İçinde tar olan 9 harfli 56 kelime var. İçerisinde TAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tar olan kelimeler listesine ya da Sonu tar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ART, TAR
2 Harfli Kelimeler
AR, AT, RA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TARAZLAMA
-
-
[isim]
Tarazlamak işi
-
[isim]
Tarazlamak işi
- TARAKLAMA
-
-
[isim]
Taraklamak işi
-
Bağ bahçe işlerinde taşları tarakla toplama, ayıklama
- "Kuru ot taraklama makinesi."
-
[sıfat]
Taşçı tarağı ile yapılmış olan
-
Ağaç gemilerde kaplamaların zedelenmesi durumunda, içeriye su girmemesi için omuzluktan su düzeyine kadar ıskarmozlar arasına uyumlu olarak yerleştirilen, ağaçtan yapılan pekiştirme
-
[isim]
Taraklamak işi
- TARTILMAK
-
-
[nsz]
Tartma işi yapılmak veya tartma işine konu olmak
-
Kendini tartmak
-
[nsz]
Tartma işi yapılmak veya tartma işine konu olmak
- TARİFNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işin yapılışını, bir aletin çalışmasını açıklayan yazı veya broşür
-
[isim]
Bir işin yapılışını, bir aletin çalışmasını açıklayan yazı veya broşür
- AKTARMALI
-
-
[sıfat]
Belli bir süre sonra inilip başka bir taşıta binilmesini gerektiren
- "Aktarmalı tren."
-
[zarf]
Belli bir süre sonra inip başka bir taşıta binerek
-
[sıfat]
Belli bir süre sonra inilip başka bir taşıta binilmesini gerektiren
- TARİFESİZ
-
-
[sıfat]
Tarifesi olmayan
-
[sıfat]
Tarifesi olmayan
- AKTARILMA
-
-
[isim]
Aktarılmak işi
-
[isim]
Aktarılmak işi
- MİNNETTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinden gördüğü iyiliğe karşı kendini borçlu sayan, gönül borcu olan kimse, gönül borçlusu
- "Beni de aranıza aldığınıza minnettarım." (Haldun Taner)
- "Kendine minnettar kalan ahalinin elleri üzerinde geziyor." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Birinden gördüğü iyiliğe karşı kendini borçlu sayan, gönül borcu olan kimse, gönül borçlusu
- KURTARMAK
-
-
[-i]
Bir canlıyı bir felaketten, tehlikeden veya zor durumdan uzaklaştırmak
- "Şu durup dururken şimşek gibi çakan ağrılardan kurtarsınlar, servetimin yarısını anamın ak sütü gibi vereyim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kurtulmasını sağlamak
-
Uzaklaştırmak
-
Kazandırmak, yeniden ele geçirmek
- "Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır." (Atatürk)
-
Bir şeye zarar gelmesini önlemek
- "Bu kız beni ilk defa çevreme karşı isyandan kurtardı." (Halide Edip Adıvar)
-
Birinin cezalandırılmasına engel olmak
- "Baban bana vaktiyle iyilik yaptı, seni kurtaracağım." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Bir şeyin değerini karşılamak
- "Beş bin liradan aşağısı kurtarmaz!"
-
[-i]
Bir canlıyı bir felaketten, tehlikeden veya zor durumdan uzaklaştırmak
- BATARYALI
-
-
[sıfat]
Batarya ile güçlendirilmiş veya desteklenmiş
-
Batarya ile çalışan (radyo, telefon vb.)
-
[sıfat]
Batarya ile güçlendirilmiş veya desteklenmiş
- TARTIMSIZ
-
-
[sıfat]
Dizemsiz
-
[sıfat]
Dizemsiz
- BAYTARLIK
-
-
[isim]
Veterinerlik
-
[isim]
Veterinerlik
- MUHTARLIK
-
-
[isim]
Muhtarın görevi veya makamı
-
Muhtarın görevini yaptığı yer
-
[isim]
Muhtarın görevi veya makamı
- KAYTARMAK
-
-
[-i]
Geri çevirmek, iade etmek
-
[-den]
İş yapmaktan kaçmak
- "Toplum içinde kapısının önünü süpürmekten kaytaranlar dünyanın her yerinde çoklukta." (Necati Cumalı)
-
[-i]
Geri çevirmek, iade etmek
- KIYMETTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Değerli
- "O kıymettar elmaslar işte bu kadının hediyeleri idi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Değerli
- ANTARKTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Güney Kutbu ile ilgili, Güney Kutbu yakınında olan
-
[sıfat]
Güney Kutbu ile ilgili, Güney Kutbu yakınında olan
- KANTARLIK
-
-
[sıfat]
Kantar ölçüsünde olan
- "İki kantarlık odun."
-
[sıfat]
Kantar ölçüsünde olan
- TARAVETLİ
-
-
[sıfat]
Körpe, taze
-
[sıfat]
Körpe, taze
- ANAHTARCI
-
-
[isim]
Anahtar yapan, satan veya onaran kimse
-
Kilitli kapıları açan kimse, çilingir
-
Kapı, kasa vb. yerlere anahtar uydurarak hırsızlık yapan kimse
-
[isim]
Anahtar yapan, satan veya onaran kimse
- TUTARIKLI
-
-
[sıfat]
Saralı
-
[sıfat]
Saralı