İçinde t olan 5 harfli 1255 kelime var. İçerisinde T harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında t harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKTAŞ
-
-
[isim]
Lüle taşı
-
[isim]
Lüle taşı
- DİYOT
- ...
- HUDUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sınır
- "Bir çiçek dermeden sevgi bağından / Huduttan hududa atılmışım ben." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
Uç, son
-
[isim]
Sınır
- İFSAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzeni bozma, karışıklık çıkarma
-
Kargaşalık
-
[isim]
Düzeni bozma, karışıklık çıkarma
- TORNA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ağaç veya metal eşyaya yuvarlak bir biçim vermek için kullanılan çarklı tezgâh
-
[isim]
Ağaç veya metal eşyaya yuvarlak bir biçim vermek için kullanılan çarklı tezgâh
- TORUN
-
-
[isim]
Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu
- "Onun torunu koşarak yanına gelir, yüzünü, gözlerini öper!" (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Aynı soydan gelenler
- "... mademki hepimiz Âdem'le Havva'nın torunlarıyız..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu
- İSTEK
-
-
[isim]
Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk
- "Yanıma yaklaşan gölge, o eski şarkıyı gerçek bir istekle tekrarlıyordu." (Çetin Altan)
- "İnsanda ille de saçını, yanağını okşamak isteğini uyandıran güzel kız çocuklarını andırırdı." (Necati Cumalı)
-
Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey, talep
- "Bu adamın istekleri bitmiyor."
-
İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi
- "Göreyim, göresin, göre."
-
Belirli bir gereksinimi karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem, arzu
-
[isim]
Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk
- NUKUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Paralar
-
[isim]
Paralar
- TELEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir metnin doğrudan doğruya gönderilmesini ve alıcı olarak basımevi harfleriyle yazılmasını sağlayan araç
-
[isim]
Bir metnin doğrudan doğruya gönderilmesini ve alıcı olarak basımevi harfleriyle yazılmasını sağlayan araç
- BEYTİ
- ...
- HATAY
- ...
- MUHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş
-
Kitabın sırt kâğıdı ile mukavvasının arasında isteka ile bastırılarak oluşturulmuş hafif çukurluk
-
[sıfat]
Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş
- POSTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emanetlerin tümü
- "Eşyalarımı ilk posta ile bir denk yapıp İstanbul'a gönderdim." (Ömer Seyfettin)
- "Daha dün Kel Mahmut'u yıkayıp yağlayan yavşak bugün kalkmış ona posta koyuyor." (Rıfat Ilgaz)
- "Araba şehre günde üç posta yapar."
- "Evet. Dilekçeyi de şimdi verdim postaya." (Tarık Buğra)
-
Genellikle bu emanetleri götüren taşıt
- "Ben postayı kestim, artık toplantılara gitmeyeceğim."
-
Bu emanetleri toplayan ve dağıtan kuruluş ve bu kuruluşun bulunduğu yer
- "Yazısı silinmiş, kâğıdı sarı / Mektubunu geri getirdi / Dünya postaları." (Arif Nihat Asya)
-
Takım, kol
- "Sağa sola postalar çıkarıldı. İşçi postaları nöbetleşe çalışırlar."
-
Kez, defa, sefer
- "Bu araba bütün eşyayı dört postada taşır."
-
Yirmi dört saatlik çalışma gününün, çalışma bölümlerinden her biri, vardiya
-
Bir sanayi veya ticaret işletmesinde aynı süre içinde çalışanların tümü
-
Hizmet nöbetinde bulunan er
- "Posta, şu zarfı komutana götür."
-
Tatar
-
Vapur, tren, uçak vb. taşıtlarla yapılan yolculuk
- "Karadeniz postası. Avrupa postası."
-
[isim]
Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emanetlerin tümü
- SAKIT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Düşen, düşmüş
-
Hükmü kalmamış, eski önemini yitirmiş
-
[isim]
Düşük
-
[sıfat]
Düşen, düşmüş
- SEBAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme
- "Fakat şu var ki çocuklar arzularında sebat göstermiyorlar." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme
- TERZİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Giysi biçip diken kimse
- "Bir şehrin yedi mahallesinde herkesin baş eğdiği bir terzi olmalıydım." (Atilla İlhan)
-
Giysi dikilen yer, terzihane
-
[isim]
Giysi biçip diken kimse
- ÜMMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Muhammed'e inanarak, onun yaptıklarını ve söylediklerini uygulayarak çevresinde toplanan Müslümanların tümü
- "Allah'ım, sen koru Muhammed ümmetini bu eşkıyanın zulmünden."
-
[isim]
Hz. Muhammed'e inanarak, onun yaptıklarını ve söylediklerini uygulayarak çevresinde toplanan Müslümanların tümü
- YUTAK
-
-
[isim]
Ağız ve burun boşluklarıyla gırtlak ve yemek borusu arasındaki boşluk
-
[isim]
Ağız ve burun boşluklarıyla gırtlak ve yemek borusu arasındaki boşluk
- GOTİK
- ...
- MEDET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yardım, imdat
- "Bekleyiniz ha başlıyor ha başlayacak, habire medet efendim..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Emin ol ki dağınık ve kasvetli bir cemiyet içinde aşktan bile medet ummayız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[ünlem]
"Yardım edin, imdat" anlamında bir seslenme sözü
-
[isim]
Yardım, imdat