İçinde te olan 3 harfli 10 kelime var. İçerisinde TE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında te olan kelimeler listesine ya da Sonu te ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TEK

  1. [sıfat] Eşi olmayan, biricik, yegâne
    • "Hamit, biliyorsunuz edebiyatımızın tek dâhisidir." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Tek bir kişi var."
  2. [isim] Birbirini tamamlayan veya aynı türden olan nesnelerden her biri
    • "Dirseği hafifçe dizime dokunuyor ve bir saçı, bir tek tel saçı kaşının ucuna sürünüyordu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Tek bir kişi yok."
  3. [zarf] Önüne getirildiği cümleye istek ve özlem kavramı katar
    • "Tek yesin de ne isterse yesin. Tek çalışsın da isterse arada yaramazlık da etsin."
  4. [zarf] Yalnızca
    • "Bunun için tek bir yol var."
  5. Hiç, hiçbir
    • "Tek kelime konuşmadan bu yokuşu indik." (Refik Halit Karay)
  6. İki ile bölünemeyen (sayı)
    • "Üç, beş, yedi ... tek sayılardır."

ÖTE

  1. [isim] Konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer veya şey, mavera
    • "Köşklerin biraz ötesinde köy kulübelerine benzer derme çatma evler görülürdü." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Hasta da olsalar yapmıyorum işte! Ötesi var mı? İşte başhekim, git söyle." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Ötesi yok, bütün sinirlerim, iliklerim âşık oluverdi işte!" (Aka Gündüz)
  2. Bir şeyin arkadan gelen bölümü
    • "İşin ötesi kolay."
  3. [sıfat] Bulunulan yere göre karşı yanda olan
    • "Evimizin bir yanı bahçe, öte yanı sokaktı." (Memduh Şevket Esendal)
  4. [sıfat] Daha fazla, çok
    • "Güzel olduğu pek iddia edilmezdi ama güzellikten de öte güçlü bir çekiciliği vardı." (Haldun Taner)

TEN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İnsan vücudunun dış yüzü, cilt
    • "Tene yapışıp benek benek su kabarcıkları dolan sert mayolar..." (Refik Halit Karay)
  2. Vücut
    • "Tende can kalmadı."

TEÇ
...
ATE

  1. Tanrıtanımaz

TER

  1. [isim] Derinin gözeneklerinden sızan, kendine özgü bir kokusu olan, yapışkan, renksiz, tuzlu sıvı
    • "O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "... göbek taşında ter atarken bunaldı."
    • "Elleri ayakları buz kesildi, soğuk bir ter boşandı bütün vücudundan." (Çetin Altan)

TEM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tema

TEL

  1. [isim] Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı bir direnç gösteren ince uzun nesne
    • "Gelin teli. Telgraf teli."
    • "Bahçeye tel çektik."
  2. [sıfat] Bu nesneden yapılmış veya bu nesne biçiminde olan
    • "Tel kafes. Tel çivi."
  3. Tencere, çaydanlık vb.ni ovarak temizlemek için kullanılan nesne
  4. İnsan saçını oluşturan ipçik
    • "İki açık sarı tel terli alnımızın üstüne yapışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. Bazı organizmaların demet durumundaki oluşumunu meydana getiren ipçiklerin her biri, lif

TEF

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Zilli bir kasnağa geçirilmiş kursak zarından oluşan çalgı
    • "Davul değişmiş, tef değişmiş, kemençe bambaşka bir çalgı olmuştu." (Tarık Buğra)
    • "Sonradan anlaşıldı ki adam hükûmeti tefe koymuş." (Talât Halman)

TEZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Çabuk olan, süratli
    • "Bugünden tezi yok, şimdi buradan çıkıp oraya gidiyorum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. [zarf] Süratli bir biçimde

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü