İçinde si olan 5 harfli 139 kelime var. İçerisinde Sİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında si olan kelimeler listesine ya da Sonu si ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İS, Sİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BASİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı
- "Derin hislerden uzak, basit zevklere düşkün, bütün manasıyla alafranga bir adamdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Kolay
- "En basit şeyi yazamayacak kadar cahildi." (Haldun Taner)
-
Süssüz, gösterişsiz
- "Üstünde basit ve kapalı bir çarşaf vardı." (Aka Gündüz)
-
Bilgi ve görgüsü sınırlı olan, bayağı, görgüsüz
- "Bu, fikirsiz, basit ve masum bir çocuk hafifliği değildi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Her zaman rastlanan, özelliği olmayan, olağan
- "Bu basit takılmalar, her seferinde onları güldürdü." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı
- MİSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eş, benzer
- "Misli görülmemiş bir refaha, bir saadete ermiştim." (Refik Halit Karay)
- "Bu sonbahar sabahında Gülhane Parkının misli menendi yoktur." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Miktar
-
Defa, kez, kat
- "Ona edeceğiniz her hareketi yüz misli ile size iade ederim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Eş, benzer
- YASİN
- ...
- TESİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Etki
- "Orta malı bayağı birinin tesiri altında..." (Refik Halit Karay)
- "Aynı kanunlar, aynı şeylere tesir edince neticeler de aynı olur." (Ömer Seyfettin)
- "Namus sözü, bu saf, temiz ev kadınında her vakit büyük tesir yapardı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bu sözler derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Etki
- FOSİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin, yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları veya izleri, müstehase, taşıl
-
Düşünce, yaşayış biçimi vb. bakımlardan çağın gerisinde kalmış kimse
-
[isim]
Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin, yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları veya izleri, müstehase, taşıl
- KESİT
-
-
[isim]
Bir şey enlemesine veya boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey
- "Ağacın kesiti."
-
Bir toplumun bölümü, kesim
-
Ayırıcı özellikleriyle belirlenen süreç
-
Bir cisim düz olarak kesildiğinde ortaya çıkan düzlemin biçimi, makta
- "Bir kürenin her kesiti daire biçiminde olur."
-
[isim]
Bir şey enlemesine veya boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey
- SİNİR
-
-
[isim]
Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet
- "Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "... moda deyince çıldırmaz, çok gülerse siniri tutup sonra yarım saat ağlamaz." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bu söz sarhoş olmayan zevcesinin fena hâlde sinirine dokunmuş." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Genç kadının korkudan sinirleri bozuldu." (Haldun Taner)
-
Rahatsız edici, hastalık derecesine varan özellik
- "Bu kadının bir siniri var, kan görünce bayılır."
-
Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği
- "Sende hiç sinir yok mu, bu kadar aldırmazlık olur mu?"
- "Tren kalktıktan biraz sonra sinirlerdeki gerginlik geçer." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen, can sıkan
- "Ne sinir şey!"
-
Kas kirişi ve zarı
- "Etin sinirlerini ayırmak."
-
[isim]
Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet
- SİBOP
- ...
- KİLSİ
-
-
[sıfat]
Kili andıran, kile benzeyen, kil gibi
-
[sıfat]
Kili andıran, kile benzeyen, kil gibi
- İŞSİZ
-
-
[sıfat]
İşi olmayan
- "Ben kendimi faydalı bir adam farz ettiğim hâlde, sen kendini niçin işsiz ve tufeyli sayıyorsun?" (Kemal Tahir)
-
[sıfat]
İşi olmayan
- KESİŞ
-
-
[isim]
Kesme işi veya biçimi
-
[isim]
Kesme işi veya biçimi
- SİCİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Resmî belgelerin kaydedildiği kütük
-
Görevlilerin her türlü durumlarının işlendiği dosya
- "Sicil ve bürokrasi baskı ve sıkısına pek gelemezdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Resmî belgelerin kaydedildiği kütük
- ŞAHSİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kişiye ait, kişiyle ilgili, kişinin malı olan, kişisel, bireysel, özlük
- "Hareketin içinde şahsi kinler ve rekabetler vardı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Kişiye ait, kişiyle ilgili, kişinin malı olan, kişisel, bireysel, özlük
- SİSLİ
-
-
[sıfat]
Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık
- "Haliç, aşağılarda, sisli bir bahar sabahının altında, erimiş gümüşlerin ırmağına benziyordu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık
- SİRMO
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Doğu Anadolu'da yetişen bir yabani sarımsak türü (Allium atrovilaceum, Allium vineale)
-
[isim]
Doğu Anadolu'da yetişen bir yabani sarımsak türü (Allium atrovilaceum, Allium vineale)
- DİLSİ
-
-
[sıfat]
Dili andıran, dile benzeyen, dil gibi
-
[sıfat]
Dili andıran, dile benzeyen, dil gibi
- SİCİM
-
-
[isim]
Keten, kenevir vb. bitkilerin liflerinden yapılan ince ip, kınnap
- "Gözlerinden sicim gibi yaş inerek hepsini bir kömür sandığına doldurdu." (Adalet Ağaoğlu)
-
[isim]
Keten, kenevir vb. bitkilerin liflerinden yapılan ince ip, kınnap
- ASİDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Un, et ve bamya ile yapılan bir Arap yemeği
-
[isim]
Un, et ve bamya ile yapılan bir Arap yemeği
- SİPSİ
-
-
[isim]
Ağaç dallarından yapılan düdük
-
Gemici düdüğü
-
Zurnanın dudaklara gelen kamış bölümü
-
[isim]
Ağaç dallarından yapılan düdük
- İPSİZ
-
-
[sıfat]
İpi olmayan
-
Haylaz, serseri, hayta
-
[sıfat]
İpi olmayan