İçinde te olan 5 harfli 158 kelime var. İçerisinde TE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında te olan kelimeler listesine ya da Sonu te ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEKLİ
-
-
[isim]
Bir sanatçının tek eserini seslendirdiği kaset
-
Tek yataklı otel odası
-
[isim]
Bir sanatçının tek eserini seslendirdiği kaset
- TERKİ
-
-
[isim]
Eyerin arka bölümü
- "Avluda terkiden yere atladığında öfkeden kudurmuştu." (Yahya Kemal)
- "Sonra atlarının terkisine aldılar, benimle beraber kaçtılar." (Haldun Taner)
-
Binek hayvanının sağrısı
-
[isim]
Eyerin arka bölümü
- MONTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Montaj
-
[isim]
Montaj
- PATEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Buz üstünde kaymak için kullanılan, çoğunlukla tabanına, dar uzun bir çelik takılı ayakkabı
-
Bu ayakkabının düz yerlerde kaymakta kullanılan tekerlekli türü
-
[isim]
Buz üstünde kaymak için kullanılan, çoğunlukla tabanına, dar uzun bir çelik takılı ayakkabı
- BÜTEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Olefin grubundan C4H8 formülünde iki hidrokarbonun adı
-
[isim]
Olefin grubundan C4H8 formülünde iki hidrokarbonun adı
- STENO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Söylenen sözleri söylendiği kadar çabuk yazmaya elverişli, kısa ve yalın işaretlerden oluşan yazı yöntemi, stenografi
-
Bu yazı yöntemini kullanarak herhangi bir metni konuşma hızıyla yazan kimse, stenograf
- "O hazırladığım nutku, sonra şehir adına, gece, fener alayında, Mustafa Kemal'in çıkıp halkı selamladığı balkona fırlayarak söyledim, stenolar olduğu gibi zapt etmişler." (Behçet Kemal Çağlar)
-
[isim]
Söylenen sözleri söylendiği kadar çabuk yazmaya elverişli, kısa ve yalın işaretlerden oluşan yazı yöntemi, stenografi
- TELSİ
-
-
[sıfat]
Çok ince telciklerden oluşan
- "Telsi kas."
-
[sıfat]
Çok ince telciklerden oluşan
- TERİM
-
-
[isim]
Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah
- "Bazıları ise terimlerimizi milletlerarası esaslara bağlamak davasındadırlar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Geleneksel mantıkta özne veya yüklem
-
Cebirsel bir anlatımda + veya - işaretleri arasında bulunan parçalardan her biri
-
Bir denklemde = işaretinin iki yanındaki anlatımlardan her biri
-
Bir kesrin pay ve paydasından her biri, had
-
[isim]
Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah
- TESİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapma, kurma, temelini atma
- "Ayşe derhâl dostluk tesis eden bir İstanbul kızıydı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kuruluş
-
[isim]
Yapma, kurma, temelini atma
- ORTEZ
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Kemikteki biçim bozukluğunu düzelten, bozukluğun ekleme vereceği yükü azaltan veya felçli kasa destek veren araç
-
[isim]
Kemikteki biçim bozukluğunu düzelten, bozukluğun ekleme vereceği yükü azaltan veya felçli kasa destek veren araç
- ALTES
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı
-
Bu unvanı taşıyan kimse
-
[isim]
Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı
- İBATE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Barındırma
-
[isim]
Barındırma
- TENİS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ağla ortasından ikiye bölünen bir alanda tek veya çift oyuncuların raketle karşılıklı vurdukları, çeldikleri topu, belli kurallara göre, karşılanamayacak biçimde birbirlerinin alanına düşürerek sayı kazanmaları esasına dayanan oyun, alan topu
-
[isim]
Ağla ortasından ikiye bölünen bir alanda tek veya çift oyuncuların raketle karşılıklı vurdukları, çeldikleri topu, belli kurallara göre, karşılanamayacak biçimde birbirlerinin alanına düşürerek sayı kazanmaları esasına dayanan oyun, alan topu
- TENHA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Issız
- "Dükkânın önü gene kalabalıkça idi ama içi tenhaydı." (Sermet Muhtar Alus)
- "Onlar gittikten sonra her yer tenha kaldı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yalnız, tek
-
[sıfat]
Issız
- BİTEK
-
-
[sıfat]
Verimli
-
[sıfat]
Verimli
- İŞTEŞ
-
-
[sıfat]
İşte ortak olan
-
İşteş fiil
-
[sıfat]
İşte ortak olan
- TEKİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuvvetleştirme, sağlamlaştırma, üsteleme
- "Bu sözü bir alay uydurma vakalarla, kazalarla tekide çalışıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kuvvetleştirme, sağlamlaştırma, üsteleme
- ANTET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Başlık
-
[isim]
Başlık
- FORTE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[zarf]
Güçlü bir biçimde (çalınmak)
-
[zarf]
Güçlü bir biçimde (çalınmak)
- ŞİLTE
-
-
[isim]
Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek
- "Anasının evinde de bir yer yatağında, bir tek şilte üzerinde yatardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek