İçinde tiy olan 7 harfli 15 kelime var. İçerisinde TİY bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tiy olan kelimeler listesine ya da Sonu tiy ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
T Y İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İT, Tİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İHTİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek ölçülü davranma, sakınma
- "İhtiyatla, yan duvara tutunarak son basamağa vardığını yukarıdan gördüm." (Refik Halit Karay)
-
Gereğinden fazla olup saklanan şey, yedek
- "Tüpte kalan iki üç taneyi de yol ihtiyatı olarak zorla kendisine kabul ettirdim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek ölçülü davranma, sakınma
- RÜŞTİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ortaokul derecesinde olan eğitim kurumu
-
[isim]
Ortaokul derecesinde olan eğitim kurumu
- BATİYAL
- ...
- KATİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kesinlik
-
[isim]
Kesinlik
- ŞANTİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yapı gereçlerinin yığılıp saklandığı veya işlendiği yer
-
İnşa durumundaki ev, fabrika, baraj vb. her türlü yapı
-
Gemi tezgâhı
-
[isim]
Yapı gereçlerinin yığılıp saklandığı veya işlendiği yer
- İŞTİYAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Göreceği gelme, özleme
-
Güçlü istek, arzu
- "Bir asırdan beri birkaç neslin iştiyakı budur." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Göreceği gelme, özleme
- İHTİYAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yaşlı, kocamış olan, pir (kimse), genç karşıtı
- "İhtiyar öksürüyor, öksürdükçe de boğazından çürük bir ses çıkıyor." (Memduh Şevket Esendal)
- "Geçti sevdalarla ömrüm, ihtiyar oldum bugün ..." (Ahmet Rasim)
-
[isim]
Baba veya anne
-
[sıfat]
Yaşlı, kocamış olan, pir (kimse), genç karşıtı
- RANTİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bankada bulunan paranın faiziyle veya sahibi bulunduğu hisse senedi vb. değerli evrakın geliriyle yaşayan kimse, getirimci
-
[isim]
Bankada bulunan paranın faiziyle veya sahibi bulunduğu hisse senedi vb. değerli evrakın geliriyle yaşayan kimse, getirimci
- RAPTİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düz, geniş başlı, kısa bir çivi görünüşünde, kâğıt veya karton vb. şeyleri bir yere tutturmak için kullanılan araç
-
[isim]
Düz, geniş başlı, kısa bir çivi görünüşünde, kâğıt veya karton vb. şeyleri bir yere tutturmak için kullanılan araç
- İHTİYAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereksinim
- "Oyun, çocuklar için bir ihtiyaçtır."
- "Benim kendi hesabıma radyoya hiç ihtiyacım olmadı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güçlü istek
- "Şefkatten ölecek derecede hisli, içli bir hâlde bağrıma basmak ihtiyacında idim." (Refik Halit Karay)
-
Yoksulluk, yokluk
- "İhtiyaç adamcağızın belini büktü."
-
[isim]
Gereksinim
- KATİYEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Hiçbir zaman, asla
- "Birdenbire bu ziyaretimin son olacağını, bir daha onu katiyen göremeyeceğimi ... düşündüm." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kesinlikle
- "Bu firar meselesine katiyen inanamıyor, akıl sır erdiremiyordum." (Sermet Muhtar Alus)
-
[zarf]
Hiçbir zaman, asla
- ZAPTİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda toplum güvenliğini sağlamakla görevli askerî polis kuruluşu
-
Bu kuruluştan olan er, zaptiye memuru
- "Sağında solunda birer zaptiye, dimdik duruyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda toplum güvenliğini sağlamakla görevli askerî polis kuruluşu
- REFTİYE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat'a kadar ihraç edilen maldan alınan vergi
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat'a kadar ihraç edilen maldan alınan vergi
- İMTİYAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık
- "Hiçbir kişiye, aileye imtiyaz tanınamaz." (Anayasa)
-
Fabrika kurmak, maden işletmek vb. için bir kişi veya kuruluşa devlet tarafından verilen özel izin
-
Gedik
-
[isim]
Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık
- TİYATRO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Dram, komedi, vodvil vb. edebiyat türlerinin oynandığı yer
- "Her tiyatronun holünde ille smokinli bir müdüre rastlayacaksınız." (Haldun Taner)
-
Bu türleri, izleyiciler önünde sahnede oynayan grup
- "Tiyatro kuruldu, birinci temsilden sonra da kapandı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Oyun yazma sanatı
- "Ben o tarihte, kendimi az çok bir tiyatro yazarı addetmekteyim." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Sahnelenmek için yazılmış oyunların tümü
- "Eskiden tiyatro Osmanlıcaya ibret sözü ile çevrilmişti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Dram, komedi, vodvil vb. edebiyat türlerinin oynandığı yer