İçinde t olan 5 harfli 1255 kelime var. İçerisinde T harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında t harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ENTEL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Entelektüel olmaya özenen ancak bunun için gerekli olan niteliği kazanmamış (kimse)
  2. [isim] Sahte aydın
    • "Gençlerin bazıları entellerle birlikte olmaktan gurur duyduklarını söylüyorlar." (Tomris Uyar)

OTAMA

  1. [isim] Otamak işi, tedavi

ZAHİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren (kimse)
    • "Bu sualin karşısında, hakikati inkâr olunmuş bir zahit gibi doğruldu." (Ömer Seyfettin)

BİTÜM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı, yer sakızı
  2. Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb. kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyu kestane renginde madde

KAROT
...
NUKUT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Paralar

PİNTİ

  1. [sıfat] Aşırı derecede cimri, hasis

TAÇLI

  1. [sıfat] Tacı olan
    • "Bir orman melikesi gibi, tahta taçlı başı dimdik ... azametle tek başına orada dinleniyordu." (Refik Halit Karay)
  2. Taç yaprağı olan

TELEM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir metnin doğrudan doğruya gönderilmesini ve alıcı olarak basımevi harfleriyle yazılmasını sağlayan araç

TÜYSÜ
...
PATİK

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Altı yumuşak veya ince deriden, genellikle üstten bağlı küçük çocuk ayakkabısı
  2. Genellikle iple örülerek yapılan ayakkabı biçimindeki çorap

PORTE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir işin genişlik, önem derecesi, etki alanı
  2. Bir iş için gereken para tutarı
  3. Üzerine veya arasına nota yazılan, aralıkları birbirine eşit, beş paralel çizgi, dizek
  4. Değer, önem

TABLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi
    • "Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. [sıfat] Bir tepsinin aldığı miktarda olan
    • "Bir tabla balık döküldü."
  3. Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılan tepsiye benzer altlık
  4. Bir şeyin düz ve geniş bölümü
    • "Hokka takımı tablası. Çadır direği tablası."
  5. Küllük
    • "Tablada ruj izli sigara artıkları var." (Refik Halit Karay)
  6. Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça
  7. Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir tür çalgı
  8. Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri

TARTI

  1. [isim] Ağırlık
    • "Bunun tartısı belli değil."
  2. Tartma aleti, çeki
  3. Oran, ölçü, karar
  4. Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip

TÜREV

  1. [isim] Türemiş veya üretilmiş şey
  2. Yapım ekiyle kurulmuş kelime, müştak: Sev-gi, sev-in-mek, göz-lük gibi
  3. Bir madde üzerinde yapılan kimyasal işlemler sonucu elde edilen bir başka madde
  4. Değişken artması sıfıra giderken, fonksiyonun artmasının değişken artmasına oranının limiti

ÜCRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İş gücünün karşılığı olan para veya mal
    • "Ücret emeğin karşılığıdır." (Anayasa)
  2. Kiralanan veya satın alınan bir şey için ödenen para
    • "Fiyatından daha yüksek bir ücretle satın aldı." (Peyami Safa)

İNTAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Konuşturma söyletme
  2. Kişileştirilen varlıklara, hayalî yaratıklara söz söyletme sanatı, dillendirme

KASTİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bilerek, isteyerek yapılan
  2. [zarf] Kasıtlı olarak, bilerek, isteyerek

BUTON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bazı aletleri çalıştırmaya yarayan düğme
    • "Gözlerimle aradım, zil butonuna benzer bir şey de göremedim." (Aka Gündüz)

KÜLOT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kısa, beli lastikli iç çamaşırı, don
  2. Genellikle binicilerin giydikleri paçası dar, üst bölümü geniş pantolon
    • "Adamın sırtında yakasız bir mintanı, bacaklarında da dolaksız bir külot vardı." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü