İçinde sl olan 5 harfli 24 kelime var. İçerisinde SL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sl olan kelimeler listesine ya da Sonu sl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PASLI
-
-
[sıfat]
Üzerinde pas oluşmuş, pas tutmuş, paslanmış
- "Duvarlarında ağır ve büyük paslı kılıçlar, kalkanlar, zincirler asılı dururdu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Hastalık dolayısıyla beyaz tabakayla kaplanmış (dil)
-
Huzursuz, sıkıntılı, üzgün, kararsız
- "Bir haftadan fazla süren yağmurlardan, rutubetten içinde paslı, kapanık ve sıkıntılı bir duygu belirmiş." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Üzerinde pas oluşmuş, pas tutmuş, paslanmış
- SİSLİ
-
-
[sıfat]
Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık
- "Haliç, aşağılarda, sisli bir bahar sabahının altında, erimiş gümüşlerin ırmağına benziyordu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık
- İSLAM
- ...
- FASLI
- ...
- ISLAK
-
-
[sıfat]
Suya batırılmış, üzerine su dökülmüş veya yağmurdan ıslanmış olan
- "İkisi de gözlerinin ıslak, kalplerinin hüzünlü olduğunu anlamışlardı." (Halide Edip Adıvar)
-
Herhangi bir nedenle yaşarmış, sulanmış
- "Hastanın soğuk terle ıslak alnına avucunu koyarak durdu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Suya batırılmış, üzerine su dökülmüş veya yağmurdan ıslanmış olan
- ASLEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kök veya soy bakımından
-
[zarf]
Kök veya soy bakımından
- ASLIK
-
-
[sıfat]
Kısır olan (kadın veya dişi hayvan)
-
[sıfat]
Kısır olan (kadın veya dişi hayvan)
- İSLİM
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Gücünden yararlanmak için elde edilen buhar, istim
-
[isim]
Gücünden yararlanmak için elde edilen buhar, istim
- ISLAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzeltme, iyileştirme
- "Cezaevlerinin ıslahı."
- "Sanat yalnız insanları ıslah etmeye yarar bir vasıtadır." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir hayvan veya bitki türünden daha iyi verim alabilmek amacıyla yapılan işlem
- "Tohum ıslah istasyonu."
-
[isim]
Düzeltme, iyileştirme
- SLASH
- ...
- ESLEK
-
-
Başkasının buyruk ve dileklerini yerine getiren, söz tutan, yumuşak başlı, itaatli, muti
-
Başkasının buyruk ve dileklerini yerine getiren, söz tutan, yumuşak başlı, itaatli, muti
- KASLI
-
-
[sıfat]
Kasları sıkı, gelişmiş, adaleli
-
[sıfat]
Kasları sıkı, gelişmiş, adaleli
- HİSLİ
-
-
[sıfat]
Duygulu, içli
- "Gayet hisli bir adam olduğundan hasretini birlikte çekmiştik." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Duygulu, içli
- YASLI
-
-
[sıfat]
Yas tutan (kimse), matemli
- "Ben bir hasta hâli almış, susmuş, sade, yaslı gözlerle etrafıma bakınıyordum." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yas tutan (kimse), matemli
- ASLAN
-
-
[isim]
Kedigillerden, Afrika'da ve Asya'da yaşayan, erkekleri yeleli, yırtıcı, uzunluğu 160 cm, kuyruğu 70 cm ve ucu püsküllü, çok koyu sarı renkli güçlü bir memeli türü, arslan
-
Gürbüz, cesur ve yiğit adam
-
[isim]
Kedigillerden, Afrika'da ve Asya'da yaşayan, erkekleri yeleli, yırtıcı, uzunluğu 160 cm, kuyruğu 70 cm ve ucu püsküllü, çok koyu sarı renkli güçlü bir memeli türü, arslan
- ESLAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Bizden öncekiler, geçmişler, öncel, ahlaf karşıtı
-
Bizden öncekiler, geçmişler, öncel, ahlaf karşıtı
- SÜSLÜ
-
-
[sıfat]
Süsü olan, süslenmiş, bezenmiş
- "Geniş, süslü karyola köşede duruyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Süslenmeye, süse çok düşkün olan
- "Süslü bir kadın."
-
[sıfat]
Süsü olan, süslenmiş, bezenmiş
- SESLİ
-
-
[sıfat]
Sesi olan, ses çıkaran
-
[zarf]
Ses çıkararak
-
Ünlü
-
[sıfat]
Sesi olan, ses çıkaran
- ISLIK
-
-
[isim]
Dudakların büzülerek veya parmağın dil üzerine getirilmesiyle çıkarılan ince ve tiz ses
- "Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık / Yalnız arabacının dudağında bir ıslık." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
- "Kocası kapıyı çekmiş, ıslık çalarak merdivenleri inip gitmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir şeyin çıkardığı ince ve tiz ses
- "Söz dişlerinin arasından keskin bir ıslık şiddetiyle çıktı." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Dudakların büzülerek veya parmağın dil üzerine getirilmesiyle çıkarılan ince ve tiz ses
- PUSLU
-
-
[sıfat]
Puslanmış, pusarık, hafif sisli
- "Bu soğukta gök puslu, yerler beyaz." (Haldun Taner)
-
Üzerinde pus bulunan
-
[sıfat]
Puslanmış, pusarık, hafif sisli