İçinde sö olan 5 harfli 25 kelime var. İçerisinde SÖ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sö olan kelimeler listesine ya da Sonu sö ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SÖKÜK
-
-
Dikişi sökülmüş veya örgüsü çözülmüş
- "... teyzem buraya haftada üç defa sökük ve düğme dikmeye, çamaşırları tamir etmeye gelirdi." (Peyami Safa)
-
Dikişi sökülmüş veya örgüsü çözülmüş
- SÖNÜŞ
- ...
- SÖVGÜ
-
-
[isim]
Sövmek için söylenen söz, sövme, küfür
- "Başyapıtları arasında sayılan 'Budala', yaşadığı döneme, çevresindekilere, toplumun aydınlar katına sövgüsünden başka nedir ki?" (Selim İleri)
-
[isim]
Sövmek için söylenen söz, sövme, küfür
- SÖKME
-
-
[isim]
Sökmek işi
- "Dikmenin vakti ve dikilmiş olanı sökmenin vakti var." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sökmek işi
- SÖKÜM
-
-
[isim]
Sökme işi
- "Pancar sökümü."
-
[isim]
Sökme işi
- SÖZEL
-
-
[sıfat]
Sözle ilgili, söze dayanan
-
Sosyal konuları kapsayan (sınav)
-
[sıfat]
Sözle ilgili, söze dayanan
- SÖKÜN
-
-
[isim]
"Birçok kişi veya şey birbiri ardından gelmek, görünmek" anlamlarına gelen sökün etmek birleşik fiilinde geçer
- "Bir geniş bayırdan oynak Çerkez atları sökün etti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
"Birçok kişi veya şey birbiri ardından gelmek, görünmek" anlamlarına gelen sökün etmek birleşik fiilinde geçer
- SÖZCÜ
-
-
[isim]
Bir kurul, bir topluluk veya kişi adına söz söyleme, onun düşünce ve davranışlarını savunma yetkisi olan kimse
- "Kongrede bunların beş yüz sözcüsü bulunuyordu." (Haldun Taner)
-
Bir komisyonun verdiği kararların gerekçesini kaleme alıp genel kurul karşısında savunmakla görevlendirilen üye, raportör
-
[isim]
Bir kurul, bir topluluk veya kişi adına söz söyleme, onun düşünce ve davranışlarını savunma yetkisi olan kimse
- MASÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erkek masajcı, ovucu
-
[isim]
Erkek masajcı, ovucu
- SÖKEL
-
-
[sıfat]
Sakat (kimse), malul
-
Güçsüz
-
Hasta
-
[sıfat]
Sakat (kimse), malul
- SÖKÜŞ
-
-
[isim]
Sökme işi veya biçimi
-
[isim]
Sökme işi veya biçimi
- SÖĞÜT
-
-
[isim]
Söğütgillerden, sulak yerlerde yetişen, yaprakları almaşık ve alt yüzleri havla örtülü büyük bir ağaç (Salix)
-
[isim]
Söğütgillerden, sulak yerlerde yetişen, yaprakları almaşık ve alt yüzleri havla örtülü büyük bir ağaç (Salix)
- SÖZDE
-
-
[sıfat]
Gerçekte öyle olmayıp öyle geçinen veya bilinen
- "Sözde bilgin."
-
[zarf]
Sözüm ona, sanki, güya
- "Yazı yazmakta o kadar tembelim ki sözde hislerimi, hatıralarımı günü gününe yazacaktım." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Gerçekte öyle olmayıp öyle geçinen veya bilinen
- SÖVEN
-
-
[isim]
Büyük sopa
- "Akşamdan sonra gelene ya soğan ya da söven."
-
Çit yapmakta kullanılan büyük kazık
-
[isim]
Büyük sopa
- SÖVÜŞ
-
-
[isim]
Sövme işi veya biçimi
- "Ama sıtma doktoruna değil, kendisinedir bu sövüş." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Sövme işi veya biçimi
- SÖĞÜŞ
-
-
[isim]
Soğuk olarak yenen haşlanmış et
-
Üzerine yağ ve limon konulmadan ve birbirine karıştırılmadan yenen dilimlenmiş domates, salatalık vb
-
[isim]
Soğuk olarak yenen haşlanmış et
- SÖZCE
-
-
[zarf]
Söz bakımından
-
[zarf]
Söz bakımından
- SÖVME
-
-
[isim]
Sövmek işi, sövgü, küfretme
-
Bir kimsenin namus, onur ve kişiliğine yapılan her türlü saldırı
-
[isim]
Sövmek işi, sövgü, küfretme
- SÖNÜK
-
-
[sıfat]
Sönmüş olan
- "Ağızlarında iki sönük sigarayla duran iki kız..." (Çetin Altan)
-
Parlaklığı, hızı az veya azalmış olan, etkisiz, zayıf
-
Göze çarpmayan, dikkat çekmeyen, silik
- "Bu şehirde satışı bini geçmez, yerli lisanlarda sönük cerideler çıkar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Sönmüş olan
- SÖNME
-
-
[isim]
Sönmek işi
-
[isim]
Sönmek işi