İçinde ser olan 5 harfli 16 kelime var. İçerisinde SER bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ser olan kelimeler listesine ya da Sonu ser ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SER
2 Harfli Kelimeler
ER, ES, RE, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SERAK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dik yerlerden inen buzullarda, derin yarılmalar sebebiyle buz parçalarının koparak aşağıya düşmesi
-
[isim]
Dik yerlerden inen buzullarda, derin yarılmalar sebebiyle buz parçalarının koparak aşağıya düşmesi
- SERVİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Servigillerden, Akdeniz bölgesinde çok yetişen, kışın yapraklarını dökmeyen, 25 m boyunda, ince, uzun, piramit biçiminde, çok koyu yeşil yapraklı bir ağaç, andız, selvi, servi ağacı (Cupressus sempenvirens)
-
[isim]
Servigillerden, Akdeniz bölgesinde çok yetişen, kışın yapraklarını dökmeyen, 25 m boyunda, ince, uzun, piramit biçiminde, çok koyu yeşil yapraklı bir ağaç, andız, selvi, servi ağacı (Cupressus sempenvirens)
- SERİM
-
-
[isim]
Serme işi
-
Oyun, roman, hikâye, masal vb. anlatı türlerinde kişilerin ve çevrenin tanıtıldığı, konunun, olayın anlatılmaya başlandığı bölüm
-
[isim]
Serme işi
- SERME
-
-
[isim]
Sermek işi
-
Sac ekmeği
-
[isim]
Sermek işi
- EKSER
-
-
[isim]
Büyük çivi, enser
-
[isim]
Büyük çivi, enser
- SERİK
- ...
- SERİN
-
-
[sıfat]
Az soğuk, ılık ile soğuk arası
- "Dedelerimiz sıcakta serin tutan birtakım kürkler bulunduğunu bilirlerdi." (Refik Halit Karay)
-
Hoşa giden, hafif bir soğukluk veren
- "... kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Az soğuk, ılık ile soğuk arası
- SEREN
-
-
[isim]
Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder
-
Konut kapılarında menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça
-
[isim]
Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder
- SERAP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Atmosferde ışık ışınlarının kırılmasından doğan ve çöllerde kolaylıkla gözlemi yapılabilen optik yanılma, uzaktaki bir cisme bakarken sanki bir su yüzeyinden yansıyormuş gibi cisimle birlikte ters görüntünün oluşumu, ılgım, yalgın, pusarık
- "Birdenbire uzakta ... tatlı bir serap gördüm." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Atmosferde ışık ışınlarının kırılmasından doğan ve çöllerde kolaylıkla gözlemi yapılabilen optik yanılma, uzaktaki bir cisme bakarken sanki bir su yüzeyinden yansıyormuş gibi cisimle birlikte ters görüntünün oluşumu, ılgım, yalgın, pusarık
- SERÇE
-
-
[isim]
Serçegillerden, insanlara yakın yerlerde yaşayan, kışın göçmeyen, koyu boz renkli, ötücü küçük bir kuş (Passer domesticus)
-
[isim]
Serçegillerden, insanlara yakın yerlerde yaşayan, kışın göçmeyen, koyu boz renkli, ötücü küçük bir kuş (Passer domesticus)
- KESER
-
-
[isim]
Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç
-
[isim]
Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç
- SERUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pıhtılaşma sonunda kandan ayrılan sıvı bölüm
-
Mikroplu bir hastalığa veya zehirli bir maddeye karşı aşılanmış bir hayvanın özellikle atın kanından elde edilen sıvı madde
- "Kuş palazı serumu."
-
Hücre yenilenmesini hızlandıran, deriyi besleyen, su kaybını, cildin solunumunu ve doğal savunmasını kuvvetlendiren sıvı
-
[isim]
Pıhtılaşma sonunda kandan ayrılan sıvı bölüm
- SERİŞ
-
-
[isim]
Serme işi veya biçimi
-
[isim]
Serme işi veya biçimi
- ÜLSER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sindirim organlarında ve özellikle mide ile onikiparmak bağırsağında görülen yara, karha
- "Midesindeki ülsere salık verilmiş birkaç kocakarı ilacı her zaman iyi gelmez." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Sindirim organlarında ve özellikle mide ile onikiparmak bağırsağında görülen yara, karha
- ÜSERA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Esirler, köleler
- "Bulgarlara esir düşüp fedakâr emirberi Hasan Çavuşun marifetiyle üsera karargâhından firar edişi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Esirler, köleler
- SERGİ
-
-
[isim]
Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer
- "Bir karpuz sergisi açabilmek için projeler yapmakta idi." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şehir Galerisi'nde açtığı ilk sergide, yalnız zevkine ve hünerine değil, sabrına da şaştım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Halkın gezip görmesi, tanıması için uygun biçimde yerleştirilmiş ürünlerin, sanat eserlerinin tümü
- "Resim, heykel, seramik, el işleri sergisi ne olursa gidiyorum." (Haldun Taner)
-
Bir yerin, bir ülkenin veya çeşitli ülkelerin kendine özgü tarım, sanayi vb. ürünlerini tanıtmak için bunların uygun bir biçimde gösterildiği yer, meşher
-
Yaygı, kilim
-
[isim]
Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer