İçinde sürük olan 19 kelime var. İçerisinde SÜRÜK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sürük olan kelimeler listesine ya da Sonu sürük ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

15 Harfli Kelimeler

SÜRÜKLENEBİLMEK, SÜRÜKLEYEBİLMEK

14 Harfli Kelimeler

SÜRÜKLENDİRMEK, SÜRÜKLENEBİLME, SÜRÜKLEYEBİLME, SÜRÜKLEYİCİLİK

13 Harfli Kelimeler

SÜRÜKLENDİRME

11 Harfli Kelimeler

SÜRÜKLENMEK, SÜRÜKLETMEK, SÜRÜKLEYİCİ

10 Harfli Kelimeler

PÜSÜRÜKLÜK, SÜRÜKLEMEK, SÜRÜKLENİŞ, SÜRÜKLENME, SÜRÜKLETME, SÜRÜKLEYİŞ

9 Harfli Kelimeler

ÖKSÜRÜKLÜ, SÜRÜKLEME

7 Harfli Kelimeler

ÖKSÜRÜK


Kelime bulma makinesi

K R S Ü Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

KÜRSÜ

4 Harfli Kelimeler

KÜSÜ, SÜRÜ, ÜRKÜ

3 Harfli Kelimeler

KÜR, KÜS

2 Harfli Kelimeler

SÜ, ÜS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SÜRÜKLENEBİLMEK
...
SÜRÜKLEYEBİLMEK
...
SÜRÜKLENDİRMEK

  1. [-i] Sürüklenmesine yol açmak

SÜRÜKLEYİCİLİK

  1. [isim] Sürükleyici olma durumu

SÜRÜKLEYEBİLME
...
SÜRÜKLENEBİLME
...
SÜRÜKLENDİRME

  1. [isim] Sürüklendirmek işi veya durumu

SÜRÜKLEYİCİ

  1. [sıfat] Sürükleme niteliği veya gücü olan
  2. İlgiyi sürdüren
    • "Sürükleyici bir roman."

SÜRÜKLETMEK

  1. [-i] Sürükleme işini yaptırmak

SÜRÜKLENMEK

  1. [-e] Sürükleme işi yapılmak veya sürükleme işine konu olmak
    • "Akşama doğru ayaklar evlere doğru sürüklenirdi." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Kendi kendini sürüklemek
  3. [nsz] Bir iş, sonuçlanıncaya kadar boş yere gecikmelere uğramak
    • "Bu dava iki yıl sürüklendi."
  4. [nsz] Tekne, akıntı ve rüzgârın etkisiyle gelişigüzel dolaşmak

SÜRÜKLENİŞ

  1. [isim] Sürüklenme işi veya biçimi

SÜRÜKLEYİŞ

  1. [isim] Sürükleme işi veya biçimi

SÜRÜKLETME

  1. [isim] Sürükletmek işi

PÜSÜRÜKLÜK

  1. [isim] Pısırıklık
    • "Ben bir akşamüzeri köşeciğimde oturmuş bir ıslanmış tavuk püsürüklüğüyle elimde bir kitap okuyorum" (Halit Ziya Uşaklıgil)

SÜRÜKLENME

  1. [isim] Sürüklenmek işi

SÜRÜKLEMEK

  1. [-i] Bir şeyi yerden kaldırmadan iterek veya çekerek götürmek
    • "Prenses koluma girdi, sürüklercesine büfeye götürdü." (Aka Gündüz)
  2. Akarsu alıp götürmek
    • "Sakarya nehri kırılmış söğüt dallarını, saman çöplerini sürüklüyordu." (Atilla İlhan)
  3. İstekli olmayan birini bir yere götürmek, getirmek
    • "Seni bırakmam vallahi diyor ve bazen gittiği yerlere bile onu sürükleyip götürmek istiyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. [-i] Bir kimseyi, bir işi yapmaya zorlamak
  5. [-i] Kötü bir duruma, sona doğru götürmek
    • "Kız kardeşini kötü yola sürükledi diye babası reddetmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
  6. [-i] İlgi uyandırarak bırakamayacak duruma getirmek, çok ilgilendirmek
    • "... benim çağdaşlarımdan kim bilir kaç bin genci bahtiyar rüyalara sürüklemiştir." (Yusuf Ziya Ortaç)

SÜRÜKLEME

  1. [-i] Sürüklemek işi

ÖKSÜRÜKLÜ

  1. [sıfat] Öksürüğü olan, sürekli öksüren
  2. Yaşlı ve hasta
    • "Ekseriyeti öksürüklü ise de henüz rey verecek kadar kolunu oynatabilir." (Falih Rıfkı Atay)

ÖKSÜRÜK

  1. [isim] Ciğerlerdeki havanın, solunum organlarının kasılması ve zorlanmasıyla ağızdan gürültü ile çıkması
    • "Trende herkes uyuyor, uzun bir öksürük silsilesi ve bazı iniltilerden başka ses yok." (Halide Edip Adıvar)
  2. Üşütme gibi bir sebeple ortaya çıkan göğüs hastalığı
    • "Sancılı bir öksürükle öksürerek ağlamaya başladım." (Aka Gündüz)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü