İçinde tah olan 8 harfli 47 kelime var. İçerisinde TAH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tah olan kelimeler listesine ya da Sonu tah ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAT
2 Harfli Kelimeler
AH, AT, HA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAHATTUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hatırlama
-
[isim]
Hatırlama
- TAHMİSÇİ
-
-
[isim]
Kuru kahveci
-
[isim]
Kuru kahveci
- TAHAFFUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Barınma, korunma
-
[isim]
Barınma, korunma
- PAYİTAHT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başşehir, başkent
-
[isim]
Başşehir, başkent
- TAHSİSLİ
-
-
[sıfat]
Bir şeye özgü kılınmış, bir şeye ayrılmış
-
[sıfat]
Bir şeye özgü kılınmış, bir şeye ayrılmış
- TAHTABOŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Teras
- "Gençler ve çocuklar, birbirinin peşi sıra, konağın dördüncü katındaki tahtaboşa çıktılar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Teras
- TAHACCÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taşlaşma, taş kesilme
-
[isim]
Taşlaşma, taş kesilme
- TAHRİREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Yazıyla, yazılı olarak
- "Bize tahriren verdiği imzalı cevabında, vapurun limandan çıkmasına kadar nezdimizde alıkoymamızın, hayatını kurtarabileceğini söyledi." (Aka Gündüz)
-
[zarf]
Yazıyla, yazılı olarak
- TAHAKKUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerçekleşme, yerine gelme
- "Resmen bir şey tahakkuk etmediyse de köylüler, fikirlerinde sabit kaldılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Gerçekleşme, yerine gelme
- TAHSİSAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimseye, bir kuruluş veya topluluğa ayrılmış para, ödenek
-
Bir işi gerçekleştirmek için ayrılmış para
- "Sonra tahsisat yoktur, gelecek sene bütçesine para konulacak diye bir lakırtı çıkardılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bir kimseye, bir kuruluş veya topluluğa ayrılmış para, ödenek
- TAHAVVÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir durumdan başka bir duruma geçme, değişme, değişkenlik, dönüşme, dönüşüm
- "Gençliğin karşısına çıkınca harika bir tahavvülle başı dikildi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir durumdan başka bir duruma geçme, değişme, değişkenlik, dönüşme, dönüşüm
- TAHRİLLİ
-
-
[sıfat]
Çizgili
-
Renkli bölümü çizgi çizgi olan (göz)
-
[sıfat]
Çizgili
- PEŞTAHTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İş masası gibi kullanılan çekmece
-
Sarrafların üzerinde para saydıkları tahta
-
[isim]
İş masası gibi kullanılan çekmece
- TAHDİDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sınırlamalar, kısıntılar
-
[isim]
Sınırlamalar, kısıntılar
- TAHASSUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Korunmak için bir yere çekilme, sığınma
-
[isim]
Korunmak için bir yere çekilme, sığınma
- TAHAKKÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Baskı, zorbalık, hükmetme
- "Sen böyle karı tahakkümü altında mı kalacaksın?" (Memduh Şevket Esendal)
- "O, işbaşına geldiği zaman etrafındakilere böyle tahakküm ederdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Baskı, zorbalık, hükmetme
- TAHASSÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kavuşmak istenen şey veya kimse için üzülme, özlem
- "Neveser'in gönlünde elem bulaşığı bir tahassür, bir hicran..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Kavuşmak istenen şey veya kimse için üzülme, özlem
- TAHKİMLİ
-
-
[sıfat]
Tahkim edilmiş olan
-
[sıfat]
Tahkim edilmiş olan
- MÜSTAHAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hak etmiş, hak kazanmış, layık
- "Sen bu kafayla daha beterine de müstahaksın!" (Necati Cumalı)
- "Sen bu akıbete iki defa müstahak olmuşsun çocuğum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir kimsenin layık olduğu ödül veya ceza
-
[sıfat]
Hak etmiş, hak kazanmış, layık
- TAHVİLAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tahviller
-
[isim]
Tahviller