İçinde tl olan 8 harfli 255 kelime var. İçerisinde TL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tl olan kelimeler listesine ya da Sonu tl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MESNETLİ
-
-
[sıfat]
Dayanağı olan
-
[sıfat]
Dayanağı olan
- BALETLİK
-
-
[isim]
Balet olma durumu
-
[isim]
Balet olma durumu
- KIYMETLİ
-
-
[sıfat]
Değerli
- "Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Değerli
- MATLAŞMA
-
-
[isim]
Matlaşmak işi
-
[isim]
Matlaşmak işi
- KUVEYTLİ
- ...
- ZITLAŞMA
-
-
[isim]
Zıtlaşmak işi
- "Çok katlı apartmanlarda oturanlar arasında zıtlaşmalar olağan oldu." (Aydın Boysan)
-
[isim]
Zıtlaşmak işi
- PIRTLAMA
-
-
[isim]
Pırtlamak işi veya durumu
-
[isim]
Pırtlamak işi veya durumu
- SOYUTLUK
-
-
[isim]
Soyut olma durumu
-
[isim]
Soyut olma durumu
- MUCİTLİK
- ...
- ŞİDDETLİ
-
-
[sıfat]
Etkisi çok olan, zorlu
- "Bir aralık rahmetli babam şiddetli bir romatizmaya tutulmuştu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Hızlı
- "Şiddetli yağmurun damlaları camı dövüyordu." (Reşat Enis)
-
Aşırı
- "Şiddetli geçimsizlik."
-
[sıfat]
Etkisi çok olan, zorlu
- SAADETLE
-
-
[zarf]
"Güle güle" anlamında esenleme sözü
-
[zarf]
"Güle güle" anlamında esenleme sözü
- ARMUTLUK
- ...
- AZAMETLİ
-
-
[sıfat]
Ulu, çok büyük
-
Gururlu
-
Görkemli, heybetli
-
Debdebeli
-
Çalımlı, kurumlu
- "Hatta biraz da azametli, kibirli muamelesi bana epeyce garip görünmüştü doğrusu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Ulu, çok büyük
- KAĞITLIK
- ...
- KITLAŞMA
-
-
[isim]
Kıtlaşmak işi
-
[isim]
Kıtlaşmak işi
- KANAATLİ
-
-
[sıfat]
Kanaatkâr
-
[sıfat]
Kanaatkâr
- NETLEŞME
-
-
[isim]
Netleşmek işi veya durumu
-
[isim]
Netleşmek işi veya durumu
- PATLAMAK
-
-
[nsz]
Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek
- "Dinamit patladı."
- "Patlama, geliyorum!"
-
Yırtılıp açılmak
- "Gözlerim gene ayakkabılarıma kaydı, yanları patlamıştı." (Orhan Kemal)
-
Yarılmak
- "Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek
- "Tomurcuklar patladı."
-
Top, taşıt lastiği vb. şeyler değişik nedenlerle havası inmek
-
Ansızın tehlikeli bir şey meydana gelmek
- "Fırtına patladı."
-
Çok sıkılmak, sıkıntı ve sabırsızlığını belli etmek
- "Sanıyorum ki istimi fazla gelmiş kazanlar gibi hırslarından patlayacaklar." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Aşırı tepki göstermek
-
Ansızın bir gürültü duyulmak
-
Herhangi bir durum veya bir değerin yitirilmesine yol açmak, mal olmak
-
[nsz]
Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek
- ŞARTLAMA
-
-
[isim]
Şartlamak işi
-
[isim]
Şartlamak işi
- İTİMATLI
-
-
[sıfat]
Güvenilir
-
[sıfat]
Güvenilir