İçinde sm olan 6 harfli 34 kelime var. İçerisinde SM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sm olan kelimeler listesine ya da Sonu sm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YASMIK

  1. [isim] Mercimek

KASMAK

  1. Kasları gergin duruma getirmek
    • "Karaköy civarını kasıp kavuran iki serseri çocuğu enselerinden yakalayıp huzuruna getirmiştim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [-i] Kısaltmak
    • "Derhâl asabi, ince, deli sesi çınlamaya başlar, etrafı kasıp kavurur ve kıyametleri koparırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. Daraltmak
    • "Dışarıda ortalığı kasıp kavuran bir ayaz vardı." (Cahit Uçuk)
  4. Baskısı altında tutmak

SMOKİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Özel günlerde erkeklerin giydiği önü açık, ceketi genellikle ipek yakalı takım giysi
    • "Köylerinde akşamları smokin giyen İngiliz Yahudisi muhtarlık eder." (Falih Rıfkı Atay)

KISMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı'nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip
    • "Şimdi genç değil, şöyle kırkını, kırk beşini aşmış, efendiden, ağırbaşlı bir kısmet bekliyor." (Haldun Taner)
    • "Zavallı kızın kısmeti çıkmış, kendine sormadan, danışmadan hemen vermişler." (Ömer Seyfettin)
    • "Kısmet olursa bunları bu yeni yılda göreceğiz." (Haldun Taner)
    • "Çöp tenekeleri modernleşip metal sandıklara dönüşünce bu zavallıların çöp tenekelerinden de kısmeti kesildi." (Aydın Boysan)
  2. Evlenme talihi
    • "Aslında kendi de şimdiye kadar bütün kısmetleri tepti." (Halide Edip Adıvar)
  3. Olayların kötü sonuçlarını tevekkülle karşılama durumu
  4. Talih, kader, şans
  5. [ünlem] "Şimdiden belli değil, ya olur ya olmaz" anlamlarında bir seslenme sözü
    • "Yarın gelecek misiniz? -Kısmet!"

OSMANİ
...
ASMARA
...
KÜSMEK

  1. [nsz] Darılmak
  2. Görevini yerine getirememek
    • "Yemek zamanı geçerse mide küser."
  3. Gelişememek, büyüyememek
    • "Ağaç yerini sevmedi, küstü."
  4. Bir madde, herhangi bir sebeple istenilen niteliğini yitirmek

SİSMİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Depremle ilgili
    • "Sismik araştırmalar."

AKASMA

  1. [isim] Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)

PISMAK

  1. [nsz] Pusmak
    • "Bir daha böyle laf edersen ağzını yırtarım deyince kız pıstı." (Sait Faik Abasıyanık)

KESMEK

  1. [-i] Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak
    • "İpi kesmek."
    • "Zaman zaman iddiacılığını da bırakamazdı, bu böyledir diye kesip atardı." (Haldun Taner)
  2. Dibinden ayırmak
    • "Ağaçları kesmek. Dalları kesmek."
    • "Mantıki söylenmiş, müdellel söylenmiş, her cihetten işi kesip atmıştı." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Düzgün parçalara ayırmak
    • "Eti kesmek. Patatesi kesmek."
    • "Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?" (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Kesici bir araçla yaralamak
    • "Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?" (Reşat Nuri Güntekin)
  5. [nsz] Ucunu almak
    • "Saç kesmek. Tırnak kesmek."
  6. [nsz] Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak
    • "Koyun kesmek. Tavuk kesmek."
  7. Son vermek, gidermek
    • "Bu ilaç baş ağrısını keser."
  8. Ara vermek
    • "Bu üç zavallı bizden rahatsız oldular ve derslerini keserek çekildiler." (Memduh Şevket Esendal)
  9. Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek
    • "Yardımı kestiler. Ücreti ödemeyince telefonu kestiler."
  10. Akımı durdurmak
    • "Şimdi belediye ile anlaşamayan müteşebbis cereyanı kesmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
  11. Belirtmek, kararlaştırmak
    • "Gününü daha kesmedik."
  12. [-den] Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek
    • "Ücretinden beş lira kesmişler."
  13. Para basmak
  14. Azaltmak, güçleştirmek
    • "Rüzgâr geminin yolunu kesiyor."
  15. İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak
  16. Geçişi önlemek
    • "Yolu kesmek."
  17. [nsz] Susmak
    • "Kes artık yeter!"
  18. Hasta organı ameliyatla almak
  19. Bölmek, ayırmak
    • "Bulvarı kesen küçük sokaklardan biri."
  20. Yazıyı, filmi kısaltmak
  21. [nsz] Uydurmak, yalan söylemek
  22. Rüzgâr, soğuk vb. çok etkili olmak
    • "Rüzgâr yüzümü kesiyor."
  23. Birini yermek, kötülemek
  24. Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak
  25. Oyuncuyu takım kadrosuna almamak

PUSMAK

  1. [nsz] Sinmek
  2. Bir şeyi kendine siper edip saklanmak
  3. Ortalığı hafif sis kaplamak, pusarmak
    • "Yüce dağlar ne kararıp pusarsın." (Karacaoğlan)

TIRSMA

  1. [isim] Ürkme, korkma, çekinme

SÜSMEK

  1. [-i] Boynuzlu hayvan boynuzu ile vurmak, tos vurmak
    • "Koç çocuğu süsmüş."

CİSMEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Cisim olarak, vücutça, bedence

SARSMA

  1. [isim] Sarsmak işi

MISMIL

  1. [sıfat] Eti yenilebilen, murdar olmayan

SMAÇÖR

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Voleybolda file üzerinde karşı alana doğru yukarıdan aşağıya topu sertçe yere vuran oyuncu, kütör

KISMAK

  1. [-i] Sesi azaltmak, alçaltmak
    • "Radyoyu biraz kısar mısın?"
  2. Gözü biraz kapamak
    • "Adam göz kapaklarını kısarak bir hesapladı." (Necati Cumalı)
  3. Ezmek, büzmek, daraltmak
    • "Omuzlarını kısar, ellerini cebinden çıkarır, atar ağzından sigarasını." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Lamba ışığını azaltmak
  5. Sıkıştırmak
    • "Birden susan köpek kuyruğunu bacaklarının arasına kıstı." (Ömer Seyfettin)
  6. [-den] Masraf, harcama vb.ni azaltmak
    • "Kes üç kuruş ekmekten / Beş kuruş etten kıs." (Behçet Necatigil)
  7. Verilen hak ve özgürlüklerin sınırını daraltmak
  8. Pintilik etmek

MÜSMİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Verimli
  2. Sonuç veren

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü