İçinde tm olan 8 harfli 482 kelime var. İçerisinde TM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tm olan kelimeler listesine ya da Sonu tm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİRETMEK
-
-
[nsz]
Direnmek, ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek
- "Annesi ile ablası adamın kaçırılacak bir kısmet olmadığını öne sürerek evlenmesi için diretiyorlardı." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Direnmek, ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek
- FOSLATMA
-
-
[isim]
Foslatmak işi
-
[isim]
Foslatmak işi
- GADRETME
-
-
[isim]
Gadretmek işi
-
[isim]
Gadretmek işi
- KOCATMAK
-
-
[-i]
Kocaltmak
-
[-i]
Kocaltmak
- KÖRELTME
-
-
[isim]
Köreltmek işi
-
[isim]
Köreltmek işi
- NEMLETME
-
-
[isim]
Nemletmek işi veya durumu
-
[isim]
Nemletmek işi veya durumu
- TAVSATMA
-
-
[isim]
Tavsatmak işi
-
[isim]
Tavsatmak işi
- BOZARTMA
- ...
- HALLETME
-
-
[isim]
Halletmek işi
- "Ben bu meseleyi birdenbire halletmenin kolayını buldum." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Halletmek işi
- KAPLATMA
-
-
[isim]
Kaplatmak işi
-
[isim]
Kaplatmak işi
- KURUTMAÇ
-
-
[isim]
Mürekkebi kurutmak için kullanılan kurutma kâğıdı ve bunun takılı bulunduğu araç
-
[isim]
Mürekkebi kurutmak için kullanılan kurutma kâğıdı ve bunun takılı bulunduğu araç
- MENETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Yasak etmek, yasaklamak, engel olmak
- "Bildiğim bir şey varsa o da patronun odanızdan dışarıya çıkmayı size menettiğidir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Yasak etmek, yasaklamak, engel olmak
- YANSITMA
-
-
[isim]
Yansıtmak işi
-
İletme, duyurma
-
[isim]
Yansıtmak işi
- AŞILATMA
-
-
[isim]
Aşılatmak işi
-
[isim]
Aşılatmak işi
- DAĞITMAK
-
-
[-i]
Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak
- "Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[nsz]
Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek
- "Muhacir kümeleri arasında ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." (Peyami Safa)
-
Herhangi bir şeyi ayrı ayrı kimselere vermek
-
Bir şeyin veya bir yerin düzenini bozmak
- "Odayı dağıtmak. Kâğıtları dağıtmak."
-
Güçlü bir vuruşla büyük bir zarara yol açmak
- "Bir yumrukta beynini dağıttı."
-
[nsz]
İletmek, ulaştırmak
- "Selamlar dağıtarak telaşsız ve yorgun bana doğru yürüyordu." (Refik Halit Karay)
-
Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek
- "Kooperatifi dağıttılar."
-
Kurulu bir düzeni bozmak
-
Etkisini, gücünü azaltmak, gidermek
-
[nsz]
Ne yaptığını bilmeyecek kadar içip kendinden geçmek
-
[nsz]
Değişik sebeplerle kendini koyuvermek, beklenmedik davranışlarda bulunmak
-
[-i]
Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak
- AZLETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Bir kişiyi görevinden almak, uzaklaştırmak
- "Beni bir daha devlet işlerinde kullanılmamak üzere azlettiler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Bir kişiyi görevinden almak, uzaklaştırmak
- FETHETME
-
-
[isim]
Fethetmek işi
-
[isim]
Fethetmek işi
- SEMİRTME
-
-
[isim]
Semirtmek işi
-
[isim]
Semirtmek işi
- DOĞRATMA
-
-
[isim]
Doğratmak işi
-
[isim]
Doğratmak işi
- ŞAŞIRTMA
-
-
[isim]
Şaşırtmak işi
-
Ağaç fidanlarını veya çiçek fidelerini başka yerlere aktarma işi
-
[isim]
Şaşırtmak işi