İçinde suç olan 16 kelime var. İçerisinde SUÇ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında suç olan kelimeler listesine ya da Sonu suç ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SUÇLANDIRILMAK
SUÇLANDIRILMA
SUÇLANDIRMAK
SUÇLANDIRMA
SUÇLANMAK, SUÇSUZLUK
SUÇİÇEĞİ, SUÇLAMAK, SUÇLANMA, SUÇLAYIŞ, SUÇLULUK
SUÇLAMA, SUÇÜSTÜ
SUÇSUZ
SUÇLU
SUÇ
S U Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SUÇ
2 Harfli Kelimeler
SU, UÇ, US
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SUÇLANDIRILMAK
-
-
[nsz]
Suç yüklendirilmek, itham ettirilmek
-
[nsz]
Suç yüklendirilmek, itham ettirilmek
- SUÇLANDIRILMA
-
-
[isim]
Suçlandırılmak işi veya durumu
-
[isim]
Suçlandırılmak işi veya durumu
- SUÇLANDIRMAK
-
-
[-i]
Suçlu olduğuna karar vermek, suçlu olduğunu ileri sürmek
- "Ama onu hiç kimse suçlandıramaz." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-i]
Suçlu olduğuna karar vermek, suçlu olduğunu ileri sürmek
- SUÇLANDIRMA
-
-
[isim]
Suçlandırmak işi
-
[isim]
Suçlandırmak işi
- SUÇSUZLUK
-
-
[isim]
Suç işlememiş olma durumu
-
[isim]
Suç işlememiş olma durumu
- SUÇLANMAK
-
-
[nsz]
Suçlama işine konu olmak, itham edilmek
- "Kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz." (Anayasa)
-
[nsz]
Suçlama işine konu olmak, itham edilmek
- SUÇLAMAK
-
-
[-i]
Bir kimsenin herhangi bir suç işlediğini öne sürmek, itham etmek
- "Rahmetliyi suçlamak aklımın köşesinden geçmez." (Haldun Taner)
-
[-i]
Bir kimsenin herhangi bir suç işlediğini öne sürmek, itham etmek
- SUÇLULUK
-
-
[isim]
Suçlu olma durumu
- "Aramızda ortaklaşa bir suçluluk bağı kurulmuş gibi çevreme bakamıyordum." (Erhan Bener)
-
[isim]
Suçlu olma durumu
- SUÇİÇEĞİ
-
-
[isim]
Genellikle çocuklarda görülen döküntülü, bulaşıcı, salgın hastalık
-
[isim]
Genellikle çocuklarda görülen döküntülü, bulaşıcı, salgın hastalık
- SUÇLANMA
-
-
[isim]
Suçlanmak işi
-
[isim]
Suçlanmak işi
- SUÇLAYIŞ
-
-
[isim]
Suçlama işi veya biçimi
-
[isim]
Suçlama işi veya biçimi
- SUÇLAMA
-
-
[isim]
Suçlamak işi, itham
- "Hemen hemen her faturasının karşısında bir başka fatura, her suçlamaya da bir karşı suçlama vardı." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Suçlamak işi, itham
- SUÇÜSTÜ
-
-
[isim]
İşlenirken yakalanılan suç, cürmümeşhut, meşhut suç
-
[zarf]
Suç işlerken
- "Hırsız suçüstü yakalandı."
-
[isim]
İşlenirken yakalanılan suç, cürmümeşhut, meşhut suç
- SUÇSUZ
-
-
[sıfat]
Suçu olmayan, suç işlememiş olan, masum
-
[sıfat]
Suçu olmayan, suç işlememiş olan, masum
- SUÇLU
-
-
Suç işlemiş, suçu olan (kimse), kabahatli, mücrim
- "Suçluların ani, delice hareketleri gizli kalabilirdi." (Aka Gündüz)
- "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz." (Anayasa)
-
Suç işlemiş, suçu olan (kimse), kabahatli, mücrim
- SUÇ
-
-
[isim]
Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış
- "... ben de sizinle hapishane arkadaşlığı etmek için bir suç işleyeceğime söz veriyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Yasalara aykırı davranış, cürüm
- "Casusluk suçundan yakalanıp müebbet hapse mahkûm olmadın mı?" (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış