İçinde s olan 6 harfli 1363 kelime var. İçerisinde S harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında s harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ALESTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [sıfat] Harekete hazır, tetikte
    • "Meğerse sokak kapısının önünde her şey hazır, her şey alesta imiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Artık koridorda ufak bir gürültü olsa Leman Hoca'nın ikazı ile evvelden işaretlediğimiz La pipe Turque sayfasını açıp alesta bekliyorduk." (Haldun Taner)

KAYISI

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gülgillerden, sıcak veya ılık iklimlerde yetişen, çiçekleri pembemsi beyaz bir ağaç (Prunus armeniaca)
  2. Bu ağacın açık turuncu renkte, eti sulu, güzel kokulu, tek ve sert çekirdekli tatlı meyvesi
  3. Beyazı pişmiş, sarısı az pişmiş yumurta

KONSER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sanatçıların müzik eserlerini bir topluluk önünde çalması veya söylemesi
  2. Sürekli gürültü

LABROS

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Lapinanın büyük cinsi

MESABE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Derece, değer, rütbe

RAKKAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sarkaç
    • "... rakkasın çıkardığı o muntazam tak tuklar, gündüzkinden birkaç derece daha büyümüş gibi işitiliyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Raksı meslek edinmiş erkek

SAPINÇ

  1. [isim] Özel bir görevin normal sonucuna ulaşmasına engel olan sapıklık, aberasyon
  2. Işık hızının sonlu olmasından dolayı bir gök cisminin görünen konumu ile gerçek konumu arasındaki fark, aberasyon
  3. Bir mercek, ayna veya optik dizgenin odaklama özelliklerindeki yanlış, aberasyon

SEKTÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bölüm, kol, dal, kesim
    • "Özel sektör."
  2. Aynı işi yapan topluluk
  3. Manyetik tamburun, manyetik diskin veya bir disk paketinin üzerindeki, veri ortamının önceden belirlenmiş açılı yer değiştirmesi sırasında manyetik kafaların erişebildiği, bir iz veya bant parçası

İSTİDA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dilekçe, arzuhal
    • "İstida müsveddesi birkaç kere müdürün yanına gitti geldi." (Reşat Nuri Güntekin)

SIVALI

  1. [sıfat] Sıva vurulmuş, sıva sürülmüş
    • "Sıvalı duvar."
  2. Sıvar gibi bulaşmış, sıvanmış

TESPİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] "Süphanallah" sözünü söyleme
    • "Kimisi bağdaş kurmuş, tespih çekiyor, kimisi diz çökmüş Kur'an okuyor." (Refik Halit Karay)
  2. Belirli dinî sözleri tekrarlamak veya elde oyalanmak için kullanılan, türlü maddelerden boncuk biçiminde yapılmış, genellikle otuz üç veya doksan dokuz taneden oluşmuş dizi
    • "İri taşlı tespihinin parmakları arasında arada bir şıkırdaması..." (Reşat Nuri Güntekin)

YOLSUZ

  1. [sıfat] Yolu olmayan
    • "Bu dik, sarp ve yolsuz dağları arabalar, katırlar ve otomobillerle aşacaksınız." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yavaş giden (taşıt)
    • "Bu gemi yolsuzdur."
  3. Kurallara aykırı, uygunsuz, yöntemsiz, düzensiz, yersiz, usulsüz, nizamsız
    • "Kaymakamın yolsuz icraatı, hususi hayatı hep burada konuşulur, kasabanın olup biten işleri hep burada öğrenilirdi." (Refik Halit Karay)
  4. Törelere, toplumun görüşüne aykırı davranan
    • "Babam böyle yolsuz bir adam olsaydı anam ne yapardı." (Memduh Şevket Esendal)

BASARİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Görme ile ilgili

KÜSLÜK

  1. [isim] Küs olma durumu, dargınlık

MİKSER

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Bakınız çırpıcı
  2. Bakınız karmaç

MÜSAİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Uygun, elverişli
    • "Müsait bir gün geleceğim."
  2. Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın)

MUSLİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sık dokunmuş, parlak, ince, yumuşak bir tür kumaş
    • "Bir bebek yatağı hazırlar gibi özene bezene muslinlerle süslemiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış olan

SERAPA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [zarf] Baştan başa, bütün olarak
    • "İniverdik uyumuşların önüne karadan gemilerle / Kesildiler serapa nur, serapa hayret." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)

SOBACI

  1. [isim] Soba yapan, satan, onaran veya kuran kimse

USTUNÇ

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Taşınabilir cerrah araçları takımı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü