İçinde st olan 6 harfli 137 kelime var. İçerisinde ST bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında st olan kelimeler listesine ya da Sonu st ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İSTİAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçine alma, içine sığdırma
-
[isim]
İçine alma, içine sığdırma
- MASTUR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[sıfat]
Mastor
-
[sıfat]
Mastor
- PÜSTÜL
-
-
[isim]
İrinle dolu kabarcık veya sivilce
-
[isim]
İrinle dolu kabarcık veya sivilce
- STADYA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir noktanın takeometreye olan uzaklığını ölçmek için, bu nokta üzerine düşey doğrultuda konan santimetrelere bölünmüş mira
-
[isim]
Bir noktanın takeometreye olan uzaklığını ölçmek için, bu nokta üzerine düşey doğrultuda konan santimetrelere bölünmüş mira
- ÜSTSÜZ
-
-
[sıfat]
Belden üst kısmında giysi olmayan
-
[sıfat]
Belden üst kısmında giysi olmayan
- KOSTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran
- "Kostik sıvı."
-
[sıfat]
Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran
- STABİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Dayanıklı, sağlam
-
Dengeli
-
Düz
-
Kararlı, değişmez
-
[sıfat]
Dayanıklı, sağlam
- KASTEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kasıtla, bile bile ve isteyerek
- "Fakülteye giderken kasten kaçırırdım otobüsü." (Çetin Altan)
-
[zarf]
Kasıtla, bile bile ve isteyerek
- ALTÜST
-
-
[sıfat]
Çok karışık ve dağınık
-
[sıfat]
Çok karışık ve dağınık
- SADİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Başkalarına acı çektirerek cinsel doyum sağlayan (kimse), elezer
-
Sadistlik niteliğinde olan (kimse), elezer
-
Başkalarına acı çektirmekten zevk duyan (kimse), elezer
-
Başkalarına acı çektirerek cinsel doyum sağlayan (kimse), elezer
- SİSTEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Düzen
-
Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni
- "Servet, nasıl kazanılmış olursa olsun, onun kontrolüne girecek rejim ve sistem memleketi mahvedecektir." (Halide Edip Adıvar)
-
Yol, yöntem
- "Eski bir sistem."
-
Bir aracı oluşturan düzen, düzenek, tertibat
- "Fren sistemi."
-
Model, tip
- "... son sistem, pırıl pırıl bir rotatif almışlar." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Dizge
-
[isim]
Düzen
- ŞİSTLİ
-
-
[sıfat]
Şist gibi yapraklı
- "Şistli kaya."
-
[sıfat]
Şist gibi yapraklı
- ALESTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[sıfat]
Harekete hazır, tetikte
- "Meğerse sokak kapısının önünde her şey hazır, her şey alesta imiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Artık koridorda ufak bir gürültü olsa Leman Hoca'nın ikazı ile evvelden işaretlediğimiz La pipe Turque sayfasını açıp alesta bekliyorduk." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Harekete hazır, tetikte
- STÜDYO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sanat çalışmaları için düzenlenmiş oda
- "Üst kattaki tek odayı bir çalışma stüdyosu hâline getirmişti."
-
Fotoğrafçının çalıştığı oda, alan, fotoğrafçı işliği
-
Sinema, televizyon ve radyo için film çekilen, ses alınan ve yayın yapılan yer
- "Yalnız Türk stüdyosunda değil, pek sevdiğin Hollywood stüdyolarında da başka türlü olduğunu zannetme!" (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir odalı daire
-
[isim]
Sanat çalışmaları için düzenlenmiş oda
- ÜSTÜNE
-
-
[zarf]
İlişkin, üzerine, dair
- "Arkadaşım aşk ve evlilik üstüne konuşulacak şeyler bulmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Üstüne kuma gelmesi şart değil insanın bu acıyı tatması için." (Ayşe Kulin)
-
Hesabına
- "Kahveci içilen kahveleri Esat Ağanın üstüne yazıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
...-e göre, uygun olarak
- "Paris'e yazıldı. Oradan ölçü üstüne gönderdiler, insan Paris'e kendi gidip diktirmeli." (Memduh Şevket Esendal)
-
...-den sonra
- "Ben rakının üstüne şarap içmem diyecek oldu." (Haldun Taner)
-
Kendinden önce gelen sözün ikileme biçiminde anlamını pekiştirmek ve sıklığını ifade etmek için kullanılan bir söz
- "Memleketten mektup mektup üstüne para istemiyorlardı o sıralarda..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
İlişkin, üzerine, dair
- USTACA
-
-
[sıfat]
Ustaya yakışan
- "Her zamanki gibi ustaca makyaj sayesinde yüzümü iyice benzetmişti." (Refik Erduran)
-
[zarf]
El uzluğu ile, ustalıkla
- "Eve girişinden beri eksilmeyen gülüşü genişliyor; ellerini hızlı hızlı ovuşturuyor; ustaca çocuklaşıyor." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Becerikli olarak, kurnazlıkla
-
[sıfat]
Ustaya yakışan
- EKSTRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
En iyi, üstün nitelikli
- "Ekstra un."
-
[zarf]
Fazladan, alışılan ve gerekenden başka, ek olarak
- "Ekstra yatak ücreti almadılar."
-
[sıfat]
En iyi, üstün nitelikli
- BUDİST
- ...
- EGOİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Bencil, hodbin
- "Sakat bir kadına tahammül edemeyecek kadar egoist miyim?" (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bencil, hodbin
- AVİSTO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ödenmesi gereken poliçelere yazılan ve "görüldüğünde" anlamına gelen bir terim
-
[isim]
Ödenmesi gereken poliçelere yazılan ve "görüldüğünde" anlamına gelen bir terim