İçinde sk olan 5 harfli 30 kelime var. İçerisinde SK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sk olan kelimeler listesine ya da Sonu sk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KASKO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Taşıtların uğrayacakları kazadan doğacak zararların tamamının karşılanması için yapılan sigorta türü
-
[isim]
Taşıtların uğrayacakları kazadan doğacak zararların tamamının karşılanması için yapılan sigorta türü
- MASKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz
- "Yüzlerinden yalancı maskeleri sıyırmak, hiçlikleri meydana çıkarmak Çalıkuşu'nun en büyük eğlencesiydi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Korunmak için özel olarak yapılıp yüze geçirilen şey
- "Gaz maskesi."
-
Yüz ve boyun güzelliği için cilde sürülen krem, macun vb. şeyler
-
Gerçek duyguları veya bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen aldatıcı görünüş, davranış
- "Hayırseverlik maskesiyle kendi çıkarını yürütüyor."
-
Kişinin oynadığı rol veya hem kendisine hem de çevresine karşı takındığı davranış
-
[isim]
Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz
- KISKI
-
-
[isim]
Türlü maksatlarla iki şeyin arasına sokuşturulan, kıstırılan parça, kama, takoz
-
[isim]
Türlü maksatlarla iki şeyin arasına sokuşturulan, kıstırılan parça, kama, takoz
- BASKI
-
-
[isim]
Bir eserin basılış biçimi veya durumu
- "Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Bası sayısı
- "Bu gazetenin baskısı yüz bindir."
-
Bir eserin tekrarlanarak yapılan baskı işlemlerinden her biri
- "Sözlüğün yeni baskısı."
-
Giysinin içine kıvrılıp dikilen kenarı
- "Etek baskısı."
-
Hak ve özgürlükleri kısıtlayarak zor altında bulundurma durumu, tahakküm
- "Politik baskıların yanı sıra daha başka yasaklara da bağlıydık." (Necati Cumalı)
-
Bir maddeyi sıkıp ezen alet, pres
-
Belirli ruhsal etkinlik ve süreçleri, kişinin isteği dışında bilinçaltına itmesi veya bu itilenlerin bilince çıkmasını önleme durumu
-
Top oyunlarında karşı takım oyuncusunun hareketini ve sonuç almasını engellemek amacıyla uygulanan yakın savunma durumu, pres
-
[isim]
Bir eserin basılış biçimi veya durumu
- MUSKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinde dinî ve büyüleyici bir gücün saklı olduğu sanılan, taşıyanı, takanı veya sahip olanı zararlı etkilerden koruyup iyilik getirdiğine inanılan bir nesne, yazılı kâğıt vb., hamaylı
- "İnsan, üstünde tercihen boynunda mutlaka bir muska taşımalıydı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Üçgen biçiminde katlanmış olan şey
-
[isim]
İçinde dinî ve büyüleyici bir gücün saklı olduğu sanılan, taşıyanı, takanı veya sahip olanı zararlı etkilerden koruyup iyilik getirdiğine inanılan bir nesne, yazılı kâğıt vb., hamaylı
- ASKAT
-
-
[isim]
Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri
- "Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir."
-
[isim]
Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri
- SISKA
-
-
[sıfat]
Çok zayıf ve kuru, kaknem, çelimsiz, arık
- "... eskimiş zeytinyağında kızartıp meze diye sunduğu sıska balıkları geveliyoruz." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Karın boşluğuna su dolmuş olan
-
[sıfat]
Çok zayıf ve kuru, kaknem, çelimsiz, arık
- ASKER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Orduda görev yapan erden generale kadar herkes
- "Babam askere alınıp Bağdat'a götürülmüş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Askerlik görevi veya ödevi
- "Askere gitmek. Askerden dönmek."
-
Er
-
[sıfat]
Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli
- "Asker adam."
-
[sıfat]
Yurdun korunması yolunda iyi dövüşmesini başaran
- "Asker millet."
-
[isim]
Orduda görev yapan erden generale kadar herkes
- SUSKU
-
-
[isim]
Az konuşma, susma, sükût
- "Büyük, anlamlı insanı dehşet içinde bırakan bir susku onunkisi." (Selim İleri)
-
[isim]
Az konuşma, susma, sükût
- FRESK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yaş duvar sıvası üzerine kireç suyunda eritilmiş madenî boyalarla resim yapma yöntemi
-
Bu yöntemle yapılmış duvar resmi
-
[isim]
Yaş duvar sıvası üzerine kireç suyunda eritilmiş madenî boyalarla resim yapma yöntemi
- ÜSKÜF
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yüksek aşamadaki yeniçeri subaylarının giydikleri, yarısı arkaya sarkan uzun bir sarık
-
[isim]
Yüksek aşamadaki yeniçeri subaylarının giydikleri, yarısı arkaya sarkan uzun bir sarık
- ASKLI
-
-
[sıfat]
Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar)
-
[sıfat]
Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar)
- KISKA
-
-
[isim]
Arpacık soğanı
-
[isim]
Arpacık soğanı
- VİSKİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Tahıllar malt yapılarak şekerlendirildikten ve gereği kadar mayalandıktan sonra damıtılarak elde edilen alkollü içki
-
[isim]
Tahıllar malt yapılarak şekerlendirildikten ve gereği kadar mayalandıktan sonra damıtılarak elde edilen alkollü içki
- KESKİ
-
-
[isim]
Ağaç, taş, metal vb.ni yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç
-
Demir ve sac kesmek için üzerine çekiçle vurularak yürütülen keskin araç, tırnak
-
Pulluk gövdesi önüne takılan ve toprağı kesip ayıran, bıçak veya disk biçiminde çelikten yapılmış pulluk parçası
-
[isim]
Ağaç, taş, metal vb.ni yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç
- SKİNK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Skinkgillerden, çöl bölgelerinde, kurak bölgelerde yaşayan bir sürüngen türü (Scincus)
-
[isim]
Skinkgillerden, çöl bölgelerinde, kurak bölgelerde yaşayan bir sürüngen türü (Scincus)
- USKUR
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Pervane
- "Boğaz'dan uskur gürültüleriyle köpük köpük geçen bir vapura dalmış." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Pervane
- KÜSKÜ
-
-
[isim]
Taşa veya duvara delik açmak için kullanılan uzun, ağır ve bir ucu sivri demir
-
Taş kaldırmakta kullanılan uzun demir çubuk veya basit, ağaçtan kaldıraç
- "Taşı tekrar yerine koymazsak balta ve küskü ile onu kaldırır, aşağı yuvarlarız." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Taşa veya duvara delik açmak için kullanılan uzun, ağır ve bir ucu sivri demir
- ISKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düşürme, aşağı atma
-
Düşürülme
-
Ölenlerin kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları için verilen sadaka
-
[isim]
Düşürme, aşağı atma
- ESKİL
- ...