- BİTÜM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı, yer sakızı
-
Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb. kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyu kestane renginde madde
-
[isim]
Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı, yer sakızı
- ÜTÜCÜ
-
-
[isim]
İşi kumaş, giysi, çamaşır vb. ütülemek olan kimse
-
[isim]
İşi kumaş, giysi, çamaşır vb. ütülemek olan kimse
- ÖRTÜK
-
-
[sıfat]
Örtülü, kapalı
-
[sıfat]
Örtülü, kapalı
- TÜTME
-
-
[isim]
Tütmek işi
-
[isim]
Tütmek işi