İçinde sür olan 6 harfli 15 kelime var. İçerisinde SÜR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sür olan kelimeler listesine ya da Sonu sür ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

R S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

SÜ, ÜS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FİSSÜR
...
SÜRAHİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçecek koymaya yarar, cam, plastik vb.nden yapılan kap
    • "Bardaklara, sürahilere, kırılacak şeylere iyi dikkat ediniz." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

SÜRTÜŞ

  1. [isim] Sürtme işi veya biçimi

SÜRGÜN

  1. [isim] Ceza olarak belli bir yerin dışında veya belli bir yerde oturtulan kimse
    • "Sürgünü yalnız memleket hasreti yıkmaz." (Refik Halit Karay)
  2. Sürülme işi, nefiy
    • "Sürgün benim için ölüm gibi bir şey olmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Bir kimsenin sürüldüğü yer
    • "Sürgünlerde çile dolduruyordu en güzel yaşında." (Yusuf Ziya Ortaç)
  4. Bir bitkide yeni süren filiz
  5. İshal

SANSÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükûmetçe önceden denetlenmesi işi, yayın ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim
  2. Denetleme işini yapan kurul

SÜRÇME

  1. [isim] Sürçmek işi

SÜRSAT

  1. [isim] Savaşa giden ordunun geçeceği yollar çevresindeki köylülerden savaş araç ve gereçlerini temin etmesi ve rayiç değeri üzerinden yiyecek satın alması

SÜRMEK

  1. [-i] Yönetip yürütmek, sevk etmek
    • "Fakat bereket ki bu nevi duygular ancak masal ve romanlarda sürüp gider." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Devam etmek
    • "Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer." (Anayasa)
  3. Önüne katıp götürmek
    • "Koyunları sürmek."
  4. Uzatmak, ileri doğru itmek
    • "Kahveyi ısıtıyor, suyu dolduruyor, cezveyi sürüyor, fincanı boşaltıyor." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Dokundurmak, değdirmek
    • "Yüzümü saçlarına sürmek için başımı eğdim." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  6. Oturduğu, bulunduğu yerden, ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek
    • "Mütarekede İngilizler onu Malta'ya sürdüler." (Yusuf Ziya Ortaç)
  7. Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek, serpmek
    • "Avucuna doldurup kokluyor; ensesine, şakaklarına, boynuna sürüyor." (Refik Halit Karay)
  8. Bir malı satışa sunmak, piyasaya çıkarmak
    • "Satılamayan ne kadar bayat, bozuk mal varsa pansiyonerlere sürerler." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  9. Yasal olmayan yolla piyasaya para çıkarmak
  10. [-i] Herhangi bir durum içinde bulunmak
    • "Dört duvar arasında bir memur hayat sürüyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
  11. [-i] Pulluk veya sabanla toprağı işlemek
    • "Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi." (Ömer Seyfettin)
  12. [nsz] Olmaya devam etmek
    • "Baygınlığım ne kadar sürdü bilmiyorum." (Aka Gündüz)
  13. [nsz] Zaman geçmek
    • "Çok sürmez, her şey düzelir."
  14. [nsz] Zaman almak
    • "Her odanın ziyareti bir saat sürmüştü." (Ahmet Haşim)
  15. Bitki, ot yetişip ortaya çıkmak, bitmek, yeşermek
    • "Bu gölgeli yerlerde otlar bütün bir yaz mevsimi yeniden yeniye sürer, rutubetli toprakta bir bir arkasına yoncalar fışkırır, çayırlar kabarırdı." (Refik Halit Karay)
  16. [nsz] Olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarmak

SÜRTME

  1. [isim] Sürtmek işi

SÜRGİT

  1. [zarf] Sonsuz olarak, sonsuzluğa kadar, ilelebet

SÜRELİ

  1. [sıfat] Belirli aralıklarla yapılan, çıkan, mevkut, periyodik
    • "Süreli yayın."

ABSÜRT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Saçma
    • "Şam'daki caminin Ayasofya ile boy ölçüşebileceğini düşünmek bile absürt olur." (Aydın Boysan)

SÜRÜCÜ

  1. [isim] Çoban, güdücü
  2. Karada kullanılan motorlu araçları sürüp yöneten kimse, şoför
  3. Sürü yetiştiren kimse

SÜRTÜK

  1. [isim] Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan kadın
    • "Bu sürtüğü oğluma almak da sonunda çıkacağı belli olmayan bir felakettir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Orospu

SÜRÜME

  1. [isim] Sürümek işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü