İçinde sl olan 6 harfli 41 kelime var. İçerisinde SL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sl olan kelimeler listesine ya da Sonu sl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SLOGAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kısa ve çarpıcı propaganda sözü, uran
- "Seçim öncesi sloganlarını bugün yinelemeye kalkacak olanları halk tükürük sağanağında boğabilir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kısa ve çarpıcı propaganda sözü, uran
- SLALOM
-
Kelime Kökeni : Norveç
-
[isim]
Kayak sporunda bayraklarla işaretlenmiş birtakım dönemeçlerden oluşan pist üzerinde yapılan bir yarış türü
-
[isim]
Kayak sporunda bayraklarla işaretlenmiş birtakım dönemeçlerden oluşan pist üzerinde yapılan bir yarış türü
- TESLİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üçe çıkarma, üçleme
-
Katoliklerde, Tanrı, İsa ve Meryem'in aynı kişi olmaları inancı, üçleme
-
[isim]
Üçe çıkarma, üçleme
- ESLEME
-
-
[isim]
Eslemek işi veya durumu
-
[isim]
Eslemek işi veya durumu
- DANSLI
-
-
[sıfat]
Dansı olan, dans edilen
- "Bizim bakanlığın danslı bir yemeği var, tek kişilik bir davetiye verdiler." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Dansı olan, dans edilen
- ULUSLU
-
-
[sıfat]
Ulusu olan
-
[sıfat]
Ulusu olan
- SESLEM
-
-
[isim]
Hece
-
[isim]
Hece
- MESLEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş
- "Mesleği ile ilgili olanlar bir yana bırakılırsa çok az kitabı vardı." (Tarık Buğra)
- "Mesleğimin eri olduğumu takdir edersiniz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Uğraş
-
Birbirine bağlı bilimsel veya felsefi düşünceler birliği
-
Dizge
-
Çığır, okul, ekol
- "Edebî meslekler."
-
[isim]
Bir kimsenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş
- MUSLİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sık dokunmuş, parlak, ince, yumuşak bir tür kumaş
- "Bir bebek yatağı hazırlar gibi özene bezene muslinlerle süslemiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış olan
-
[isim]
Sık dokunmuş, parlak, ince, yumuşak bir tür kumaş
- MUSLUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Takıldığı boru veya kabın içindeki akışkanı, istenildiğinde akıtabilecek bir düzende yapılmış açılır kapanır alet
-
El yıkamaya yarayan yer, lavabo
- "Beni musluğa götüren namuslu polisler kurtulduğumu görünce sevindiler." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Takıldığı boru veya kabın içindeki akışkanı, istenildiğinde akıtabilecek bir düzende yapılmış açılır kapanır alet
- BURSLU
-
-
[sıfat]
Burs alan, bursu olan
-
[sıfat]
Burs alan, bursu olan
- VUSLAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevgiliye kavuşma
- "Civanlığında senin de başından geçmiştir anacığım; aşkın ilacı vuslattır, anacığım." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Sevgiliye kavuşma
- ASLİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temel, esas
-
[isim]
Temel, esas
- TESLİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi sahibine verme
- "Şehir yağma edilmesin diye teslim olmasını bekliyor." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Emanet alınan bir şeyi sahibine geri verme
- "Pençesindeki nefis ve inatçı avın, gözyaşlarıyla teslim oluşundan sevindi." (Ömer Seyfettin)
- "Bu gülümseyişte önleyemediği bir hüzün, teslim bayrağını andıran bir şey vardı." (Tarık Buğra)
-
Bırakma, devretme, terk etme
- "Şehrin teslimi sırasında çok kan döküldü."
- "... oku da parmaklarını ısırsınlar, Sara'nın süsten ve fanteziden ibaret bir mahluk olmadığını teslim etsinler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[ünlem]
Teslim ol veya teslim oluyorum sözü
-
Gerçek olduğunu söyleme, doğrulama
-
Fasıl müziğinde peşrevin ve saz semaisinin her hanesi sonunda tekrarlanan parça
-
[isim]
Bir şeyi sahibine verme
- SLOVAK
- ...
- ISLAMA
-
-
[isim]
Islamak işi
-
[isim]
Islamak işi
- İSLAMİ
- ...
- ARSLAN
-
-
[isim]
Aslan
- "Öyle ya kardaşlar her yanımız asker kaçağı dolu, arslanın adı çıkmış, çakallar baş keser, denilmiş." (Kemal Tahir)
-
[isim]
Aslan
- KASLAN
- ...
- SESLİK
-
-
[isim]
Her tür sesli belgenin saklandığı yer
-
[isim]
Her tür sesli belgenin saklandığı yer