İçinde s olan 8 harfli 2723 kelime var. İçerisinde S harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında s harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ALAKASIZ

  1. [sıfat] İlgisiz

ÇUBUKSUZ

  1. [sıfat] Çubuğu olmayan

HADİSELİ

  1. [sıfat] Olaylı

KALITSAL

  1. [sıfat] Kalıtımsal, irsî

KESİKLİK

  1. [isim] Kesik olma durumu
    • "Dumanlar gözlerimi yakıyor, görüş gücüme kesiklik veriyor." (Salâh Birsel)
  2. Ansızın duyulan hâlsizlik, kırıklık, yorgunluk

MASABAŞI
...
MÜVESVİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İşkilli, kuruntulu, vesveseli

SÖVDÜRME

  1. [isim] Sövdürmek işi

SUSTURMA

  1. [isim] Susturmak işi, ilzam

ÇİMENSİZ

  1. [sıfat] Çimeni olmayan
    • "Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları parlatıyordu." (Ömer Seyfettin)

GANGSTER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yasa dışı işler yapan çete üyesi
  2. Herhangi bir çıkar için her türlü kötülüğü yapan kimse

GÜNEŞSİZ

  1. [sıfat] Güneş ışınlarıyla aydınlanmayan, güneş ışınlarını almayan
    • "Güneşsiz yer."
  2. Kapalı, bulutlu (hava)
    • "Güneşsiz hava."

MESUDİYE
...
PUSLANMA

  1. [isim] Puslanmak işi

RUHSUZCA
...
ŞAHİTSİZ

  1. [sıfat] Şahidi olmayan
    • "Vakayı şahitsiz bırakmak için seni de öldürmeli idim." (Falih Rıfkı Atay)

SAPTAMAK

  1. [-i] Bir şeyi belirgin kılmak, tespit etmek

SONBAHAR

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Kuzey yarım kürede eylül, ekim ve kasım aylarını içine alan süre, güz
    • "Sonbahar yağmurlarından sonra güneşli, sıcak, güzel bir gün." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Yaşlılık dönemi

TAHSİSLİ

  1. [sıfat] Bir şeye özgü kılınmış, bir şeye ayrılmış

TANSİYON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kanın damarlara içeriden yaptığı basınç, kan basıncı
    • "Kocasının hiddetten tansiyonu yükseldi." (Haldun Taner)
    • "Yüreği dinledi, kaygısı arttı. Tansiyonu ölçtü, telaşa düştü." (Atilla İlhan)
  2. Gerilim
    • "Hiç değilse önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti." (Tarık Buğra)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü