İçinde tut olan 5 harfli 11 kelime var. İçerisinde TUT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tut olan kelimeler listesine ya da Sonu tut ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
T T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
TUT
2 Harfli Kelimeler
TU, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TUTYA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çinko
-
Sürme
-
[isim]
Çinko
- TUTAK
-
-
[isim]
Bir şeyin tutulacak yeri
- "Saban tutağı. Bıçak tutağı. Kılıç tutağı. Tüfek tutağı."
-
Tutacak
-
Kabza
-
Maşa, kerpeten vb. araçların tutmaya yarayan kanatlarından her biri
-
Bir anlaşma, sözleşme veya isteğin yerine getirilmesini sağlamak için güvence olarak ele geçirilen kimse, tutu, rehine
-
[isim]
Bir şeyin tutulacak yeri
- TUTUŞ
-
-
[isim]
Tutma işi veya biçimi
-
[isim]
Tutma işi veya biçimi
- TUTKU
-
-
[isim]
İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras
-
Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç
-
[isim]
İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras
- TUTAR
-
-
[isim]
Nicelik bakımından bir şeyin bütünü
-
Para miktarı, meblağ
-
[isim]
Nicelik bakımından bir şeyin bütünü
- TUTAM
-
-
[sıfat]
Avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan
- "Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan
- TUTUM
-
-
[isim]
Tutulan yol, davranış
- "Anlayışsızlıklarınız ve yanlış tutumlarınız yüzünden beni inatçı sanıyorsunuz." (Tarık Buğra)
-
Para veya herhangi bir şeyi dikkatli kullanma, idare, idareli tüketme, iktisat, tasarruf, ekonomi
-
[isim]
Tutulan yol, davranış
- TUTMA
-
-
[isim]
Tutmak işi
-
Destekleme
-
Yanaşma
-
Markaj
-
[isim]
Tutmak işi
- TUTUK
-
-
[sıfat]
Akıcı, rahat konuşamayan
-
Eski işlevini göremez duruma gelmiş
- "Geçen gün beni dövdüler. Boynum, omuzlarım hâlâ tutuk." (Atilla İlhan)
-
Kısılmış, tutulmuş, kesik
- "Ağır ağır ve tahtalar arasında boğulan tutuk akislerle yükseliyordu." (Peyami Safa)
-
Tutuklu
-
Kapalı, tıkalı
-
Sıkıntılı
- "Bu tutuk hava içinde saat ona doğru Meclisin zili uzun uzun çaldı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Durgun, çekingen, sıkılgan
-
[sıfat]
Akıcı, rahat konuşamayan
- HUTUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çizgiler
- "Köy evlerinin kızıl loşluğundan gece karanlığına geçerken keskin hututu eriyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Çizgiler
- TUTAÇ
-
-
[isim]
Laboratuvar maşası
-
Tutacak
-
[isim]
Laboratuvar maşası