İçinde sur olan 5 harfli 8 kelime var. İçerisinde SUR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sur olan kelimeler listesine ya da Sonu sur ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
R S U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
RUS, SUR
2 Harfli Kelimeler
SU, UR, US
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SURAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüz (II)
- "Neredense suratına bir de sinek musallat olmuştu." (Atilla İlhan)
- "Babam biraz surat astı ama anam katıldı gülmekten." (Falih Rıfkı Atay)
- "Şimdi ters yüzü eve dönsek çocuklar ağlar, bayan surat eder." (Reşat Nuri Güntekin)
- "İkimizde de birbirimize bakacak surat kalmamıştı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Somurtkanlık, asık yüzlülük
- "Onda surat mahkeme duvarı, tükürsem yağmur yağıyor sanacak." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Soğuk davranma
- "Ne vurdumduymaz misafirdi bunlar, ne surattan anlıyorlardı ne rumuzdan ne kinayeden." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Yüz (II)
- KUSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eksiklik, noksan, nakısa
- "Biz bu meslek kusurundan oldum olası kendimizi kurtaramamışız ve hâlâ kurtaramamaktayız." (Burhan Felek)
- "Hepsi de yeni gelende bir kusur arıyorlar." (Refik Halit Karay)
- "Saygıda kusur etmemek için âdeta birbirleriyle yarış ediyorlardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
- "Kusura bakma, hatırını soramadım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Özür
- "Nesine itiraz ederseniz ediniz, boyun bağına, pantolonun ütüsüne kusur bulamazsınız." (Halide Edip Adıvar)
-
Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama
-
Elverişsiz durum
-
[isim]
Eksiklik, noksan, nakısa
- UNSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öge
- "Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir." (Atatürk)
-
[isim]
Öge
- BASUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalın bağırsağın alt bölümünde ve anüste toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis, hemoroit
-
[isim]
Kalın bağırsağın alt bölümünde ve anüste toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis, hemoroit
- CESUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yürekli
-
Yürekli bir biçimde
- "Erkeklere karşı ilk tanışmada cesur ve ümit verici davranırdı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yürekli
- SURUÇ
- ...
- KÜSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Artan bölüm, geriye kalan bölüm, kesir
- "Bu paranın küsurundan vazgeçelim."
-
Tam sayıdan sonra gelen kesirli sayı
- "Bu işe on bin küsur lira harcadım."
-
[isim]
Artan bölüm, geriye kalan bölüm, kesir
- SURET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Görünüş, biçim
- "İnsan suretinde bir ağaç."
- "İstanbul'a sureti haktan görünen öyle belediye başkanları geldi ki Anadolu'dan gelen hemşehrilerinin gecekondularına göz yumdu." (Aydın Boysan)
-
Yazı veya resim kopyası, nüsha
- "Bunun bir suretini almalı."
-
Biçim, yol, tarz
- "Birbirimize karşı oynayacak bir rolümüz olmadığı açık surette görülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İslam felsefesinde, varlığın görünen yanı, beş duyu ile algılanan yönü
-
Resim, fotoğraf
-
Yüz, çehre
-
[isim]
Görünüş, biçim