İçinde sür olan 7 harfli 33 kelime var. İçerisinde SÜR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sür olan kelimeler listesine ya da Sonu sür ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
R S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
SÜ, ÜS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEESSÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzülme, üzüntü
- "Bunun üzerine Naim Efendi ikide bir teessürden boğulan bir sesle söylemeye başladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Artık gözümün önünde ölse teessür göstermek istemiyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Duygulanım
-
[isim]
Üzülme, üzüntü
- SÜRŞARJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir sayının, kelimenin yerine geçmek için üzerine başka bir sayı veya kelime basma işi
- "Çoğu kez pullara sürşarj yapılır."
-
[isim]
Bir sayının, kelimenin yerine geçmek için üzerine başka bir sayı veya kelime basma işi
- SÜRÜCÜL
-
-
[sıfat]
Sürü durumunda yaşayan
-
[sıfat]
Sürü durumunda yaşayan
- SÜRÜNME
-
-
[isim]
Sürünmek işi
-
Çoğunlukla uzun gövdeli bir hayvanın, bacaklarının yardımı olmaksızın katı bir yüzeyde ilerlemesi
-
[isim]
Sürünmek işi
- SÜRÜSÜZ
- ...
- SÜRÜMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi yerden kaldırmaksızın çekerek, iterek götürmek, sürüklemek
-
Hafif bir şeyi sürüklemek
- "Eteğini sürümek. Duvağını sürümek."
-
Herhangi bir sebepten dolayı güçlükle yürümek
-
Bir şeyi peşine takmak, alıp götürmek
- "Diyar diyar beni aldı / Sürüdü gönlüm sürüdü." (Âşık Veysel)
-
[-i]
Bir şeyi yerden kaldırmaksızın çekerek, iterek götürmek, sürüklemek
- SÜRYANİ
- ...
- SÜRGÜLÜ
-
-
[sıfat]
Sürgü kolu olan
- "Sürgülü kapı. Sürgülü pencere."
-
Sürgüsü itilmiş, sürgülenmiş olan
-
[sıfat]
Sürgü kolu olan
- SÜRTMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi bastırarak diğer bir şeyin üzerinden geçirmek
- "Cemal ellerini hızlı hızlı birbirine sürttü." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Galiba bu tarihî günün yüzü suyu hürmetine, Beyoğlu'nda sürtüp durdukları yanlarına kâr kaldı idi." (Haldun Taner)
-
Dokundurmak
-
[nsz]
Başıboş dolaşmak, yararsız dolaşmak
- "Çocukçağız birkaç gün sokaklarda sürtmüş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Bir şeyi bastırarak diğer bir şeyin üzerinden geçirmek
- SÜREMLİ
- ...
- SÜRÇMEK
-
-
[nsz]
Yürürken yanlış adım atıp dengesini yitirmek
-
Dalgınlıkla yanlış bir iş yapmak, yanılmak
-
[nsz]
Yürürken yanlış adım atıp dengesini yitirmek
- SÜRESİZ
-
-
[sıfat]
Süresi belirli olmayan
- "Süresiz tatil."
-
[zarf]
Süresi belli olmayarak
- "Gazete süresiz kapatıldı."
-
[sıfat]
Süresi belirli olmayan
- SÜRFİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Seyrek ve çapraz (dikiş)
-
[sıfat]
Seyrek ve çapraz (dikiş)
- SÜRATLE
-
-
[zarf]
Çabucak
- "Gözlerinin bir şeyden ürkmüş gibi korkunç bir süratle birkaç defa oynadığını ve iki yana gidip geldiğini gördüm." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Çabucak
- SÜRMELİ
-
-
[sıfat]
Sürme ile boyanmış olan
- "Kirpikleri kudretten sürmelidir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Sürgü ile kapatılmış olan, sürmelenmiş olan
- "Yavaşça vitrinin sürmeli camını açtı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Sürme ile boyanmış olan
- SÜRÜLME
-
-
[isim]
Sürülmek işi
-
Piyasaya çıkarılma
- "Yeni paraların piyasaya sürülmesi için hazırlıklar yapılıyor."
-
[isim]
Sürülmek işi
- SÜRÜLÜŞ
-
-
[isim]
Sürülme işi veya biçimi
-
[isim]
Sürülme işi veya biçimi
- SÜRREAL
- ...
- SÜREKLİ
-
-
[sıfat]
Kesintisiz olarak süren, kalıcı, devamlı, baki, daimî
-
[zarf]
Uzun süreli olarak, daima
-
Ötümlü
-
[sıfat]
Kesintisiz olarak süren, kalıcı, devamlı, baki, daimî
- SÜRÜNTÜ
- ...