İçinde tan olan 6 harfli 48 kelime var. İçerisinde TAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tan olan kelimeler listesine ya da Sonu tan ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ANT, TAN
2 Harfli Kelimeler
AN, AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DIŞTAN
-
-
[sıfat]
Aslında olmayıp sonradan ve dışarının etkisiyle ortaya çıkan (düşünceler)
-
[sıfat]
Aslında olmayıp sonradan ve dışarının etkisiyle ortaya çıkan (düşünceler)
- TANSIK
-
-
[isim]
İnsan aklının alamayacağı, şaşırtıcı, olağanüstü olay, mucize
- "Bir gün Oğuz Atay'ın bir tansık gibi edebiyatımızdan geçtiğini kavrayacağız." (Selim İleri)
-
[isim]
İnsan aklının alamayacağı, şaşırtıcı, olağanüstü olay, mucize
- ASTANA
- ...
- VATANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yurtsal
- "Hepimizin el birliğiyle ve samimiyetle çalışmamız vatani bir vazifedir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Yurtsal
- KAYTAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Pamuk veya ipekten sicim
- "Nefise titreyerek bir küçük torbaya benzeyen bu atlas kesenin kaytanını çözdü, ağzını açtı." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Yelkeni yarı kapatmak için kullanılan örgü halat
-
[isim]
Pamuk veya ipekten sicim
- BAŞTAN
-
-
[zarf]
Başından alarak, bir kez daha, yeniden
- "Konuyu baştan anlatayım."
- "Perihan adında bir bayan, bizim güveyi dans arasında ayartıp baştan çıkarmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Başından alarak, bir kez daha, yeniden
- BÜHTAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kara çalma, iftira
-
[isim]
Kara çalma, iftira
- KATANA
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Bir cins iri at
- "Atları Rus katanalarını andırır, arabası çangıl çungul etmez." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Bir cins iri at
- TANKÇI
-
-
[isim]
Tank kullanan veya tankla birlikte savaşan asker
-
[isim]
Tank kullanan veya tankla birlikte savaşan asker
- TANZİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Benzetme
-
Divan edebiyatında bir şiiri örnek alarak ona benzer bir örnek kaleme alma
-
[isim]
Benzetme
- İNTANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Mikropla oluşan, mikroplu
-
[sıfat]
Mikropla oluşan, mikroplu
- TANKER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Petrol, benzin gibi akaryakıt ürünleriyle, sanayi ile ilgili yağ, şarap vb. sıvı maddeleri taşıyan gemi veya kamyon
-
[isim]
Petrol, benzin gibi akaryakıt ürünleriyle, sanayi ile ilgili yağ, şarap vb. sıvı maddeleri taşıyan gemi veya kamyon
- ŞEYTAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten cin, iblis
- "Gül tenli, kor dudaklı, kömür sürmeli / Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kere öpmeli." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Ama çocukluk işte, şeytan dürttü, ya herrü ya merrü diyerek birden yukarı baktım." (Haldun Taner)
- "Birden, şeytan geçmiş gibi bir sükût oldu." (Haldun Taner)
- "Şeytan kulağına kurşun, hiçbirimiz hasta olmadık."
-
Kötü düşünceli, kötü niyetli kimse
- "O gecenin sabahı şeytanın aldattığı vücudunu soğuk suda temizlerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Çok kurnaz, uyanık (kimse)
-
[isim]
Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten cin, iblis
- DESTAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiir, epope
- "Manas, Şehname, İlyada, Kalevala birer destan örneğidir."
-
Bir kahramanlık hikâyesini veya bir olayı anlatan, koşma biçiminde, ölçüsü on bir hece olan halk şiiri
-
Çağdaş Türk edebiyatında biçim ve içerik yönünden, geleneksel destanlardan ayrılık gösteren uzun kahramanlık şiiri
- "Üç Şehitler Destanı. Çanakkale Destanı."
-
[isim]
Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiir, epope
- MUTANT
- ...
- UTANMA
-
-
[isim]
Utanmak durumu, teeddüp
- "İradesizliğimden utanma duymamaya da alıştım." (Refik Halit Karay)
-
Utanma duygusu
-
[isim]
Utanmak durumu, teeddüp
- SÜTANA
-
-
[isim]
Sütanne
-
[isim]
Sütanne
- ANTANT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Anlaşma, uyuşma, uzlaşma, mutabakat
- "Balkan Antantı."
-
[isim]
Anlaşma, uyuşma, uzlaşma, mutabakat
- FİSTAN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Tek parça kadın giysisi
- "Büyük balerinler gibi tülden, kısa bir fistanı var." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
İskoç, Arnavut ve Yunan erkeklerinin giydikleri kısa, pilili eteklik
-
[isim]
Tek parça kadın giysisi
- ATANIŞ
-
-
[isim]
Atanma işi veya biçimi
-
[isim]
Atanma işi veya biçimi