İçinde s olan 3 harfli 89 kelime var. İçerisinde S harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında s harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ASA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek
-
İhtiyarların baston yerine kullandıkları uzun sopa
-
[isim]
Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek
- SAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin doğru olduğunu belirtmek için yapılan işaret
-
[isim]
Bir şeyin doğru olduğunu belirtmek için yapılan işaret
- HAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Özgü, öze, mahsus
- "Anadolu'nun yüksek yaylalarına has, sessiz, pussuz, boz renkli gecelerden biriydi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Katışıksız, en iyi cinsten, saf
- "Has gümüş."
-
Hükümdara özgü olan
- "Has ahır. Has bahçe."
-
İyi nitelikleri kendinde toplamış olan (kimse)
-
[isim]
Başmaklık
-
[sıfat]
Özgü, öze, mahsus
- SAN
-
-
[isim]
Ün, şan, şöhret
- "Ne adını sanını ne kalıbını kıyafetini ne oturup kalkmasını ... beğenirdim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Saygı belirtme sözü, unvan
-
Herhangi bir şeyi, neyse o yapan nitelik, kip karşıtı
-
[isim]
Ün, şan, şöhret
- BAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
En kalın erkek sesi
-
Sesi böyle olan sanatçı
-
En kalın sesli orkestra çalgısı
-
[isim]
En kalın erkek sesi
- FES
-
-
[isim]
Şapka yerine kullanılan, kırmızı, kalın çuhadan yapılmış, tepesinde püskülü olan, silindir biçiminde başlık
-
[isim]
Şapka yerine kullanılan, kırmızı, kalın çuhadan yapılmış, tepesinde püskülü olan, silindir biçiminde başlık
- SÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Katolik mezhebinde kendini dine adayan ve manastırda yaşayan kadın
-
Katolik mezhebinde dinle ilgili bir yükümlülük almayan ancak din uğruna hemşirelik, hasta bakıcılık vb. işlerde çalışan kadın
-
[isim]
Katolik mezhebinde kendini dine adayan ve manastırda yaşayan kadın
- SÜT
-
-
[isim]
Kadınların ve memeli dişi hayvanların yavrularını beslemek için memelerinden gelen, besin değeri yüksek beyaz sıvı
- "Şimdi önümüzden süt dökmüş kedi gibi sakin sakin akıyor." (Haldun Taner)
- "İş söze döküldü mü nedense tutuklaşıyor, süt dökmüş kediye dönüyordu." (Atilla İlhan)
- "Hacı yenge süt gibi saçları, buruşuk yüzüyle asıl şimdi eli öpülecek bir hacı yenge olmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Fadime'yi aldım götürdüm, kaynanamın odasına bıraktım, sütten kesmiştim." (Halide Edip Adıvar)
-
Bazı bitkilerin türlü organlarında bulunan beyaz renkte öz su
-
Erkek balığın tohumu
-
Süte benzeyen her türlü sıvı
- "Acı badem sütü."
-
Benzin, mazot
-
[isim]
Kadınların ve memeli dişi hayvanların yavrularını beslemek için memelerinden gelen, besin değeri yüksek beyaz sıvı
- MİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güzel koku
- "Hava mis gibi çam kokuyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Güzel koku
- SAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çölde esen rüzgâr, sam yeli
-
[isim]
Çölde esen rüzgâr, sam yeli
- SÖZ
-
-
[isim]
Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil
- "Aklıma bu maaş meselesinden bir kere de Ahmet Kerim'e söz açmak geldi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Toplantıda ilk olarak başkan söz aldı."
- "Numaralar okunuyor, görüşüyoruz, gruplardan gruplara sözler atıyoruz, şakalar ediyoruz, ne hoş eğleniyoruz." (Refik Halit Karay)
- "Söz bir, Allah bir, seni ele vermem." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük
- "İşimin yapılacağı konusunda bakandan söz aldım."
- "Sarhoşlar söz atıyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Bu toplantıda büyüklere söz düşmüyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Hâlbuki bu münasebetsiz dedikodular mektebe de söz getirmeye başladı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi
- "Yer yer birçok türküde rastladığımız beylik sözler de vardı içinde." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Kesinlik kazanmayan haber, söylenti
- "Ortalıkta bir söz dolaşıyor."
-
Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme
- "O, sözünde duran bir adamdır."
-
Müzik parçalarının yazılı metni, güfte
- "Şarkının sözleri çok anlamlı."
-
[isim]
Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil
- ÖRS
-
-
[isim]
Biçimleri yapılacak işe göre değişen, üzerinde maden dövülen, çelik yüzeyli, demir araç
- "Demir yalım gibi kızarmıştı. Küçücük örsünün üstüne koydu, dövmeye başladı." (Yahya Kemal)
- "Bana örs ve çekiç arası bir durumda kaldığından yakınmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Üzerine çivi çakılacak ayakkabı geçirilen kunduracı aracı
-
[isim]
Biçimleri yapılacak işe göre değişen, üzerinde maden dövülen, çelik yüzeyli, demir araç
- SEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürekli yağan yağmurdan veya eriyen kardan oluşan, geçtiği yerlere zarar veren taşkın su
- "Durmaz akar gözüm yaşı sel gibi." (Âşık Veysel)
- "Sel gider kum kalır misali, türküler gidiyor, şiirler kalıyor." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Hareket hâlindeki büyük kalabalık, yığın
- "Ellerinde çantalı, küçük yiyecek paketleri, kadınlı erkekli bir memur seli, Ulus Meydanı'na doğru akıyor." (Necati Cumalı)
-
Etki ve iz bırakan güçlü durum veya davranış
-
[isim]
Sürekli yağan yağmurdan veya eriyen kardan oluşan, geçtiği yerlere zarar veren taşkın su
- SİZ
-
-
[zamir]
Çokluk ikinci kişi zamiri
- "... sizden iyi olmasın pek babacan, cana yakın bir adamdır." (Haldun Taner)
- "Doktor 'size doyum olmaz' diye gülerek müsaade istedi. Ayağa kalktı." (Ömer Seyfettin)
-
Bir kişiye saygı ve incelik belirtisi olarak kullanılan bir seslenme sözü
-
[zamir]
Çokluk ikinci kişi zamiri
- TIS
-
-
[isim]
Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses
-
[isim]
Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses
- SOY
-
-
[isim]
Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale
- "Bizler hadi neyse böyle biraz gülünç bir adamın hafif adına katlanalım ama yarın, bizim soyumuzdan kimlerin yetişeceğini kim bilir." (Memduh Şevket Esendal)
-
Cins, tür, çeşit
-
[sıfat]
İyi ve üstün nitelikleri bulunan
-
Manzum söz
- "Boy boyladı, soy soyladı." (Dede Korkut)
-
[isim]
Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale
- KAS
-
-
[isim]
Tellerden oluşan ve kasılarak vücut hareketlerini sağlayan organ ve bu organın telsi dokusu, adale
- "Kol kasları. Kalp kası."
-
[isim]
Tellerden oluşan ve kasılarak vücut hareketlerini sağlayan organ ve bu organın telsi dokusu, adale
- SOM
-
-
[sıfat]
İçi dolu olan ve dışı kaplama olmayan
- "Köşk, som gümüş bir parmaklıkla ikiye bölünmüştür." (Salâh Birsel)
-
Katışıksız
- "Karşıki binaların som ve ağır gölgelerinde Orta Çağın bütün azametli sıkleti var." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
İçi dolu olan ve dışı kaplama olmayan
- SUT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eskiden bazı bitkilerden, bugün sodyum klorürden elde edilen sodyum karbonatın ticaretteki adı
-
[isim]
Eskiden bazı bitkilerden, bugün sodyum klorürden elde edilen sodyum karbonatın ticaretteki adı
- SEK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
İçine su, başka bir içki veya bir sıvı karıştırılmamış (içki)
- "Sek viski."
-
[zarf]
İçine su veya bir başka içki karıştırmadan
- "Sek içmek."
-
[sıfat]
İçine su, başka bir içki veya bir sıvı karıştırılmamış (içki)