İçinde olan 5 harfli 25 kelime var. İçerisinde SÖ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sö olan kelimeler listesine ya da Sonu sö ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SÖKÜK

  1. Dikişi sökülmüş veya örgüsü çözülmüş
    • "... teyzem buraya haftada üç defa sökük ve düğme dikmeye, çamaşırları tamir etmeye gelirdi." (Peyami Safa)

SÖNÜŞ
...
SÖVGÜ

  1. [isim] Sövmek için söylenen söz, sövme, küfür
    • "Başyapıtları arasında sayılan 'Budala', yaşadığı döneme, çevresindekilere, toplumun aydınlar katına sövgüsünden başka nedir ki?" (Selim İleri)

SÖKME

  1. [isim] Sökmek işi
    • "Dikmenin vakti ve dikilmiş olanı sökmenin vakti var." (Haldun Taner)

SÖKÜM

  1. [isim] Sökme işi
    • "Pancar sökümü."

SÖZEL

  1. [sıfat] Sözle ilgili, söze dayanan
  2. Sosyal konuları kapsayan (sınav)

SÖKÜN

  1. [isim] "Birçok kişi veya şey birbiri ardından gelmek, görünmek" anlamlarına gelen sökün etmek birleşik fiilinde geçer
    • "Bir geniş bayırdan oynak Çerkez atları sökün etti." (Falih Rıfkı Atay)

SÖZCÜ

  1. [isim] Bir kurul, bir topluluk veya kişi adına söz söyleme, onun düşünce ve davranışlarını savunma yetkisi olan kimse
    • "Kongrede bunların beş yüz sözcüsü bulunuyordu." (Haldun Taner)
  2. Bir komisyonun verdiği kararların gerekçesini kaleme alıp genel kurul karşısında savunmakla görevlendirilen üye, raportör

MASÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Erkek masajcı, ovucu

SÖKEL

  1. [sıfat] Sakat (kimse), malul
  2. Güçsüz
  3. Hasta

SÖKÜŞ

  1. [isim] Sökme işi veya biçimi

SÖĞÜT

  1. [isim] Söğütgillerden, sulak yerlerde yetişen, yaprakları almaşık ve alt yüzleri havla örtülü büyük bir ağaç (Salix)

SÖZDE

  1. [sıfat] Gerçekte öyle olmayıp öyle geçinen veya bilinen
    • "Sözde bilgin."
  2. [zarf] Sözüm ona, sanki, güya
    • "Yazı yazmakta o kadar tembelim ki sözde hislerimi, hatıralarımı günü gününe yazacaktım." (Ömer Seyfettin)

SÖVEN

  1. [isim] Büyük sopa
    • "Akşamdan sonra gelene ya soğan ya da söven."
  2. Çit yapmakta kullanılan büyük kazık

SÖVÜŞ

  1. [isim] Sövme işi veya biçimi
    • "Ama sıtma doktoruna değil, kendisinedir bu sövüş." (Tarık Buğra)

SÖĞÜŞ

  1. [isim] Soğuk olarak yenen haşlanmış et
  2. Üzerine yağ ve limon konulmadan ve birbirine karıştırılmadan yenen dilimlenmiş domates, salatalık vb

SÖZCE

  1. [zarf] Söz bakımından

SÖVME

  1. [isim] Sövmek işi, sövgü, küfretme
  2. Bir kimsenin namus, onur ve kişiliğine yapılan her türlü saldırı

SÖNÜK

  1. [sıfat] Sönmüş olan
    • "Ağızlarında iki sönük sigarayla duran iki kız..." (Çetin Altan)
  2. Parlaklığı, hızı az veya azalmış olan, etkisiz, zayıf
  3. Göze çarpmayan, dikkat çekmeyen, silik
    • "Bu şehirde satışı bini geçmez, yerli lisanlarda sönük cerideler çıkar." (Yahya Kemal Beyatlı)

SÖNME

  1. [isim] Sönmek işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü