İçinde tah olan 6 harfli 27 kelime var. İçerisinde TAH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tah olan kelimeler listesine ya da Sonu tah ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAT
2 Harfli Kelimeler
AH, AT, HA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAHRAN
- ...
- TAHRİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tırmalanma, tırmalama
-
Yakarak kaşındırma
-
[isim]
Tırmalanma, tırmalama
- TAHSİN
- ...
- TAHFİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hafifletme, yükünü azaltma
-
[isim]
Hafifletme, yükünü azaltma
- TAHKİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma
- "Onu tahkir etmeye hatta dövmeye kalkıyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma
- TAHLİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çözümleme
- "Duyduklarımı tahlil etmek lazımsa sevinç, keder gibi hisler değildi." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kalabalığı kısa ve kuş bakışı bir tahlilden geçirelim." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Çözümleme
- TAHDİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sınırlama, çevreleme, çevresini daraltma
-
[isim]
Sınırlama, çevreleme, çevresini daraltma
- TAHRİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cinsel isteği, duyguları uyandırma
-
Bir kimseyi kötü bir iş yapması için ileri sürme, kışkırtma
- "Zamanımızın sanatkârını en çok tahrik eden budur." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yola çıkartma, hareket ettirme, kımıldatma
-
[isim]
Cinsel isteği, duyguları uyandırma
- TAHNİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bozulmaması için ölüyü ilaçlama
-
[isim]
Bozulmaması için ölüyü ilaçlama
- TAHRİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazma, kitabet, kompozisyon
-
[isim]
Yazma, kitabet, kompozisyon
- TAHRİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin aslını bozma, kalem oynatma, değiştirme
- "Ben sözleri tahrif ederek tercüme ettim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bir şeyin aslını bozma, kalem oynatma, değiştirme
- TAHLİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kurtarma
-
[isim]
Kurtarma
- TAHMİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yükleme
-
[isim]
Yükleme
- TAHVİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Devletin veya özel bir kuruluşun ödünç para almak için çıkardığı, yıllık faiz getiren yazılı senet
- "Bu da derde deva olmayınca zemin katını bakkal dükkânına tahvil etti." (Ömer Seyfettin)
-
Değiştirme, çevirme, döndürme, dönüştürme
-
[isim]
Devletin veya özel bir kuruluşun ödünç para almak için çıkardığı, yıllık faiz getiren yazılı senet
- TAHMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaklaşık olarak değerlendirme, oranlama
-
Akla, sezgiye veya bazı verilere dayanarak gelecek bir şeyi, olayı kestirme
- "Herhangi bir milletten bir elçilik memuru görsem derhâl mesleğini tahmin ederim." (Halide Edip Adıvar)
- "Ancak yirmi beş yaşlarında tahmin olunabilirdi." (Ömer Seyfettin)
-
Önceden kestirilen, düşünülen şey
- "Tahminlerinde yanılmaz."
-
[isim]
Yaklaşık olarak değerlendirme, oranlama
- TAHMİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Divan edebiyatında bir gazelin her beytinin başına üç dize katılması durumu, beşleme
-
[isim]
Divan edebiyatında bir gazelin her beytinin başına üç dize katılması durumu, beşleme
- TAHLİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ant içirme, yemin ettirme
-
[isim]
Ant içirme, yemin ettirme
- TAHİNİ
- ...
- TAHKİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soruşturma
- "Bunun böyle olduğunu iyice tahkik için yola çıkmak üzere idim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu meseleyi fakültedeki mütehassıslardan tahkik etmesini rica ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Soruşturma
- TAHSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Parayı alma, toplama
- "İcra yoluyla tahsile gideriz, o sonra parasını geri alır." (Burhan Felek)
- "Önce vergiyi kolay tahsil etmenin vesilesini hazırlasınlar." (Burhan Felek)
- "İyi tahsil görmüş gençlerden bir grup meydana getiririz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Öğrenim
- "Oğullarının birini tahsil için İstanbul'a göndermiş, ikisini yanında alıkoymuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Parayı alma, toplama