İçinde tar olan 8 harfli 81 kelime var. İçerisinde TAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tar olan kelimeler listesine ya da Sonu tar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ART, TAR
2 Harfli Kelimeler
AR, AT, RA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAYTARMA
-
-
[isim]
Kaytarmak işi
- "Kaytarmaya kalkıştım mı öfkeleniyor, çıkışıyor bana." (Tomris Uyar)
-
[isim]
Kaytarmak işi
- BAŞTARDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Osmanlı donanmasında yer alan kadırga cinsinden bir tür savaş gemisi
-
[isim]
Osmanlı donanmasında yer alan kadırga cinsinden bir tür savaş gemisi
- MUHATARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Korku verici durum, tehlike
-
Zarar, ziyan
-
[isim]
Korku verici durum, tehlike
- FÜZEATAR
-
-
[isim]
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana otomatik füzeler atan bazı silahlar
-
[isim]
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana otomatik füzeler atan bazı silahlar
- İFTARLIK
-
-
[isim]
Oruç açmak için hazırlanan yiyecek
-
Oruç tutan kişi için alınan hediye, yiyecek veya çerez
-
[sıfat]
İftarda yenmeye elverişli
- "İftarlık reçel."
-
[isim]
Oruç açmak için hazırlanan yiyecek
- TARİFSİZ
-
-
[sıfat]
Tarifi olmayan
-
Tarif edilemeyen, tarif edilemez
- "İstanbul'da Boğaziçi'nde / Bir fakir Orhan Veli'yim / Veli'nin oğluyum / Tarifsiz kederler içinde." (Orhan Veli Kanık)
-
[sıfat]
Tarifi olmayan
- TATARCIK
-
-
[isim]
Sıcak ülkelerde, özellikle Akdeniz çevresinde yaşayan, türlü hastalıklara yol açan küçük bir sinek, yakarca (Phlebotomus)
-
Şiddetli karın ağrısı
-
[isim]
Sıcak ülkelerde, özellikle Akdeniz çevresinde yaşayan, türlü hastalıklara yol açan küçük bir sinek, yakarca (Phlebotomus)
- AKTARİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aktarın sattığı şeyler
-
[isim]
Aktarın sattığı şeyler
- İBRİKTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sarayın leğen, ibrik vb. eşyalarından sorumlu olan görevli
- "Büyük kâhya, kahveci, ibriktar sofa ile selamlık odalarında." (Ahmet Rasim)
-
[isim]
Sarayın leğen, ibrik vb. eşyalarından sorumlu olan görevli
- ALEYHTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Karşı olan, karşıtçı
-
[sıfat]
Karşı olan, karşıtçı
- MÜTAREKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ateşkes
-
[isim]
Ateşkes
- MEGASTAR
- ...
- SİLAHTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlılar döneminde padişah, sadrazam, vezir vb. devlet büyüklerinin silahlarına bakan ve koruyan kimse
-
[isim]
Osmanlılar döneminde padişah, sadrazam, vezir vb. devlet büyüklerinin silahlarına bakan ve koruyan kimse
- TARAFSIZ
-
-
[sıfat]
Yansız
- "Silahsızdık, vasıtasızdık, tarafsızdık fakat sırf ümitli idik." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[sıfat]
Yansız
- KURTARIŞ
-
-
[isim]
Kurtarma işi veya biçimi
-
[isim]
Kurtarma işi veya biçimi
- TARAKSIZ
-
-
[sıfat]
Tarağı olmayan
-
[sıfat]
Tarağı olmayan
- KATARAKT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gözdeki billur cismin saydamlığını yitirerek ağarmasından ileri gelen ve görmeyi engelleyen rahatsızlık, perde, akbasma, aksu
-
[isim]
Gözdeki billur cismin saydamlığını yitirerek ağarmasından ileri gelen ve görmeyi engelleyen rahatsızlık, perde, akbasma, aksu
- KURTARMA
-
-
[isim]
Kurtarmak işi
-
[isim]
Kurtarmak işi
- TARTIMLI
-
-
[sıfat]
Dizemli
-
[sıfat]
Dizemli
- AKTARMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek
-
[-i]
Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
-
[-den]
Bir dilden başka bir dile çevirmek, tercüme etmek
-
Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
-
Toprağı altı üstüne gelecek biçimde iyice bellemek
-
İletmek, bildirmek
- "Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır." (Haldun Taner)
-
Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak
-
Bir kitabı başından sonuna kadar okumak
-
[-i]
Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak
- "Kiremitleri aktarmak."
-
[-i]
Alıntılamak
- "Onun yerine Salah Birsel'in bir şiirini aktaracağız." (Salâh Birsel)
-
[-i]
Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek