İçinde tut olan 8 harfli 21 kelime var. İçerisinde TUT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tut olan kelimeler listesine ya da Sonu tut ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

T T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

TUT

2 Harfli Kelimeler

TU, UT

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TUTUKLUK

  1. [isim] Tutuk olma durumu
    • "Bu, onca sosyal uzviyet üzerinde, beyni durduran, kulakları tıkayan, gözlere perde çeken, dile ve ellere inmeli bir adam tutukluğunu veren bir darbe idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Düzgün işlememe durumu
    • "Motor tutukluk yapıyor."
    • "En çok da kaleminin hiç tutukluk yapmamasına seviniyordum." (Cahit Uçuk)

TUTTURAÇ

  1. [isim] Bir şeyin bağlanıp tutturulduğu nesne

TUTULMUŞ

  1. [sıfat] Engellenmiş
  2. Ele geçirilmiş

TUTUNMAK

  1. [-e] Tutup bırakmamak, dayanmak, sarılmak veya asılmak
    • "Evinin bahçesinin kapısını açtım ve kapanmayan panjurlarına tutunarak odasına girdim." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [nsz] Aynı yerde ve durumda kalmak, direnmek, dayanmak
    • "Düşman ordusu ordumuz karşısında tutunamadı."
  3. [nsz] Kendini kabul ettirmek, kendine bir yer sağlamak
  4. [nsz] Kendi üzerine koymak, kullanmak
    • "Yaşmak tutunmak. Sülük tutunmak."
  5. Sataşmak, çıkışmak
    • "... anam sabahleyin evine giden Naime adındaki kıza tutunmuş. İkisini de ağlatıncaya kadar söylemiş." (Memduh Şevket Esendal)

TUTKALLI

  1. [sıfat] Tutkal sürülmüş
  2. İçinde tutkal bulunan
    • "Ellerime sıvaşan ince, nefis kokulu ve tutkallı sütü hissetmekteyim." (Refik Halit Karay)

TUTTURMA

  1. [isim] Tutturmak işi

TUTKUSAL

  1. [sıfat] Tutkulu, aşırı bağlı veya düşkün
    • "... bazıları insanları cinsel ve tutkusal kaymalarıyla ele alıp işleyen eserleri dudak bükerek eleştiriyorlar." (Atilla İlhan)

TUTULMAZ

  1. [sıfat] Yakalanmaz, ele avuca gelmez

TUTKUSUZ

  1. [sıfat] Tutkusu olmayan, ihtirassız

TUTMALIK

  1. [isim] Tutmaya yarayan nesne
  2. Krampon

TUTARSIZ

  1. [sıfat] Tutarlı olmayan, aralarında çelişki bulunan, insicamsız
    • "Tutarsız her olayı, her davranışı alaturkadır diyerek Doğu'ya yükledik." (Necati Cumalı)

TUTUŞMAK

  1. [-e] Birbirini tutmak, birbirine ilişip dokunmak
  2. Bir işe başlamak, girişmek
    • "İki ordu bir harbe daha tutuştular." (Falih Rıfkı Atay)
  3. [nsz] Yanmaya başlamak, ateş almak
    • "Bu fenerleri birbirine bağlayan çiçekli askılardaki küçük lambalar tutuştu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  4. [nsz] Kızarmak, kızıllaşmak
    • "Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri / Koyu bir kırmızılık gökten ayırmada yeri." (Yahya Kemal Beyatlı)

TUTUKSUZ

  1. [sıfat] Tutuklanmadan yargılanan
  2. [zarf] Tutuklanmadan

TUTKALCI

  1. [isim] Tutkallama işiyle uğraşan işçi

TUTAMLIK

  1. Bir tutam kadar

TUTTURUK

  1. [sıfat] İnatçı, takıntılı

TUTULMAK

  1. [nsz] Tutma işi yapılmak veya tutma işine konu olmak
    • "Bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Ay ve güneş tutulma olayına uğramak
  3. Ünlü olmak, meşhur olmak
  4. Tutuk duruma gelmek
  5. Bir organı işleyemez olmak
    • "Konuşmak için dilim, yazmak için kalemim tutuldu." (Falih Rıfkı Atay)
  6. [-e] Birine tutkun olmak, sevmek
  7. [-e] Bir işe veya birine canı sıkılmak
    • "Sen filozof geçinen ukala bir adama benzersin. Bak, ben böyle şeylere fena tutulurum." (Haldun Taner)
  8. [-e] Yakalanmak
    • "Hastalığa tutulduğu sıralarda bir sabun fabrikasında çalışıyordu." (Necati Cumalı)

TUTUMSUZ

  1. [sıfat] Aşırı harcamalar yapan, savurgan, müsrif

TUTARLIK

  1. [isim] Uygunluk, insicam
  2. Anlatımın konuyla bağdaşması, insicam

TUTUKEVİ

  1. [isim] Tutukluların kapatıldığı yer, kodes, tomruk, tevkifhane

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü