İçinde süp olan 28 kelime var. İçerisinde SÜP bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında süp olan kelimeler listesine ya da Sonu süp ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
CADISÜPÜRGESİ, FESÜPHANALLAH, SÜPERMARKETÇİ
SÜPÜRGECİLİK, SÜPÜRÜVERMEK
SÜPERMARKET, SÜPHANALLAH, SÜPRÜNTÜLÜK, SÜPÜRÜVERME
SÜPRÜNTÜCÜ, SÜPÜRGELİK, SÜPÜRGESİZ, SÜPÜRÜLMEK, TENASÜPSÜZ
SÜPERSTAR, SÜPÜRGECİ, SÜPÜRGELİ, SÜPÜRTMEK, SÜPÜRÜLME
SÜPRÜNTÜ, SÜPÜRMEK, SÜPÜRTME, TERESSÜP
SÜPÜRGE, SÜPÜRME, SÜPÜRÜŞ, TENASÜP
SÜPER
P S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
SÜ, ÜS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FESÜPHANALLAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
Şaşma bildiren bir söz
- "Fesüphanallah! Dünyada böyle kadın var ha!." (Refik Halit Karay)
-
[ünlem]
Şaşma bildiren bir söz
- SÜPERMARKETÇİ
-
-
[isim]
Süpermarket işleten kimse
-
[isim]
Süpermarket işleten kimse
- CADISÜPÜRGESİ
-
-
[isim]
Emeçleri özellikle dal uçlarındaki kabuk altında sıkı bir ağ örerek çekirdekli yemiş ağaçlarının çiçeklenmesine, dolayısıyla meyve verimine engel olan asklı mantar (Taphrina cerasi)
-
Bu mantarın yol açtığı bitki hastalığı
-
[isim]
Emeçleri özellikle dal uçlarındaki kabuk altında sıkı bir ağ örerek çekirdekli yemiş ağaçlarının çiçeklenmesine, dolayısıyla meyve verimine engel olan asklı mantar (Taphrina cerasi)
- SÜPÜRGECİLİK
-
-
[isim]
Süpürge alıp satma veya sokak süpürme işi
-
[isim]
Süpürge alıp satma veya sokak süpürme işi
- SÜPÜRÜVERMEK
- ...
- SÜPERMARKET
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Her türlü tüketim malının, özellikle yiyecek maddelerinin ve mutfak gereçlerinin alıcılarca seçilip satın alınabildiği büyük satış yeri, büyük mağaza
-
[isim]
Her türlü tüketim malının, özellikle yiyecek maddelerinin ve mutfak gereçlerinin alıcılarca seçilip satın alınabildiği büyük satış yeri, büyük mağaza
- SÜPÜRÜVERME
- ...
- SÜPRÜNTÜLÜK
-
-
[isim]
Çöplük
- "Tamirden evvel Yeşil Cami bir harabe, bir süprüntülük idi." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Çöplük
- SÜPHANALLAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
"Tanrı'yı her türlü kusur, ayıp ve eksiklikten, insanlığa özgü niteliklerden uzak tutarım" anlamında şaşkınlık bildiren bir söz
-
[ünlem]
"Tanrı'yı her türlü kusur, ayıp ve eksiklikten, insanlığa özgü niteliklerden uzak tutarım" anlamında şaşkınlık bildiren bir söz
- SÜPRÜNTÜCÜ
-
-
[isim]
Herhangi bir yerin süprüntüsünü temizleyen kimse
-
Her şeyin en kötüsünü alan veya satan kimse
-
[isim]
Herhangi bir yerin süprüntüsünü temizleyen kimse
- SÜPÜRÜLMEK
-
-
[nsz]
Süpürme işi yapılmak
- "Yaya kaldırımının iki tarafına yar gibi karlar süpürülmüş tenha bir sokakta idi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Süpürme işi yapılmak
- TENASÜPSÜZ
-
-
[sıfat]
Tenasüp olmayan, uygunluk, düzgünlük bulunmayan
- "Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Tenasüp olmayan, uygunluk, düzgünlük bulunmayan
- SÜPÜRGESİZ
- ...
- SÜPÜRGELİK
-
-
Süpürge yapmaya elverişli olan çalı, bitki vb
-
Yapıların içinde, duvarların döşemeyle birleştiği yerde tabandan 10-15 cm yüksek, dışarıya çıkıntılı ağaç, mermer veya mozaik kuşak
-
Süpürge yapmaya elverişli olan çalı, bitki vb
- SÜPÜRGELİ
- ...
- SÜPÜRGECİ
-
-
[isim]
Süpürge yapan veya satan kimse
-
Sokak süpürücüsü
-
[isim]
Süpürge yapan veya satan kimse
- SÜPÜRTMEK
-
-
[-i]
Süpürme işini yaptırmak
- "Orta hizmetini bile ona gördürüyor, koca evi ona sildirip süpürtüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[-i]
Süpürme işini yaptırmak
- SÜPÜRÜLME
-
-
[isim]
Süpürülmek işi veya durumu
-
[isim]
Süpürülmek işi veya durumu
- SÜPERSTAR
- ...
- SÜPÜRMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin, bir yerin üstündeki çer çöp, toz toprak vb. şeyleri süpürge, fırça veya başka bir araçla toplamak, temizlemek
- "Dükkânların önünü çocuklar süpürür." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çıkarıp atmak, kovmak
- "Yanında binlerce kurbanlık ile / Süpürdü düşmanı, bastı dayağı." (Âşık Veysel)
-
Tüketmek, bitirmek
- "Tatlıya öyle düşkünmüş ki geceleri usulcacık kalkar, tel dolaptaki muhallebiyi, revaniyi, kadayıfı ne bulursa hepsini süpürürmüş." (Peyami Safa)
-
[-i]
Bir şeyin, bir yerin üstündeki çer çöp, toz toprak vb. şeyleri süpürge, fırça veya başka bir araçla toplamak, temizlemek