İçinde te olan 5 harfli 158 kelime var. İçerisinde TE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında te olan kelimeler listesine ya da Sonu te ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İSTER
-
-
[isim]
Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum
-
[bağlaç]
Cümledeki görevleri aynı olan kelimelerin ayrı ayrı her birinin başına getirilerek herhangi birinin onanmasında sakınca olmadığını anlatan bir söz
- "İster gitsin ister kalsın."
-
[isim]
Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum
- TELEK
-
-
[isim]
Kuşların gövde, kanat ve kuyruğunda bulunan, uçma, örtü ve kuyruk telekleri olarak üçe ayrılan, çeşitli renklerde kalın eksenli tüy
-
[isim]
Kuşların gövde, kanat ve kuyruğunda bulunan, uçma, örtü ve kuyruk telekleri olarak üçe ayrılan, çeşitli renklerde kalın eksenli tüy
- ORTEZ
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Kemikteki biçim bozukluğunu düzelten, bozukluğun ekleme vereceği yükü azaltan veya felçli kasa destek veren araç
-
[isim]
Kemikteki biçim bozukluğunu düzelten, bozukluğun ekleme vereceği yükü azaltan veya felçli kasa destek veren araç
- TEMEL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü
- "Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur
-
[sıfat]
En önemli, belli başlı, ana, esas, asıl, baz
- "Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır." (Burhan Felek)
-
Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler
- "Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü
- TECİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Erteleme
-
[isim]
Erteleme
- TENHA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Issız
- "Dükkânın önü gene kalabalıkça idi ama içi tenhaydı." (Sermet Muhtar Alus)
- "Onlar gittikten sonra her yer tenha kaldı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yalnız, tek
-
[sıfat]
Issız
- TEVZİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dağıtma, üleştirme
-
[isim]
Dağıtma, üleştirme
- TEZEK
-
-
[isim]
Yakıt olarak kullanılan kurutulmuş sığır dışkısı
-
Kesek
-
[isim]
Yakıt olarak kullanılan kurutulmuş sığır dışkısı
- TENİS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ağla ortasından ikiye bölünen bir alanda tek veya çift oyuncuların raketle karşılıklı vurdukları, çeldikleri topu, belli kurallara göre, karşılanamayacak biçimde birbirlerinin alanına düşürerek sayı kazanmaları esasına dayanan oyun, alan topu
-
[isim]
Ağla ortasından ikiye bölünen bir alanda tek veya çift oyuncuların raketle karşılıklı vurdukları, çeldikleri topu, belli kurallara göre, karşılanamayacak biçimde birbirlerinin alanına düşürerek sayı kazanmaları esasına dayanan oyun, alan topu
- KÜLTE
-
-
[isim]
Külçe
-
Kayaç
-
Demet, bağlam
-
[isim]
Külçe
- TOTEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İlkel toplumlarda topluluğun ondan türediği sanılan ve kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. herhangi bir doğal nesne, ongun
-
[isim]
İlkel toplumlarda topluluğun ondan türediği sanılan ve kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. herhangi bir doğal nesne, ongun
- TENOR
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
En tiz erkek sesi
-
Sesi böyle olan şarkıcı, sanatçı
-
[isim]
En tiz erkek sesi
- TEPİŞ
-
-
[isim]
Tepme işi veya biçimi
-
[isim]
Tepme işi veya biçimi
- TERAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça
- "Ayrıca denize bakan bir de büyük terası vardı." (Çetin Altan)
-
Damın, genellikle çamaşır sermeye yarayan ve üstü çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, tahtaboş
-
Seki
-
[isim]
Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça
- TEŞNE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Susamış
- "Güngörmüş varlıklı bir ailenin kültüre teşne zeki bir kızıdır." (Haldun Taner)
- "Şiirde şan ve şerefe teşne olan şairlerimizden biri ismini Nedim'in kasidesinde görseydi başı dönerdi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Çok istekli
- "Ne kadar da teşne imiş askerliğe..." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Susamış
- TENYA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şerit
-
[isim]
Şerit
- ÇİTEN
-
-
[isim]
Saman taşımak için arabalara konulan ince dallardan örülmüş büyük sepet veya çit
-
Kuzu ağılı
-
[isim]
Saman taşımak için arabalara konulan ince dallardan örülmüş büyük sepet veya çit
- BETER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Daha kötü, çok kötü
- "Çöller, Yemen ellerinden beter imiş." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Daha kötü, çok kötü
- TEŞYİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uğurlama
- "Onları kasabanın kenarına kadar teşyi ettim." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Uğurlama
- TEVİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir sözü veya davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, çevri
- "Bu münasebetsizliği tevil edecek kimsede kudret kalmamıştı." (Sermet Muhtar Alus)
- "Ne kadar inkâr etse hırsızlığı tevil götürmüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bir sözü veya davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, çevri