İçinde ste olan 7 harfli 40 kelime var. İçerisinde STE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ste olan kelimeler listesine ya da Sonu ste ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E S T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SET
2 Harfli Kelimeler
ES, ET, SE, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LİSTECİ
-
-
[isim]
Liste yapan kimse
-
İnternet aracılığıyla, alıcıya gönderilen mesaj, mektup veya dosyaları düzenli bir biçimde listeleyen düzenek
-
[isim]
Liste yapan kimse
- VARESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kurtulmuş
- "Endişeden vareste."
- "... Türkçeyi bilmek için aruza aşina olmaktan vareste kalamaz." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Kurtulmuş
- MAJESTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Devlet başkanları için kullanılan san
-
esk. Hükümdarlara verilen san
-
[isim]
Devlet başkanları için kullanılan san
- ŞAYESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Uygun, yakışır
-
[sıfat]
Uygun, yakışır
- KERESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç
- "Dağdan kestim kereste / Kuş besledim kafeste." (Halk türküsü)
-
Ayakkabı yapımında kullanılan gereç
-
Kaba saba kimse, kalas
- "Gözünü oyarım vallahi kereste!" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç
- STEYŞIN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Arkasında kapısı ile bir veya iki koltuğu ve eşya konacak yeri aracın içine dâhil edilmiş binek otomobili
-
[isim]
Arkasında kapısı ile bir veya iki koltuğu ve eşya konacak yeri aracın içine dâhil edilmiş binek otomobili
- İSTETME
-
-
[isim]
İstetmek işi
-
[isim]
İstetmek işi
- DESTECİ
-
-
[isim]
Desteleyici
-
[isim]
Desteleyici
- BESTECİ
-
-
[isim]
Beste yapan kimse, bestekâr, kompozitör
- "Başarılı örnekleri, pek çok Türk bestecisinin gözünü açtı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Beste yapan kimse, bestekâr, kompozitör
- İSTEYİŞ
-
-
[isim]
İsteme işi veya biçimi
-
[isim]
İsteme işi veya biçimi
- ESTETİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi, güzel duyu, bedii, bediiyat
- "Boğaziçi'nin, Sarayburnu yarımadasını, tarihî üslup ve estetiklerini korumak için çok iyi hazırlanmış projeler var." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Güzellik duygusu ile ilgili olan
-
[sıfat]
Güzellik duygusuna uygun olan
- "Estetik duygu. Estetik bir yapı."
-
Güzelliği ve güzelliğin insan belleğindeki ve duygularındaki etkilerini konu olarak ele alan felsefe kolu, güzel duyu, bedii
-
[sıfat]
Kusurlu bir organı düzeltmek veya güzelleştirmek amacıyla uygulanan (yöntemler)
- "Estetik cerrahi."
-
[isim]
Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi, güzel duyu, bedii, bediiyat
- KESTERE
-
-
[isim]
Kitre
-
[isim]
Kitre
- BESTELİ
-
-
[sıfat]
Bestesi olan, bestelenmiş
-
[sıfat]
Bestesi olan, bestelenmiş
- PÖSTEKİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Koyun veya keçi postu
- "Bir siyah koyun pöstekisinin üzerine diz çöktü." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Aman, bir karı ki görme... Maymun mu maymun, biçimsiz mi biçimsiz, pis mi pis... Ne yaparsın... Pöstekiyi kurtarmak lazım." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Koyun veya keçi postu
- İSTENME
-
-
[isim]
İstenmek işi
-
[isim]
İstenmek işi
- İSTERİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Histerik
- "Ama içten gelme ferah bir gülüşle değil de sinirli, isterik bir gülüşle güldü." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Histerik
- ÜSTENME
-
-
[isim]
Üstenmek işi, taahhüt, angajman
- "Kimseyle bu türlü alışverişim yoktu. Kimsenin üstenmesi, girdisi çıktısı, alacağı, borcu ile uğraşmak istemiyordum." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Üstenmek işi, taahhüt, angajman
- ŞVESTER
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Hemşire
- "Ara sıra geniş koridordan, yatak odalarına ve sofraya bakan şvesterler geçiyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kız kardeş
-
[isim]
Hemşire
- İSTETİŞ
- ...
- ÜSTELİK
-
-
[zarf]
Ayrıca, bir de, bundan başka
- "Üstelik bu sene dimağımda büyük bir yorgunluk duyuyorum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Güçlü, kuvvetli, sağlam
- "Benim sesim ondan daha üsteliktir!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Üste verilen şey, fark
- "Saatimi bu kalemle değiştirdim, bin lira da üstelik aldım."
-
[zarf]
Ayrıca, bir de, bundan başka