İçinde s olan 5 harfli 1130 kelime var. İçerisinde S harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında s harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EVSİZ

  1. [sıfat] Evi olmayan
    • "Zavallı evsizler ne zaman başlarının üstünde bir dama kavuşacaklar, diye her ağızdan bir nakarat..." (Halide Edip Adıvar)

RESİF

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Su düzeyindeki sıra kayalar

SAPMA

  1. [isim] Sapmak işi
  2. Serbest bir mıknatıslı iğnenin denge konumundayken gösterdiği doğrultudan geçen düşey düzlemle, bulunulan noktanın meridyen düzlemi arasındaki açı
  3. Bir ışının saydam bir biçmeden geçtikten sonraki doğrultusu arasında oluşan açı
  4. Bazı kelimelerin kurallara göre almaları gereken biçimlerden uzaklaşması durumu: Ben-ge > bene yerine bana, sen-ge > sene yerine sana olması gibi

SATIM

  1. [isim] Satış
    • "'O Kimdi' adlı polisiye bir sevda romanı yayımladı. 'O Kimdi'yi de satımda bulamazsın." (Selim İleri)

SİYME

  1. [isim] Siymek işi

SÜKUN
...
TEİST
...
CEMSE
...
HEVES

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İstek, eğilim, arzu, şevk
    • "Küçüklüğünden beri bütün hevesi bahriyede idi." (Haldun Taner)
    • "Birçoklarının bu havaya uydukları ve artık refahlarını devlet kapılarının dışında aramaya heves ettikleri zamanlardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Bir aralık, büyük bir devlet adamı olmak hevesine düştüm." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Gazetenin yayını kesildi; çaresiz İzmir'e döndüm fakat hevesim kursağımda kalmıştı." (Atilla İlhan)
  2. Gelip geçici istek
    • "Yoksa ona karşı geçici bir heves mi duyuyor." (Peyami Safa)

LOTUS

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Nilüfer cinsinden birçok bitkiye verilen genel ad

MİNSK
...
NEFES

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Soluk
    • "Nefes aldıkça içime kurum ve is kokusu doluyor sanıyorum." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Ramazan sigarasının izmaritinden birkaç nefes çekti." (Çetin Altan)
    • "Ahalinin büyük bir kayıtsızlıkla "çiçek" ismini verdiği frengiye nefes eder, tütsü yapardı." (Refik Halit Karay)
    • "Enişte istediği kadar nefes tüketsin, hepsi bir kulağımdan girer, öteki kulağımdan çıkar." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Şifa amacıyla hastaya okunan dua
    • "İki güzel filmin arkasından peş peşe on tane moloz film sıralanınca insanın nefesi kesiliyor." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  3. Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman
    • "Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu." (Haldun Taner)
    • "Bu telgrafı okur okumaz, geniş bir nefes aldım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Canlılık, hayat belirtisi
    • "Bir insan daha var çok şükür evde / Nefes var / Ayak sesi var / Çok şükür, çok şükür." (Orhan Veli Kanık)
    • "Gezecek, eğlenecek, nefes alacak hiçbir yer yok." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Bektaşi ve Alevilerin görüş ve düşüncelerini belirtmek için yazılmış şiir

SALİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir yola giren, bir yolda giden
    • "Güreşe merak sardı. Bir dine salik olanların fanatizmi ile güreş âşığı kesildi." (Haldun Taner)
  2. Bir tarikata bağlanan

SANAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık
    • "Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi." (Tarık Buğra)
  2. Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım
    • "Caz ve caz havaları ne yazık ki bizim çok verimli o millî halk sanatımızı da baltaladı." (Refik Halit Karay)
  3. Bir şey yapmada gösterilen ustalık
    • "Konuşma sanatı."
  4. Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü
    • "Askerlik sanatı."
  5. Zanaat

SİNİK

  1. [sıfat] Sinmiş, yılmış, pusmuş
    • "Bundan zevk alan ve bazı kere de bununla kadının sempatisini kazanan sinik erkeklerden biri de Atıf'tır." (Refik Halit Karay)

SİRTO

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Türk müziğinde bir oyun havası
  2. Bir tür halk oyunu

TRANS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Medyumların ruhla ilişki kurdukları zaman girdikleri özel hipnoz durumu
    • "O garip bir transa girmişti; beni konuşturmak, nasıl aşağılık duygusu içinde kıvrandığımı işitmek istiyordu." (Ahmet Ümit)
  2. Kendinden geçme, içinde bulunduğu ortamdan başka bir dünyaya veya havaya geçme
    • "Mükrimin Hoca trans hâline girer, o gazanın kahramanları ile özdeşleşir." (Haldun Taner)

ÜSTÜN

  1. [sıfat] Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan
    • "Zekâsının işlek, hatasız ve çok üstün olduğunu bir daha anlıyorum." (Refik Halit Karay)
    • "Aşk, hayatın bütün zevklerine üstün gelen ruhani bir varlıktır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik
    • "Aliço'nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir." (Salâh Birsel)

KISAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü aynı biçimde uygulayarak cezalandırma

SAMUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuzey Avrupa'da yaşayan, çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük hayvan (Martes zibelilina)
  2. [sıfat] Bu hayvanın postundan yapılan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü