İçinde si olan 5 harfli 139 kelime var. İçerisinde Sİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında si olan kelimeler listesine ya da Sonu si ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

İS, Sİ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EVSİZ

  1. [sıfat] Evi olmayan
    • "Zavallı evsizler ne zaman başlarının üstünde bir dama kavuşacaklar, diye her ağızdan bir nakarat..." (Halide Edip Adıvar)

SİYAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kara (II), beyaz karşıtı
    • "İri siyah gözlerini kalın kaşlarıyla beraber kaldırdı." (Ömer Seyfettin)
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Siyah ekmek."
  3. Baskıda başka harflerden daha kalın görünen harf türü

NEFSİ
...
TEVSİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genişletme, yayma

PASİF

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Edilgin
    • "Yalnız müdafaa hâlinde ve pasif bir mücadeleyi sevdiğini zannettim." (Peyami Safa)
  2. Çekingen, durgun
    • "Dolmabahçe, bir sis bulutu gibi silik, sessiz ve pasif, âdeta varlığından utanır gibi uzanmaktadır." (Haldun Taner)
  3. Edilgen
  4. [isim] Bir mal varlığı üstünde etki yapan, para ile değerlendirilebilir borç ve yükümlülüklerin toplamı

ŞAHSİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kişiye ait, kişiyle ilgili, kişinin malı olan, kişisel, bireysel, özlük
    • "Hareketin içinde şahsi kinler ve rekabetler vardı." (Falih Rıfkı Atay)

NASİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin payına düşen şey
    • "Acaba İstanbul'u bir daha görmek nasip olacak mı?" (Halide Edip Adıvar)
    • "Herkes ondan haz veya hüzün, kendi nasibini alırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir kimsenin elde edebildiği, sahip olabildiği şey
    • "Türk'e ve Türk vatanına bir kurtuluş nasip ise onu gene Mehmetçiklerden beklemeliyiz." (Aka Gündüz)
    • "Konaktaki hamamlardan halayıklar, hizmetçiler de nasiplerini alırmış." (Salâh Birsel)
    • "Allah bana o rezaletle gelmeyi nasip etmesin, ölmek daha iyi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Hiçbir erkeğe nasip olmadığını iddia edeceğim hayat, hep kaçamaklarla dolu idi." (Refik Halit Karay)
  3. Kısmet, talih, baht
    • "Tembellerin nasibi aç kalmaktır."
  4. Günlük kazanç

SOSİS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kıyılmış, baharat katılmış etle, tütsüleme, pişirme vb. işlemlerden sonra yapılan bir tür sucuk
    • "Bir sosis daha yese öğle yemeğinden vazgeçebilirdi pekâlâ."

BASİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı
    • "Derin hislerden uzak, basit zevklere düşkün, bütün manasıyla alafranga bir adamdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Kolay
    • "En basit şeyi yazamayacak kadar cahildi." (Haldun Taner)
  3. Süssüz, gösterişsiz
    • "Üstünde basit ve kapalı bir çarşaf vardı." (Aka Gündüz)
  4. Bilgi ve görgüsü sınırlı olan, bayağı, görgüsüz
    • "Bu, fikirsiz, basit ve masum bir çocuk hafifliği değildi." (Reşat Nuri Güntekin)
  5. Her zaman rastlanan, özelliği olmayan, olağan
    • "Bu basit takılmalar, her seferinde onları güldürdü." (Necati Cumalı)

KESİN

  1. [sıfat] Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu
    • "Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden." (Nurullah ataç)
  2. [zarf] Kesinlikle

İŞSİZ

  1. [sıfat] İşi olmayan
    • "Ben kendimi faydalı bir adam farz ettiğim hâlde, sen kendini niçin işsiz ve tufeyli sayıyorsun?" (Kemal Tahir)

İVESİ

  1. [isim] Genellikle Güneydoğu Anadolu'da yetiştirilen, başı kahverengi, kirli sarı veya siyah olan, vücudu beyaz, yapağısı kaba ve karışık olan, süt verimi yüksek bir koyun türü

OOSİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Büyüme evresini tamamlamış fakat henüz döllenebilecek duruma gelmemiş dişi gamet

SİCİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Resmî belgelerin kaydedildiği kütük
  2. Görevlilerin her türlü durumlarının işlendiği dosya
    • "Sicil ve bürokrasi baskı ve sıkısına pek gelemezdi." (Falih Rıfkı Atay)

KASİS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kara yolunda oluşmuş çukurlar ve tümsekler
  2. Yollarda araçların hızını düşürmek için yapılan, türlü biçimlerde tümsek
  3. Bir yolun doğrultusunu dik kesen bir yandan öbür yana geçen ark

TEPSİ

  1. [isim] Fincan, tabak, bardak vb. şeyleri taşımaya yarayan, derinliği olmayan, türlü büyüklükte düz kap
    • "Yanlarından, elindeki tepside boşlarla ortalıkçı bir çocuk geçmektedir." (Tarık Buğra)
  2. İçinde börek, tatlı vb. pişirmeye yarayan, az derin, geniş, düz kap
    • "Bir küçük çırak, koltuğunda pasta dolu bir tepsiyle dışarı çıktı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. [sıfat] Bu kap biçiminde olan
  4. [sıfat] Bir kabın alabileceği miktarda olan
    • "İki tepsi börek."

SİFİN

  1. [isim] Sarıağı

FİLSİ

  1. [sıfat] Fili andıran, file benzeyen, fil gibi

İKSİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hayatı ölümsüzleştirme, madenleri altına çevirme vb. olağanüstü etkileri olduğuna inanılan sıvı
    • "İşte şimdi damarlarımda bu iksirin alevleri dolaşıyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. İç ferahlatıcı ilaç veya içki
  3. Aşk ilham eden büyülü içki

NESİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hafif yel, esinti

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü