İçinde sk olan 6 harfli 58 kelime var. İçerisinde SK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sk olan kelimeler listesine ya da Sonu sk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KUSKUN
-
-
[isim]
Hayvanın kuyruğu altından geçirilerek eyere bağlanan kayış
- "O başta: kuskunu kopmuş eğerli düldüller / Bu başta: Paldım düşmüş semerli bülbüller." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Hayvanın kuyruğu altından geçirilerek eyere bağlanan kayış
- MİSKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mis üzümünden yapılan şarap
-
[isim]
Mis üzümünden yapılan şarap
- DİSKUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Söylev, nutuk
- "Adayın etnoloji kürsüsüne layık olmadığına dair bir diskur geçer." (Haldun Taner)
-
[isim]
Söylev, nutuk
- ESKRİM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dürtücü kılıç, kesici kılıç ve delici kılıç adı verilen silahlarla yapılan spor, kılıç oyunu
-
[isim]
Dürtücü kılıç, kesici kılıç ve delici kılıç adı verilen silahlarla yapılan spor, kılıç oyunu
- ISKUNA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Brikten küçük, iki direkli bir çeşit yelkenli gemi
-
[isim]
Brikten küçük, iki direkli bir çeşit yelkenli gemi
- İSKELE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer
- "Vapurdan indi, iskeleye çıkar çıkmaz etrafına bakındı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü veya gemiye çıkmayı sağlayan merdiven
- "Oturduğu yerden kalkıyor, iskele zincirine uzanan eli, iskele tabanına basan ayağı, kendini çekiyor yukarı." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Vapur uğrağı olan şehir veya kasaba
-
İçerilerde bulunan bir yerin kendine en yakın olan deniz taşıtı uğrağı veya demir yolu durağı
- "Mudanya, Bursa'nın iskelesidir."
-
Yapıların dışında sıvama, boyama veya onarım için keresteden kat kat kurulan, çalışma sırasında üstüne çıkılan çatkı
-
Geminin sol yanı
-
Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı
-
[isim]
Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer
- MESKEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Konut, ikametgâh
- "Bu acayip meskeninde yaz kış kalın kepeneğe sarılmış otururdu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Yârim İstanbul'u mesken mi tuttun / Gördün güzelleri beni unuttun." (Halk türküsü)
-
[isim]
Konut, ikametgâh
- VİSKOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Selüloz türevlerinin üretiminde kullanılan koloidal selüloz çözeltisi
-
[isim]
Selüloz türevlerinin üretiminde kullanılan koloidal selüloz çözeltisi
- ASKIDA
- ...
- MOSKOF
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[sıfat]
Acımasız, zalim
-
[sıfat]
Acımasız, zalim
- ASKILI
-
-
[sıfat]
Askısı olan
- "Askılı eteklik."
-
[sıfat]
Askısı olan
- ESKİCE
-
-
Biraz eski, çok yeni olmayan
- "Biraz eskicelerinden seçilmiş olmakla beraber bana yakıştığını küçük kızı bile itiraf etti." (Memduh Şevket Esendal)
-
Biraz eski, çok yeni olmayan
- KUSKUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Un, süt, yumurta, bulgur ile yapılan ufak ve yuvarlak taneler biçiminde kurutulmuş hamur
-
[isim]
Un, süt, yumurta, bulgur ile yapılan ufak ve yuvarlak taneler biçiminde kurutulmuş hamur
- BASKÇA
- ...
- TESKİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırma, dindirmeye çalışma
- "Ev sahibi erkek beni, kadın da onu teskine uğraşıyordu." (Burhan Felek)
- "Gönlüme teselli kendimde buldum / Sabır ile teskin ettim özümü." (Âşık Veysel)
-
[isim]
Acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırma, dindirmeye çalışma
- MİSKİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok uyuşuk olan (kimse)
- "Hayran olduğum adamı miskin bir mektep çocuğu gibi yaka paça alıp götürdü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Hoş görülemeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen (kimse)
-
Cüzzam hastalığına tutulmuş olan (kimse)
-
Âciz, zavallı
- "Âşık olan miskin olur / Hak yoluna teslim olur" (Yunus Emre)
-
[sıfat]
Çok uyuşuk olan (kimse)
- PASKAL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[sıfat]
İnsanı güldürüp eğlendiren
- "Ne paskal adam!"
-
[sıfat]
İnsanı güldürüp eğlendiren
- MASKAT
- ...
- KASKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle erkeklerin giydiği, önü siperli başlık
-
[isim]
Genellikle erkeklerin giydiği, önü siperli başlık
- KISKAÇ
-
-
[isim]
Bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense vb. araç
-
Açılıp kapanan eğreti merdiven
-
Böceklerde besin maddelerini parçalamaya ve kendilerini savunmaya yarayan organ
- "Deniz kenarında bu meşalelerle korkunç kıskaçlı büyük pavuryalar topladıkları görülüyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Demircilerin kızgın demiri tuttukları maşa vb. araç
-
[isim]
Bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense vb. araç