İçinde tam olan 7 harfli 18 kelime var. İçerisinde TAM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tam olan kelimeler listesine ya da Sonu tam ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
MAT, TAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AT, MA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAMZARA
-
-
[isim]
Doğu Anadolu'da, toplu olarak oynanan bir halk oyunu
-
Bu oyunun müziği
-
[isim]
Doğu Anadolu'da, toplu olarak oynanan bir halk oyunu
- MOTAMOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kelimesi kelimesine, aynen
-
[zarf]
Hiç değiştirmeden
-
[sıfat]
Kelimesi kelimesine, aynen
- TAMİRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Onarım
- "Masanın ötesini berisini karıştırıyor, tamirat yapıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Onarım
- TUTAMAK
-
-
[isim]
Tutamaç
- "Viraj tutamağı."
-
Tutunacak, dayanacak, güvenecek şey
-
[isim]
Tutamaç
- HARTAMA
-
-
[isim]
Kiremit yerine kullanılan veya kiremit altına konulan ince tahta
-
[isim]
Kiremit yerine kullanılan veya kiremit altına konulan ince tahta
- TAMANİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doğal kalsiyum ve demir fosfat
-
[isim]
Doğal kalsiyum ve demir fosfat
- NATAMAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Eksik, tamamlanmamış, bitmemiş
-
[sıfat]
Eksik, tamamlanmamış, bitmemiş
- TUTAMAÇ
-
-
[isim]
Bir şeyin tutulup çekilecek yeri
-
Tutunacak yer, tutamak
-
Telgraf veya elektrik direklerine rahat çıkmayı sağlayan ve ayağa takılan mahmuzlu araç
-
[isim]
Bir şeyin tutulup çekilecek yeri
- VİTAMİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle taze besinlerde bulunan, vücutta eksikliği çeşitli hastalıklara yol açan, organizmaya besin veya ilaç olarak dışarıdan sağlanan maddelere verilen genel ad
-
[isim]
Genellikle taze besinlerde bulunan, vücutta eksikliği çeşitli hastalıklara yol açan, organizmaya besin veya ilaç olarak dışarıdan sağlanan maddelere verilen genel ad
- TAMBURİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tambur çalan kimse
- "Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta / Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Tambur çalan kimse
- TAMAMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Bütün olarak, büsbütün
- "Hanımlar tamamen çıktıktan sonra, beylere de numaraları dağıtılacaktır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Bütün olarak, büsbütün
- YASTAMA
-
-
[isim]
Yastamak işi
-
[isim]
Yastamak işi
- SAPTAMA
-
-
[isim]
Saptamak işi, tespit
- "Bazı açıklamalar ve saptamaları, şimdi yapmanın zorunlu olduğu anlaşılıyor." (Aydın Boysan)
-
Gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi
-
[isim]
Saptamak işi, tespit
- ISTAMPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ağaç, metal vb. üzerine oyulduktan sonra bir yere basılan biçim
-
Bu tür biçim veya resimleri basmaya yarayan kalıp, damga, mühür
-
İçinde, mühür, damga vb.ni mürekkeplemeye yarayan çuha bulunan kutu
- "Sol elinin başparmağını ıstampada mürekkepleyip pulun üstüne bastırdılar." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Ağaç, metal vb. üzerine oyulduktan sonra bir yere basılan biçim
- TAMLAMA
-
-
[isim]
Bir adın başka bir ad, zamir veya sıfatla birlikte oluşturduğu kelime grubu, terkip: Evin kapısı. Bizim evimiz. Karlı dağlar gibi
-
Tamamlama
-
[isim]
Bir adın başka bir ad, zamir veya sıfatla birlikte oluşturduğu kelime grubu, terkip: Evin kapısı. Bizim evimiz. Karlı dağlar gibi
- TAMBURA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Türk halk müziğinde kullanılan, cura, bulgari, çöğür, bağlama gibi telli ve çalgıçla çalınan çalgıların genel adı
- "Gündüzleri öğleden sonra yatağından kalkarak tamburasını eline alıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Türk halk müziğinde kullanılan, cura, bulgari, çöğür, bağlama gibi telli ve çalgıçla çalınan çalgıların genel adı
- TAMİRCİ
-
-
[isim]
Bir şeyi onaran kimse
- "Hem de hükûmet reisinden pabuç tamircisine kadar herkese ve her konuda..." (Tarık Buğra)
-
Onarım yapılan yer
-
[isim]
Bir şeyi onaran kimse
- TAMKARE
- ...