İçinde st olan 5 harfli 52 kelime var. İçerisinde ST bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında st olan kelimeler listesine ya da Sonu st ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- STATÜ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir kimsenin, bir kurum veya bir toplum içindeki durumu
-
Kadro bakımından bağlı olduğu durum, pozisyon
- "Kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri siyasi partilere giremezler." (Anayasa)
-
Tüzük
-
Heykel
- "Köyün evlerinin toprağından yapılmış, canlı, ilkel bir statü düşündüm." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bir kimsenin, bir kurum veya bir toplum içindeki durumu
- ÜSTEL
-
-
[sıfat]
Üstü olan
-
[sıfat]
Üstü olan
- İSTOP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ebenin topu havaya atması, diğerlerinin kaçışması ve ebe tarafından topla vurulması biçiminde oynanan bir oyun
- "Arabanız birden istop etti."
-
[isim]
Ebenin topu havaya atması, diğerlerinin kaçışması ve ebe tarafından topla vurulması biçiminde oynanan bir oyun
- TRÖST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aynı alanda iş yapan çeşitli ortaklıkların hisse senetlerinin, bir denetim teşkilatına teslim edilmesi ve yönetimin bir teşkilatı yöneten gruba aktarılmasıyla oluşan, tekelci sermayedarlığa dayanan ortaklıklar birliği
-
[isim]
Aynı alanda iş yapan çeşitli ortaklıkların hisse senetlerinin, bir denetim teşkilatına teslim edilmesi ve yönetimin bir teşkilatı yöneten gruba aktarılmasıyla oluşan, tekelci sermayedarlığa dayanan ortaklıklar birliği
- ÜSTÜN
-
-
[sıfat]
Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan
- "Zekâsının işlek, hatasız ve çok üstün olduğunu bir daha anlıyorum." (Refik Halit Karay)
- "Aşk, hayatın bütün zevklerine üstün gelen ruhani bir varlıktır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik
- "Aliço'nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan
- HORST
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Merdiven biçimli fay serisindeki iki tektonik çukur arasında veya bir tektonik çukurun iki yanında yükselen kısım
-
[isim]
Merdiven biçimli fay serisindeki iki tektonik çukur arasında veya bir tektonik çukurun iki yanında yükselen kısım
- KARST
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Kayaçların erimesiyle yer altı akıntıları olan, kireç taşı ve dolomit bölgesi
-
[isim]
Kayaçların erimesiyle yer altı akıntıları olan, kireç taşı ve dolomit bölgesi
- SUSTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Köpeğin arka ayakları üzerinde durması
-
[isim]
Köpeğin arka ayakları üzerinde durması
- STENT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Tıkanmak üzere olan damarın içine konan araç
-
[isim]
Tıkanmak üzere olan damarın içine konan araç
- RESTO
- ...
- STRES
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ameliyat şoku, travma, soğuk, coşku vb. etkenlerin organizmada oluşturduğu bozuklukların tümü, ruhsal gerilim
-
[isim]
Ameliyat şoku, travma, soğuk, coşku vb. etkenlerin organizmada oluşturduğu bozuklukların tümü, ruhsal gerilim
- BESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü
- "Belki hâlâ o besteler çalınır / Gemiler geçmeyen bir ummanda." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü
- ESTET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sanatsal ürünler arasında güzeli en üstün, en yüce değer sayan kişi
-
[isim]
Sanatsal ürünler arasında güzeli en üstün, en yüce değer sayan kişi
- ASTİK
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Pezevenk
-
[isim]
Pezevenk
- MASTI
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kulakları uzun ve düşük, bacakları kısa, bodur bir köpek cinsi
-
[isim]
Kulakları uzun ve düşük, bacakları kısa, bodur bir köpek cinsi
- STENO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Söylenen sözleri söylendiği kadar çabuk yazmaya elverişli, kısa ve yalın işaretlerden oluşan yazı yöntemi, stenografi
-
Bu yazı yöntemini kullanarak herhangi bir metni konuşma hızıyla yazan kimse, stenograf
- "O hazırladığım nutku, sonra şehir adına, gece, fener alayında, Mustafa Kemal'in çıkıp halkı selamladığı balkona fırlayarak söyledim, stenolar olduğu gibi zapt etmişler." (Behçet Kemal Çağlar)
-
[isim]
Söylenen sözleri söylendiği kadar çabuk yazmaya elverişli, kısa ve yalın işaretlerden oluşan yazı yöntemi, stenografi
- ÜSTAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse
- "Koca üstat hemen rasttan bestelediği bir şarkıyı mırıldanmaya başladı." (Aka Gündüz)
-
[ünlem]
Genellikle erkekler arasında senli benli konuşmada kullanılan bir seslenme sözü
- "Üstat! Nasılsınız?"
-
[isim]
Bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse
- ISTAR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Halı, kilim dokunan tezgâh
-
[isim]
Halı, kilim dokunan tezgâh
- LİSTE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Alt alta yazılmış şeylerin bütünü, dizelge
- "İhtiyar garson yazılmış listeleri masalara bırakıyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Alt alta yazılmış şeylerin bütünü, dizelge
- BASTI
-
-
[isim]
Kıyma ile pişirilmiş sebze
- "Kabak bastısı. Patlıcan bastısı."
-
[isim]
Kıyma ile pişirilmiş sebze