İçinde sm olan 6 harfli 34 kelime var. İçerisinde SM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sm olan kelimeler listesine ya da Sonu sm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KESMİK
-
-
[isim]
Kesilmiş sütün koyu bölümü
-
Başakla karışık iri saman
-
Taş gibi olmuş toprak parçası
-
[isim]
Kesilmiş sütün koyu bölümü
- KISMAK
-
-
[-i]
Sesi azaltmak, alçaltmak
- "Radyoyu biraz kısar mısın?"
-
Gözü biraz kapamak
- "Adam göz kapaklarını kısarak bir hesapladı." (Necati Cumalı)
-
Ezmek, büzmek, daraltmak
- "Omuzlarını kısar, ellerini cebinden çıkarır, atar ağzından sigarasını." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Lamba ışığını azaltmak
-
Sıkıştırmak
- "Birden susan köpek kuyruğunu bacaklarının arasına kıstı." (Ömer Seyfettin)
-
[-den]
Masraf, harcama vb.ni azaltmak
- "Kes üç kuruş ekmekten / Beş kuruş etten kıs." (Behçet Necatigil)
-
Verilen hak ve özgürlüklerin sınırını daraltmak
-
Pintilik etmek
-
[-i]
Sesi azaltmak, alçaltmak
- TIRSMA
-
-
[isim]
Ürkme, korkma, çekinme
-
[isim]
Ürkme, korkma, çekinme
- SMOKİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özel günlerde erkeklerin giydiği önü açık, ceketi genellikle ipek yakalı takım giysi
- "Köylerinde akşamları smokin giyen İngiliz Yahudisi muhtarlık eder." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Özel günlerde erkeklerin giydiği önü açık, ceketi genellikle ipek yakalı takım giysi
- OSMANİ
- ...
- SÜSMEK
-
-
[-i]
Boynuzlu hayvan boynuzu ile vurmak, tos vurmak
- "Koç çocuğu süsmüş."
-
[-i]
Boynuzlu hayvan boynuzu ile vurmak, tos vurmak
- MOSMOR
-
-
[sıfat]
Her yanı mor, koyu mor
-
[sıfat]
Her yanı mor, koyu mor
- KESMEK
-
-
[-i]
Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak
- "İpi kesmek."
- "Zaman zaman iddiacılığını da bırakamazdı, bu böyledir diye kesip atardı." (Haldun Taner)
-
Dibinden ayırmak
- "Ağaçları kesmek. Dalları kesmek."
- "Mantıki söylenmiş, müdellel söylenmiş, her cihetten işi kesip atmıştı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Düzgün parçalara ayırmak
- "Eti kesmek. Patatesi kesmek."
- "Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kesici bir araçla yaralamak
- "Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Ucunu almak
- "Saç kesmek. Tırnak kesmek."
-
[nsz]
Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak
- "Koyun kesmek. Tavuk kesmek."
-
Son vermek, gidermek
- "Bu ilaç baş ağrısını keser."
-
Ara vermek
- "Bu üç zavallı bizden rahatsız oldular ve derslerini keserek çekildiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek
- "Yardımı kestiler. Ücreti ödemeyince telefonu kestiler."
-
Akımı durdurmak
- "Şimdi belediye ile anlaşamayan müteşebbis cereyanı kesmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Belirtmek, kararlaştırmak
- "Gününü daha kesmedik."
-
[-den]
Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek
- "Ücretinden beş lira kesmişler."
-
Para basmak
-
Azaltmak, güçleştirmek
- "Rüzgâr geminin yolunu kesiyor."
-
İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak
-
Geçişi önlemek
- "Yolu kesmek."
-
[nsz]
Susmak
- "Kes artık yeter!"
-
Hasta organı ameliyatla almak
-
Bölmek, ayırmak
- "Bulvarı kesen küçük sokaklardan biri."
-
Yazıyı, filmi kısaltmak
-
[nsz]
Uydurmak, yalan söylemek
-
Rüzgâr, soğuk vb. çok etkili olmak
- "Rüzgâr yüzümü kesiyor."
-
Birini yermek, kötülemek
-
Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak
-
Oyuncuyu takım kadrosuna almamak
-
[-i]
Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak
- KUSMUK
-
-
[isim]
Kusulan şey, kusuntu
-
[isim]
Kusulan şey, kusuntu
- RESMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Devlet adına, devletçe, resmî olarak
-
Kanuna, yönteme uygun olarak, yöntemince
-
Kesinlikle, açıkça, kesin olarak
- "Kızların ikisi japone kollu, üçüncüsü resmen kombinezonlu idi." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Devlet adına, devletçe, resmî olarak
- PUSMAK
-
-
[nsz]
Sinmek
-
Bir şeyi kendine siper edip saklanmak
-
Ortalığı hafif sis kaplamak, pusarmak
- "Yüce dağlar ne kararıp pusarsın." (Karacaoğlan)
-
[nsz]
Sinmek
- MISMIL
-
-
[sıfat]
Eti yenilebilen, murdar olmayan
-
[sıfat]
Eti yenilebilen, murdar olmayan
- BİSMİL
- ...
- KISMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Bütün değil, bir bölüm olarak veya bazı bakımdan, bazı yönden
- "Eşyayı kısmen gönderdim. Kısmen haklısınız."
-
[zarf]
Bütün değil, bir bölüm olarak veya bazı bakımdan, bazı yönden
- MÜSMİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Verimli
-
Sonuç veren
-
[sıfat]
Verimli
- ASMARA
- ...
- AKASMA
-
-
[isim]
Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)
-
[isim]
Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)
- KUSMAK
-
-
[nsz]
Midesinin içindekilerini ağız yolu ile dışarı atmak, kay etmek, istifra etmek
-
Reddetmek
- "İhanetin böylesini tarih kabul etmez, kusardı." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak
- "Kumaş lekeyi kustu. Helva yağını kusmuş."
-
[-i]
İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak
-
[nsz]
Midesinin içindekilerini ağız yolu ile dışarı atmak, kay etmek, istifra etmek
- CİSMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Cisim olarak, vücutça, bedence
-
[zarf]
Cisim olarak, vücutça, bedence
- TASMİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tasımlama
-
[isim]
Tasımlama